Gelen delikanlı bakışlarını bir türlü kadından alamaz ve tamir işini zorlukla bitirir. İş bitince,kadın çocuğa yaklaşır: AMA: D’EVAMI Y’ORUMDA >>>

Kışın ortasında dağa vardığında eşkiyanın adamları "Tek başına bu dağda ne gezersin bre ahmak?" diyerek delikanlıyı esir almışlar.
Delikanlı "Ağanıza bir hediye getirdim" deyince onu yedi dağın eşkiyasının karşısına çıkarmışlar.
Eşkiya hakikaten dedikleri kadar varmış. Delikanlı cesaretini toplayıp babasının vasiyetini anlatmış ve koynundan kesenin birini çıkarıp yedi dağın eşkıyasına uzatmış:
- Ağam, bunu size vermezsem babam mezarında rahat yatmaz, lütfen kabul edin
O namlı eşkıyanın yüzünde babacan bir ifade belirmiş:
- Sevdim seni evlat!.. Safsın, temizsin, dünyadan haberin yok. Benim namım bu dağları sarmıştır, lakin memlekette benden büyük bir eşkiya daha bulunur. Biz eşkiya da olsak, hak etmediğimiz mala el sürmeyiz. Sen şimdi geldiğin yoldan dön, şehre var. Gidip kadı efendiyi bul. Memleketin en büyük eşkiyası odur. Selamımı söyle, bu keseyi ona ver!..
Sonra adamlarına emretmiş:
- Bu yiğidi, başına bir iş gelmeden düze indirin, şehir yolunda bırakın..
Reklamlar