adamın biri doktorun karşısına çıkmış: "aman doktor bey, yaman doktor bey; bende bir sorun var ki sormayın - şimdi bende feci bir gaz sorunu var afedersin: oturuyorum osuruyorum, kalkıyorum osuruyorum, yatıyorum osuruyorum falan fıstık... işin tuhaf yanı ne biliyon mu, gaz ne kokuyor ne de duyuluyor - hani yani kimse durumu çakmıyor allahtan da, diyeceğim, bende yarattığı rahatsızlık öyle böyle değil! derdime bir çare..."
doktor sessizce başını sallamış ve hemen bir reçete yazıp hastanın eline tutuşturmuş; demiş "bu ilacı al, bir ay sonra beni yine gör..."
bir ay geçmiş, aynı adam girmiş kapıdan, burnundan soluyor: "ulan doktor ben senin ağzına sıçayım! gazım var dedik, duyulmuyor dedik; sen bize bir ilaç verdin - hala aynı gaz var, üstelik şimdi ses de çıkarıyor!"
doktor gülümsemiş: "oo iyi, kulakları açmışız demek; şimdi sıra burnunda!"
şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş... bir süre yürüdükten sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış. birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. bakmış ki yanındaki sepet bomboş, şapkalar gitmiş. bir de kafasını kaldırıp agaca bakmış ki, ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın şapkaları... adam düşünmeye başlamış:
- "ben şimdi napıcam, şapkaları bu maymunlardan nasıl alıcam...?"
düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken bi bakmış maymunlar da adamı taklidini yapıyolar, kafalarını kaşıyolar. adam ellerini havaya kaldırmış , maymunlar da aynısını yapmışlar. derken adam ne yapacağını bulmuş. kendi başındaki şapkasını çıkartıp yere atmış, tabi maymunlar da kafalarındaki şapkaları hemen yere atmışlar. adam böylece bütün şapkaları toplayıp sepetine koymuş.
aradan 50 yıl geçmiş. artık adamın bir torunu varmış. o da dedesi gibi şapka satıcısı olmuş. günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşmüş. hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış. bir saat sonra uyanmış bir de bakmış sepetin içinde şapkalar yok. derken tuhaf sesler duymuş bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bi sürü maymun, hepsinin kafasında birer şapka. adam düşünmüş:
- "dedem yıllar önce bana bir hikaye anlatmıştı. ne yapacağımı çok iyi biliyorum."
adam kafasını kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar. adam ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da ellerini kaldırmış. ve adam gülümseyerek kendi başındaki şapkayı çıkarmış yere fırlatmış. o anda maymunlardan biri ağaçtan inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da bi tokat atmış ve: