Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, hukuksuzlukları Adalet Bakanı’nın önünde tek tek sıraladı

TBB Başkanı Erinç Sağkan, 2025-2026 Adli Yılı açılış töreninde ''Bazı il ve ilçelerin seçilmiş belediye başkanlarına yönelik uygulamalar ve yine kayym uygulamaları sadece kişilere değil halk iradesine de zarar vermektedir'' dedi.

2025-2026 Adli Yıl Açılış Töreni, Yargıtay Başkanlığı'nda yapıldı. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan katıldı.

Sağkan kürsüye gelerek yeni adli yıla ilişkin açıklamalarda bulundu. Yürütülen soruşturmalardaki hukuksuzluklara değinen Sağkan, "Son dönem örneği olarak bazı il ve ilçelerin seçilmiş belediye başkanları hakkında yürütülen soruşturmalardaki hukuka aykırı uygulamalar yine kayyım uygulamaları sadece ilgililerin değil sahip oldukları halk iradesi temsili nedeniyle anayasal demokrasiye de ağır zarar vermektedir. Bu durum endişe veren bir tablo ortaya koymaktadır." ifadelerini kullandı.

Sağkan'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"Terörsüz Türkiye doğrultusunda oluşturulan komisyona görüşlerimizi sunma imkanı bulduk. TBB olarak ön koşulun anayasaya saygı olduğunu düşünüyoruz. En iyi anayasa en iyi uygulanan anayasadır. İsrail'in katliamlarına karşı olarak hukuki desteği sunmaya hazırız. Çünkü biz bellekleri zayıf, vicdanları seçici olanların aksine 'Yurtta sulh cihanda sulh' diyen bir liderin izinde gidiyoruz.

Yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran yargıçları baskı altına alan ya da mahkeme kararlarını uygulamayan bir yaklaşım yanız hukuk devletini değil varlık nedenini de ortadan kaldırır.

CAN ATALAY VE AİHM KARARLARI VURGUSU

Bu kapsamda yasama organında bulunması gerekirken cezaevinde tutulan avukat Can Atalay özelinde AYM kararı uygulanmayarak ve yine tutukluluk tedbirinin politik olduğu gerekçesiyle AİHS'nin 18. maddesi kapsamında ihlal tespiti yapılan kararların gerekleri yerine getirilmeyerek yaratılan hak ihlallerinin anayasal demokrasi anlayışının verdiği ağır zararın altını çizmek isterim.

Yönetim sistemimizde kuvvetlerin birbirini denetleme konusunda sorun yaşandığını bu sorunun bazı hukuka aykırı uygulamalarla birlikte hukuk devleti ilkesi bakımından son derece olumsuz bir tablo çıkarmakta.

CHP'Lİ BELEDİYELERE OPERASYON VE KAYYIM UYGULAMALARI

Son dönem örneği olarak bazı il ve ilçelerin seçilmiş belediye başkanları hakkında yürütülen soruşturmalardaki hukuka aykırı uygulamalar yine kayyım uygulamaları sadece ilgililerin değil sahip oldukları halk iradesi temsili nedeniyle anayasal demokrasiye de ağır zarar vermektedir. Bu durum endişe veren bir tablo ortaya koymaktadır.

Bir hukuk devletinde kimse hukukun üstünde olmadığı gibi layusel de değildir. Ancak davet halinde geleceği bilinen kişilere gözaltı uygulanması tutuklama tedbirinin istisna halinden çıkıp cezalandırmaya dönüşecek şekilde ölçüsüz uygulanması masumiyet karinesini ihlal eden makul sürede iddianame hazırlanmaması gibi hukuka aykırı uygulamalar hukuka derin ve yaygın güvensizlik oluşturmaktadır.

MEHMET PEHLİVAN'IN TUTUKLANMASI

Mehmet Pehlivan'ın mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklanması adil yargılanma hakkının açık ihlalidir. Bu uygulamalar hukuk devleti ilkesini temelden sarsmaktadır.

Düşünce ve ifade özgürlüğü hukuk devletinin de demokrasinin de olmazsa olmazıdır.

Hukuk tarihimizde ilk defa yaptıkları bir açıklama nedeniyle bir baromuz başkan ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerinin sonlandırılmasına karar verildi. Yargı eliyle yapılan bu müdahale yargının kurucu unsurlarından savunma makamını hedef almış olup baroların avukatlık mesleğinin bağımsızlığı açısından kaygı verici durumdadır.

Bir siyasi parti genel başkanının yaptığı bazı paylaşımlarından dolayı 5 ay tutuklu yargılanması, bazı gazeteciler hakkında yürütülen soruşturmalarda tutuklama ve adli kontrol hükümlerinin ölçüsüz biçimde kullanılması ve yayın yapan kanallara erişim engelleri getirilmesi, öğrencilerin tutuklanması gibi hak ihlallerine sebebiyet veren hukuka aykırı yargısal uygulamalar düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında toplumun önemli bir kesimi üzerinde baskı ve kaygı yaratmakta, hukuk güvenliğine olan talep her zamankinden fazla seslendirilmektedir.

-Yargı sistemimiz kendi iç denetim mekanizmalarını etkin şekilde harekete geçirmeli.

-Savunma makamı güçlü olmadan bağımsız yargı, bağımsız yargı olmadan gerçek bir hukuk devleti inşa etmek mümkün değildir.

-Avukatlık mesleği bugün çok boyutlu bir krizli karşı karşıyadır."

TELE1