Eski Mısırda MÖ 1550 yılından kaldığı sanılan Ebers Papirusu’nda bebekleri beslemenin tek yolunun anne sütü ile besleme olduğu ve bebeklerin üç yaşına kadar anne sütü alması gerektiği yazılıdır. Eski Babilliler ve Türkler’ de anne sütüyle beslenmeye büyük önem vermişler ve anne sütünü kutsal saymışlardır.
İslam’a göre bebeğin anne karnında kanla beslenmesi ile doğumdan sonra anne sütü ile beslenmesi arasında kesintisiz bir devamlılık vardır.
Avrupada Rönesans döneminde yazılan çeşitli kitaplarda anne sütünün bebekler için en iyi besin olduğu belirtilmiştir. Sanayi devriminin olmasıyla kadınların da çalışmaya başlaması anne sütüne ilgiyi azaltmıştır. Birinci dünya savaşı sonrası başlayan kadın hakları hareketinin yanlış değerlendirilmesi ile biberonlar modern anneliğin simgesi olmuştur. Yapılan hatalar 1978 yılında Amerikan Pediatri Akademisi gibi muhafazakar bir kurum tarafından da kabul edilmiş, anne sütü konusundaki araştırmalara ağırlık verilmiştir. Bugüne kadar kamuoyunda yaratılan yanlış bilgiler değiştirilmeye ve bebeklerin doğanın kendilerine armağan ettiği en kıymetli besin olan anne sütü ile beslenmelerinin önemi vurgulanmaya başlanmıştır.