Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, TV5’te Mustafa Yılmaz ve Bünyamin Güler’in sunduğu “Kulis Ankara” programa konuk oldu. Geçen yıl yapılan yerel seçimlere gönderme yapan Babacan, iktidarın erken seçime gidecek özgüveninin olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı sisteminin gelmesinden bu yana TÜİK verilerine göre çalışan sayısının 3 milyon 185 kişi azaldığını belirten Babacan, “Bu sistem geldiği günden beri Türkiye kan kaybediyor. Başkanlık Sistemini denedik ve olmayacağını gördük. Bu deneyimden sonra artık Türkiye için en ideal sistemi bulmak için arayışa geçmemiz gerekiyor. O da, bizim hep savunduğumuz gibi güçlendirilmiş bir parlamenter sistemdir” diye konuştu.
2020 yılı içerisinde baskın seçim ihtimalini zayıf gördüğünü ifade eden Babacan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
İktidara destek zayıflıyor, bugün seçim olsa eski oylarını almaları mümkün değil; ne AK Parti’nin ne küçük ortakların artık eski destekleri yok. Daha İstanbul’un, Ankara’nın, Antalya’nın hatırası çok taze, Adana kaybedilmiş, Mersin kaybedilmiş, yerel yönetimlerde büyük şehirlerde en önemli illerde seçim kaybedilmiş. Dolayısıyla ben açıkçası bu sene böyle bir baskın bir seçim ihtimalini o açıdan zayıf görürüm.
İKTİDARIN YAPTIĞI KORKUTARAK OY TOPLAMAYA ÇALIŞMAK
İktidar partisinin yaptığı korkutarak oy toplamaya çalışmak. Ben daha iyisini yaparım diyemiyorlar artık. Bütün propaganda şu anda korkutma, elindekini kaybedersin korkutması. Biz diyoruz ki, hayır, hiç kimse elindekini kaybetmeyecek, tam tersine herkes kazanacak, herkesin kazandığı bir Türkiye bizi bekliyor ve biz onun için çalışacağız diyoruz, onun garantörü biziz diyoruz.
EKONOMİDEKİ BİR NUMARALI SORUN GÜVEN
Ekonominin bir politika parametreleri vardır, bir de güven ve itibar boyutu vardır. Ekonomiyle ilgili kurumların ayağa kalkması 1 aydır. Ondan sonra ileriye doğru en az üç yıllık bir ekonomik program açıklarsınız. Ekonomik programla bu ülke toparlar diye kanaat oluştuğu anda zaten yatırım da gelmeye başlar piyasa canlanır. O güven ve ışığı bulduğu anda yatırımcı hemen yatırım yapmaya başlar. Yatırım başlar, istihdam başlar.
Siyasetle bankacılık aynı ateşle barut gibidir. Eğer bankacılık siyasetin günlük rüzgarları içinde savrulmaya başlarsa Türkiye 2001 bankacılık krizinin olduğu günlere döner. 2001’de niye 19 tane banka bir gece de battı? Hep siyasetle bankacılığın iç içe girmesi sebebiyle. Siyasi amaç, bankaların kredilerine yansıdığı zaman orada zarar kaçınılmazdır. Bu dünyanın her yerinde böyledir, Türkiye’de de böyle olmuştur, şu anda ki bu iş eğer böyle giderse sonucu da öyle olur, Allah korusun 2001 gibi olur.
Toplantıya damga vuran soru: Erdoğan’a Alman gazeteciden “İmamoğlu” sorusu0 izlenme
Flaş ayrılık: Ethem Sancak, TOGG Yönetim Kurulu'ndan istifa etti!10 izlenme
Eğtim İş'ten AKP'ye andımız tepkisi6 izlenme
İBB'nin reklam panolarına Erdoğan'dan sonra Espressolab da geldi6 izlenme
Cumhurbaşkanlığı sistemi yürümeyecek7 izlenme
Hayat 5'li çeteye güzel! Yargıyı yok saydılar!6 izlenme
Vücudunuza lahana sarın Neden mi!13 izlenme
Darbeci Hafter'i destekleyen Fransa'dan ikiyüzlü açıklama7 izlenme