CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya'da meydanı dolduran on binlere hitap ettiği konuşmasına başladı.
Özel'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Karşı karşıya olduğumuz bu zor günlerde Antalya'ya sahip çıkmak için, iradesine sahip çıkmak için, seçtiklerinin arkasında durmak için, bir darbe düzenine direnmek, Yörüklerin evladına sahip çıkmaya, karanlığa karşı bir mum yakmaya, kaybedecek tek şeyimiz olan o zincirleri kırıp atmaya geldik. Dayanışmaya, mücadeleye, eylem yapmaya geldik.
"YOLUMUZ İKTİDAR YOLU. BİZ BAŞARACAĞIZ, BİZ KAZANACAĞIZ"
Ey Erdoğan! Bu meydanı görüyor musun? Dalga dalga operasyonlarla bu milleti sindireceğini mi sandın? İftiralarınla Antalya'yı Muhittin Böcek'in arkasından çekebileceğini mi sandın? Bir o köşede bir bu köşede saldırarak CHP'nin mücadelesini kırabileceğini mi sandın? Buradayız, birlikteyiz, omuz omuzayız. Enerjimiz yüksek, bitiremezsin. İrademiz çeliktendir, bükemezsin. İnsanımız yüreklidir, korkutamazsın. Bizi yolumuzdan asla çeviremezsin. Yolumuz iktidar yolu. Biz başaracağız, biz kazanacağız.
19 Mart darbesine karşı milli irade mitingleri kapsamında 1 Haziran Pazar günü buradaydık. Hep beraberdik. Yüz binler birlikteydik ve 19 Mart darbesine hep birlikte direndik. Geçtiğimiz hafta sizin özgür iradenizle seçtiğiniz belediye başkanlarınıza operasyonlar yapılınca sizler toplandınız, tepki gösterdiniz. Biz de normal programın içinde dün Adana'ya, bugün buraya gelmek istedik.
"EYLÜL'Ü BIRAK, ANTALYA, EYLÜL'ÜN YERİNE HEP BİRLİKTE AYAKTA"
Bugün, bugün bu 19 Mart'tan sonra 34. buluşma. Ama Antalya'ya bu operasyon yapıldığında bir kardeşimiz, Eylül, ODTÜ son sınıf öğrencisi, 'Antalya ayaklansın' diye tweet attı. Hiç utanmadan, sıkılmadan Eylül'ü aldılar, hapishaneye koydular. Suçu 'Antalya ayaklansın' demekmiş. Şimdi Eylül'e sesleniyorum. Eylül'cüğüm, görüyor musun? Antalya ayakta! Eylül'ü içeri atana, gücü Eylül'e yetene sesleniyorum. Görüyor musun? Antalya ayakta! Eylül'ü bırak, Antalya, Eylül'ün yerine hep birlikte ayakta.
"MUHİTTİN BAŞKAN, BUGÜN BİR KUMPASLA İÇERİDE TUTULUYOR"
Torosların evladı Muhittin Böcek. 26 yıldır belediye başkanı. İlkinde her iki kişiden birinin oyunu alarak, rekor kırarak seçiliyor. Ama işi zor. Cumhuriyet tarihi boyunca hem büyükşehirken hem öncesinde Antalya'yı iki kez üst üste kazanan yok. Niye? Bu kentin zorlukları var. Bu kente 2,5 milyon nüfusa göre para veriyorlar, 27 milyon turist dahil 30 milyon kişiye hizmet bekliyorlar. İşte böyle bir süreçte, iki dönem üst üste ilk kez, hem turizmde rekorlar kıran, hem de şehirdeki herkesin gönlünü kazanan Muhittin Başkan, bugün bir kumpasla içeride tutuluyor. Ona sahip çıkmaya geldik.
Benim Muhittin Başkan'la ayrıca özel, duygusal da bir ilişkim var. 108 gün COVID'den yoğun bakımda yattı. Kapısının önünde kardeşi bekliyordu ve her gün ben kardeşiyle telefonda görüşüp Muhittin Başkan'ın sağlığını soruyordum. Bir gün 'Ümit yok' dediler, 'Sadece dua edebiliriz' dedi. Ben dua ettim. Antalya dua etti. Türkiye dua etti. Allah Muhittin Başkan'ı bize, ailesine geri verdi.
Bugün Muhittin Böcek'e diyorlar ki, 'Senin oğlun ilk eşinden ayrıldı, boşanmak için eşi daire istedi, ona verilen dairenin parasını müteahhite vermediniz, bu rüşvettir'. Oysa Muhittin Başkan'ın oğlu kendi apartman yapıyor, site yapıyor. 70 tane dairesi yapılıyor ama daha yeni başlıyor o zaman. Bir başkasına diyor ki, 'Bir daire senden alıp vereyim, burası bitince ben sana vereyim'. Veren kişi bunu mahkemede böyle anlatmış, 'Borç olarak istedi, verdim. Bitirince ondan geri alacaktım' diye.
"'SIFIRLADIM BABACIĞIM' DİYENLER MEMLEKETİN BAŞINDA, MUHİTTİN BAŞKAN CEZAEVİNDE"
Buna bakmışlar, MASAK kayıtlarında daire üstüne geçmiş, parası verilmemiş, 'Rüşvettir' diye fırsatçılık yapıyorlar. Muhittin Başkan'ın oğlu gelip ifadesini verecek, bu durumu söyleyecek. Tut ki, tut ki bir yanlışlık var. Yok ama diyelim ki var. Yav, oğlan suç işledi diye baba mesul olur mu? Oğlan suç işledi diye baba belediye başkanlığından alınır mı?
Ben baba ile oğlanın birlikte alınması için aynı suçu birlikte işlemesi gerektiğini bilirim. Örneği var mı? Ne yaptın oğlum paraları? Sıfırladım babacığım! Sıfırladım babacığım!
Babayla oğlu aynı suçu işliyorsa, 'Daire alsaydın?', 'Aldım babacığım', 'Sıfırladım babacığım' diyenler memleketin başında, Muhittin Başkan cezaevinde. Olmaz olsun bu düzen!
Şimdi bir daireye tenezzül ettiğini söyleyenlere söylüyorum, bütün Antalya şahit. Muhittin Mustafa Böcek Anadolu Lisesi. 1.510 öğrencilik okul. Muhittin Böcek her sene Antalya'nın birinci sıradaki hayırseveri. O arsayı müteahhide verip karşılığında daire alsa, oğlunun aldı dediği dairenin 200 katı. 200 katını devlete bağışlayacak, bir daireye tenezzül edecek. Antalya'da buna inanan var mı?
"MUHİTTİN BAŞKAN'DA LEKE YOK AMA SENİN SABIKAN ÇOK ERDOĞAN!"
Antalya Muhittin Böcek'i bilir. Muhittin Böcek, kendisi otobüs şoförlüğünden gelen bir Yörük evladı. Alnının teriyle kazanan, alnının teriyle çalışan. Altı kere mazbata almış, Antalya'nın her seferinde daha çok güvenini kazanmış birisine bu lekeyi süremezsiniz. Ama Antalya, Muhittin Başkan'ı da bilir, AK Parti dönemini de bilir. Bakın AK Parti'de Erdoğan, Antalya'da bir otele turizm ödülü veriyor. Kilit Grubu. Turizm ödülü veriyor. Aksu ilçesindeki bu otelin 44 odası kaçak çıktı. Ne diyordu Erdoğan, İBB Başkanlığı'nda? 'Kaçak yapılara ruhsat verip bağış alıyoruz' diyordu. Muhittin Başkan'da leke yok ama senin sabıkan çok Erdoğan!
Antalya'da Konyaaltı Sahil Projesi. AK Parti döneminde bir şirkete verdiler. Usulsüzlükler yaptılar. Suçüstü yakalandılar. O dönemde 15 milyon lira zarara girdi dediler kamu. Muhittin Başkan geldi, projeyi durdurdu. O zamanın 15, şimdinin 120 milyon lira kamu zararı için müfettiş istedi. Raporlar yazdı, suç duyurusunda bulundu ama AK Parti'li belediyeye hiçbir şey yapmadılar.
Daha ne yapalım? Ey Erdoğan! Savcına güveniyorsan, kendine güveniyorsan çık karşımıza. Artık bu işin lamı cimi kalmadı. İstanbul'da iftira, Adana'da iftira, Adıyaman'da iftira, Antalya'da iftira! Kaçma, çık karşımıza, hodri meydan, koyalım sandığı, kararı millet versin.
MANAVGAT'TAKİ BAKLAVA OLAYINDA FLAŞ DETAYLAR
Bir yandan, bir yandan Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde bunlar olurken bir yandan da Manavgat'ta hepimizin yüzünü öne eğen, canını sıkan görüntüler ortaya çıktı. Yalan yok. 'Gördüm, montaj değilse tamamını atacağız partiden' dedim. İki tane muhakkik görevlendirdim. Gönderdim, çalıştı. Raporları geldi. Önümüzdeki günlerde raporun gereğini yapacağız.
Ama şimdi bütün Türkiye öyle bir şey öğrenecek, öyle bir şey duyacak ki bunların ne olduğuna bir kez daha hepimiz dudağımızı ısıracağız, 'Bu kadar da olmaz' diyeceğiz. Bakın, günlerdir baklavacı var ya, baklavacı. Hani polis geliyor, 'Aç kutuyu' diyor, açıyor. Açarken eli bile titremiyor. Gayet sakin, hazırlıklı. Kimi öyle diyor, kimi böyle diyor. O baklavacı var ya, bir ay önce polis onu almış. Onu bir ay önce çevirmede kaçak içkiler ve şüpheli bir paketle yüzde 99.9 uyuşturucuyla yakalamış.
Dinle. O baklavacıyı bir ay boyunca eğitmişler. O baklavacıyı oraya, peşinden de çantacıyı yollamışlar. Elimizde 32 saatlik görüntü var. Dakika dakika planlamışlar. Yani o hani dün dedim ya, Melih Gökçek'in oğlu. Bozuk tohum, bozuk tohum!
Onun baklavacı var ya, bize hesabını sorduğu baklava kutusunu bir aydır planlamışlar. Peki, plan ne? Baklavacıyı aldılar. Baklavacıyı aldılar. Baklavacıyı kendince itirafçı yaptılar. Manavgat'ta AK Parti ile CHP arasında üç belediye meclis üyesi fark var. Baklavacı dört isim söyledi, dördünü içeri aldılar ve hızla belediye meclis seçimine gidip Manavgat'ı AK Parti'ye geçirmeye çalıştılar. Tam o sırada, tam o sırada, içerideki belediye meclis üyeleri istifalarını, üçü istifalarını verdiler, iletildi. Onların yerine belediye meclis üyeleri yedekten geldi.
AKP'nin, dinle, AKP'nin hesabı o anda tutmadı. Peki ne oldu? Savcı baklavacıyı yeniden çağırdı, baklavacı dört belediye meclis üyesinin daha adını verdi, "Ben itirafçıyım." dedi, dördünü de aldırdı.
Yeniden AK Parti, CHP'nin önüne geçti. Hemen seçim yapıp Manavgat'ı, Manavgatlı'nın AK Parti'ye vermediği Manavgat'ı alacaklar. O sırada ortaya çıktı ki belediye meclis üyelerimiz gözaltına alınırken hepsi istifa etmiş belediyeden. Yerine, yerine yedekler yeniden çağrılacak. AK Parti başvuruyor. 'Çağıramazsınız. Önce belediye meclisi toplanacak, başkanı seçeceğiz, sonra çağıracaksınız' Bu konuda, bu konuda, bu işlemi yapan savcının eşi Manavgat, Manavgat, Manavgat İlçe Seçim Kurulu Başkanı. Biz, 'Olmaz' dedik, itiraz ettik ve itiraz Ankara'ya, Yüksek Seçim Kurulu'na gitti. YSK, 'CHP haklıdır' dedi, bugün 3'te yazıyı yolladı.
"MİLLETİN MALINA EL UZATANIN ELİ KIRILSIN, KOLU KIRILSIN"
Şimdi Manavgat'ta YSK'nın yazısı kapı gibi. Akşamüstü başka bir hakim ilçe seçim kurulu başkanlığı ile görevlendirildi. O inceleyecek, gereğini yapacak. Ama buradaki önemli husus şudur. Açıkça söyleyelim. Ben baklava kutusu, geçmişte çok konuştuk, ayakkabı kutusu. Ayakkabı kutucularının da Allah belasını versin, baklava kutucularının da belasını versin. Hırsızın, yolsuzun, rüşvetçinin partisi olmaz. Milletin malına el uzatanın eli kırılsın, kolu kırılsın.
"AYAKKABI KUTUSU DA SİZİN, BAKLAVA KUTUSU DA SİZİN"
Ancak, baklava kutusunu CHP'ye mal edenlere, baklava kutusunun üstüne atamızın emaneti altı oku utanmadan nakşedenlere, baklava üstüne altı ok koyup CHP'ye laf edenlere, şu meydandan sözüm şudur: Foyanız ortaya çıktı! Ayakkabı kutusu da sizin, baklava kutusu da sizin! Yazıklar olsun!
"İLETİŞİM BAŞKANLIĞI BÜTÜN BAKANLARA ÜZERİNDE CHP YAZAN, ALTI OK ALAN BAKLAVA RESİMLERİ YOLLADI"
Baklava kutusunu İletişim Başkanlığı, baklava kutusunun çıktığı gün bütün milletvekillerine, bütün bakanlara üzerinde CHP yazan, altı ok alan baklava resimleri yolladı. Onları teker teker paylaştılar ama geldik, inceledik, gördük ki baklavacı sizin işbirlikçiniz. Kaçak içki, uyuşturucu işiyle almışlar, bir ay salmışlar, kumpası kurmuşlar. Yani neymiş? Baklavanın üzerinde altı ok yokmuş. Konu aydınlanmış. Baklavanın üstünde bir ampul yanmış.
Baklavayı, altı okla baklava yan yana gelmez. Ama baklavanın üzerine ampul koyanlar, foyanız ortaya çıktı. Millet o ampulü patlatacak!"
halktv.com.tr
  Kılıçdaroğlu ağzındaki baklayı çıkardı, sosyal medyada tepki yağmuru oluştu.
  Yılmaz Özdil, ''Bu ne demek?''
  Akp'li belediyeler yeni yönetimlere devasa borçlar bıraktı. Sadece Keçiören belediyesinin borcu 1 milyar 700 milyon
  Bursa'daki orman yangınında alevler yerleşim yerlerine yaklaştı!
  Mehmet Ali Erbil'in Başörtülü Kıza Yaptığı Şok Hareket RTÜK'e Telefon Yağdı
  Güldür Güldür'den tüyleri diken eden Cumhuriyet temalı oyun.
  CHP'li Burhanettin Bulut’tan Hafize Gaye Erkan iddiası: "Merkez Bankası Başkanı'nın 200 TL’deki imzası sahte!"
  Yakılarak katledilen Aylin Sözer'in katıldığı programda 'şiddetle' ilgili sözleri ortaya çıktı!
  Çok çarpıcı bir tartışma
  Çamlıdere Semerkandi Türbesi’ndeki suyun ABB tarafından kesildiği iddia edilmişti, suyun kaçak hat çekildiği için kesildiği ortaya çıktı
 Yılmaz Özdil'den Devlet Bahçeli'ye 'Git Baba tutan mı var !'  
 AKP'nin ülkeyi getirdiği nokta: Sokak röportajında konuşan 4 yaşındaki küçük kız çocuğu bile pahalılığa isyan etti!  
 Rutkay Aziz'den sanatçıların gözaltına alınmasına sert tepki! İmamoğlu için net konuştu: "Sanatçıların gözaltına alınması büyük haksızlık"  
 Günün Kapağı. ''Ben Katar vatandaşlığına başvurdum''