sofistike ama saygısız, besleyici ama baştan çıkarıcı derecede vahşi. Alışılmadık da olsa, aramızdaki bu ilişki bir can simidi haline geldi. Bana istikrar, akıl hocalığı ve hiç göreceğimi düşünmediğim bir dünyaya lüks bir bakış sundu. Ancak, bu sadece maddi hediyelerden ibaret değildi. Elena bana hayatta özgüven ve soğukkanlılıkla ilerlemeyi, potansiyelimi kullanmayı ve fırsatlardan asla kaçınmamayı öğretti. O akşam, mum ışığında yemek yerken Elena, geçmişinden hikâyeler anlattı: merhum kocasıyla yaşadığı maceralar, seyahatleri, yaşadığı zorluklar. Sesi, duyguların bir karışımıydı; hüzünlü ama aynı zamanda yaşadığı hayata ve inşa ettiği yeni sayfalara duyduğu minnetle doluydu. Dayanıklılığına ve haz ve neşeyi hiç çekinmeden kucaklamasına hayran kaldım. Birçok yönden, tanıdığım herkesten daha canlıydı ve gerçekten kendisine ait bir hayat yaşıyordu.Go'rsele do'kunun devamı diger sayfada...