Ertürk, soruşturma süresinde “TSK’ya mesnetsiz iftiralar atılmasına, TSK’nın tartışılmasına ve yıpratılmasına zemin hazırladığı” değerlendirmesinde de bulunan Ertürk, “Bu andın okunması neden mesnetsiz iftiralar atılmasına sebebiyet vermiştir, tarafımızca anlaşılamamaktadır” ifadelerine yer verdi.
“BU ANDIN OKUNMASI NEDEN MESNETSİZ İFTİRALAR ATILMASINA SEBEP VERMİŞTİR?”
Ertürk, dilekçesinde şu ifadeleri kullandı:
“Aileleri ile buluşmak maksadıyla tekrar tören alanına gelmeleri törenin ve dolayısıyla bu olay özelinde hizmetin bittiği gerçeğini değiştirmez. Devam eden bir hizmet olmadığından ve tören başarı ile icra edildiğinden engel bir davranıştan da bahsetmek mümkün değildir. Diğer taraftan Disiplin Kurul Kararında ayrıca “....mezun teğmenlerin söz konusu eylemi sonucunda, TSK’ya mesnetsiz iftiralar atılmasına, TSK’nın tartışılmasına ve yıpratılmasına zemin hazırladığı” belirtilmiş olmasına karşın hangi iftiralar ile karşılaşıldığı belirtilmemiştir.
Davalı idare tarafından ağır disiplinsizlik olarak tanımlanan iki yıl önce yürürlükte olan ve onlarca yıldır okunan ‘And içeriz ki; laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller, karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. bizler türk istikbalinin evlatlarıyız; şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacak ve şerefimizle öleceğiz’ şeklindeki subay andıdır.
Bu andın okunması neden mesnetsiz iftiralar atılmasına sebebiyet vermiştir, tarafımızca anlaşılamamaktadır. Nitekim toplam 96 sayfadan ibaret disiplin kurul kararının hiçbir noktasında ne tür iftira atıldığına ilişkin de herhangi bir açıklama yapılmamıştır. “
“KAMUOYUNUN GÖĞSÜNÜ KABARTTI”
Kara Harp Okulu dönem birincisi Ebru Eroğlu’nun andı okumasının kamuoyunun göğsünü kabarttığını vurgulayan Ertürk, “Tam tersine hem Kara Harp Okulu birincisinin Kadın Harbiyeli olması hem de okunan and kamuoyunun göğsünü kabartarak gururlanmalarına sebebiyet vermiş ancak teğmenlerin ve müvekkilimin de içerisinde bulunduğu komutanlarının ihraç gibi bir disiplin cezası ile tecziye edilmeleri kamuoyunun vicdanını yaralamıştır.” ifadelerini kaydetti.
“Davalı idarenin gerekçelerinden birinin kamuoyunu olması nedeniyle bu konuya ilişkin yapılan birkaç anketin de paylaşılması somut durumun aydınlatılabilmesi açısından önemlidir.” açıklamasında bulunan Ertürk, “Örneğin Aksoy Araştırma Şirketi tarafından yapılan bir anket araştırmasında (EK-4a) Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olsaydınız siz ne yönde karar verirdiniz şeklindeki soruya % 79,7 oranında görevlerine devam ettirirdim şeklinde cevap verilmiş, Metropoll Şirketi’nin Eylül 2024 tarihinde Türkiye’nin Nabzı isimli anket araştırmasında (EK-4b) Mezuniyet töreninde ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyerek ant içen askerlerin cezalandırılmalarını onaylar mısınız şeklindeki soruya % 77,2 oranında onaylamam şeklinde cevap verilmiş, SONAR Araştırma Şirketi tarafından Türkiye gündemine dair 26 ilde, 3.202 kişiyle yapılan araştırmada ise ‘Mezuniyet törenindeki faaliyetlerinden ötürü 5 teğmen ve 3 subayın ordudan ihraç edilmesini doğru buluyor musunuz?’ sorusuna katılımcıların %61,2’si Yanlış, %20,5’i Doğru, %3,6’sı Kararsız, %14,7’si Fikri veya cevabı olmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.” ifadelerini kullandı.
Ertürk, dilekçesinin devamında, “Dava dilekçesinde teğmenler ile komutanlarının eylemlerinin değil, ihraç kararlarının kamuoyu tarafından yanlış bulunduğunu belirtilerek, “Özetle dava konusu Yüksek Disiplin Kurulu Kararında belirtildiğinin aksine teğmenler ve vekil eden ile diğer komutanların eylemleri değil, onlara yönelik başlatılan disiplin soruşturması ve ihraç kararı kamuoyu tarafından yanlış bulunmuştur. Bu durumda Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarı zedelenmişse kamuoyunun vicdanında bu disiplin soruşturmasını yürütenler ve disiplin kurul kararını verenler tarafından zedelendiği her türlü izahtan varestedir” ifadelerine yer verdi.
halktv.com.tr