Ertesi gün, kocam işe gittiğinde çantamı hazırladım. Çok eşya almadım; birkaç kıyafet, doktor dosyalarım, bebeğin ultrason görüntüsü. Kapıdan çıkarken kalbim deli gibi atıyordu. Kaynanam salondaydı, yüzüme bile bakmadı. Ben de bakmadım. İlk kez.
Otobüste camdan dışan bakarken nefes aldığımı hissettim. Hakaretlerin yankısı hälä kulaklarımdaydı; ama bu kez bir hedefi vardı: geride kalmak. Gidecek yerim vardı. Belki zor olacaktı, belki uzun. Ama biliyordum ki, bebeğim doğduğunda ona anlatacağım hikâye, susarak katlandığım değil, cesaretle çıktığım bir yolculuk olacaktı. Ve bu, ikimiz için de yeni bir başlangıçtı.