TEMİZ SİYASET VURGUSU YAPTI
Temiz siyasete dikkat çeken Özdağ, “Siyaset temiz yapılırsa gitmek hiç zor gelmez. Ama hukuk dışı yollara girilir, eldeki imkanlar eş dost için kullanılırsa gitmek zorlaşır. Ardında utanacak bir şeyler bırakmayanlar için gitmek kolaydır. Bu ülkede eğer siyasete bir saygınlık kazandırılacaksa siyasetçiler en yüksek makamları bile tereddütsüz bırakacak insanlar arasında seçilmelidir. Çünkü suça karışanlar için makam ve mevkilerini korumak aynı zamanda bir korunma biçimidir” ifadelerini kullandı.
“HALKINI ALDATAN BİR MEDYA HALKINA İHANET ETMİŞ OLUR”
Halkın farlı alternatifler üzerinde durduğuna dikkat çeken Özdağ, “Bu seçim, partilerine oy veren bir çok seçmenin aslında mutlu olmadığını, uygun alternatifler gösterilmesi halinde rahatlıkla tercih değiştirebileceğini göstermiştir. Aslında demokrasimizin geleceği de siyasetin çeşitlenmesine, farklı düşünceleri baskılayan anlayışlardan kurtulmamıza bağlıdır. Sadece partiler değil, gazeteler, televizyonlar da çeşitlenmelidir. Halkını aldatan bir medya halkına ihanet etmiş olur. Vatandaşın farklı kaynaklardan haber alma hakkının kısıtlanması demokrasiden ve hukuk devletinden vazgeçmedir” dedi.
“HUKUK DEVLETİ OLDUĞU GÖSTERMESİ GEREKİR”
İktidarın her şeye rağmen muhalefete teşekkür etmesi gerektiğini dile getiren Özdağ, “Çok zor şartlarda bu ülkede hala demokrasinin var olduğunu gösterdikleri için iktidar her şeye rağmen muhalefete teşekkür etmeli. Seçimden hemen sonra bir Alman gazetesinin ‘Türkiye’de hala demokrasi varmış’ şeklindeki yayını muhalefetin demokrasinin varlığı/yokluğu için ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Türkiye biraz da demokratik görüntüsünü kaybettiği için bu ekonomik krizi yaşıyor. Otoriterleşen bir ülke döviz bulamaz, hukuk güvenliği olmayan bir ülkeye yabancı sermaye gelmez. Ekonominin düzelmesi yapılan hataları vatandaşın sırtına yüklemekle olmaz, önce Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti olduğunun gösterilmesi gerekir. Dünyada en yüksek faizle bile döviz bulamayışımızın arkasında son yıllarda yaratılan görüntü vardır. Partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Hepsi de aynı yasalara bağlı olarak kurulmuşlardır. Hepsinin amacı daha yaşanabilir, daha müreffeh bir Türkiye’dir. Partileri dost/ düşman diye sınıflandırmak, mensuplarını suçlamak uzun vadede milli bütünlüğümüzü tahrip etmekten başka işe yaramaz” şeklinde konuştu.
“İSTANBUL’U NE PAHASINA OLURSA OLSUN ALALIMIN MALİYETİ…”
Türkiye’nin bir kriz yaşadığını ifade eden Özdağ, “Neredeyse artık rutin hale gelen ekonomik paketlerden de anlaşılacağı üzere Türkiye giderek derinleşen bir kriz yaşıyor. Önlenemeyen krizler çoğunlukla siyasi krize dönüşür. Sefaletin ezdiği bir halkın öfkesi karşısında hiç kimse duramaz. Onun için her yükü vatandaşa yüklemek çıkar yol değildir. Bu yükün toplum tarafından çekilebilir olması yönetenlerin de aynı yükü paylaşmalarına bağlıdır. İktidarlar bilerek, isteyerek yanlış yapmazlar. Ancak frenlenemeyen hırslar, ideolojik ayrımcılık, nepotizm, mal mülk sevgisi isteyerek yapılan yanlışlardan daha kötü sonuçlar doğurabilir. Kendisi için siyaset yapanların ülkeye bıraktıkları en kötü hediye budur. Çok geç olmadan Türkiye bu seçim atmosferinden kurtulmalıdır. Mahkeme kadıya mülk değildir. İstanbul’u ne pahasına olursa olsun alalımın maliyeti İstanbul’u kaybetmenin maliyetinden yüksek olabilir. Hukukun işi hukuka bırakılarak gecikmeden Türkiye’nin gerçek gündemine dönülmelidir” dedi.
https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/eskiakpmilletvekiliselcukozdagdancarpicidegerlendirme4415319/
Cumhuriyet gazetesine kendi kaynağından yalanlama! O habere erişim engeli5 izlenme
Devlet Bahçeli'den Çakıcı'ya açık destek!8 izlenme
Emekliye sadaka gibi ikramiye kesinleşti9 izlenme
3. havalimanı Erdoğan'ın dediği tarihte açılmayacak!11 izlenme
Kişilik Testi.. Önce Bir Anahtar Seçin Ve Sonra Cevaba Bakın9 izlenme
Uzmandan Marmara depremi uyarısı: 1 milyon kişi evsiz kalacak!11 izlenme
Kıvanç Tatlıtuğ açıkladı! Çocuklarına neden 'Kurt' ismini verdiler?11 izlenme
Son dakika: Uludağ'da bir cansız beden bulundu.12 izlenme