Kendisiyle tanıştığımda sene 2011 idi. Kapıdan girmesini heyecanla bekliyordum. Yıllarca bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sayıda çevirdiği filmlerinde oynadığı rollerdeki samimiyeti bana geçmişti. Nicelik değil nitelik derler ya hani işte onun Yeşilçam kariyerini anlatır gibiydi. Önce diksiyon dersimize girdi ve sonra yine ustası olarak adlandırıldığı seslendirme üzerine bir ders verdi bize.
Mikrofona gittiğimde heyecanlıydım, zaten seslendirme kariyerimin ilk günleriydi. Truva filminde Brad Pitt’in bir sahnesi vardı, onu seslendirecektim ama gözüm yine ondaydı. Bittiğinde ”Çok güzel oldu, tam bir jöne uygun ses” dedi. Her ne olursa olsun çocukluk kahramanlarımın birinden bunu duymak unutulmaz bir andı benim için. Mesafeli ama kibar biriydi. O kadar çok sormak istediğim soru vardı ki ancak cüret edip bir iki soru sorma şansına eriştim. Keşke o zaman bu güzide siteye yazıyor olsaydım da “Filminiz ile alakalı konuşabilir miyiz ?” diyebilseydim. Bu isim Rüştü Asyalı idi.