. Meğer bizim saf dediğimiz Keloğlan neler yapmış neler.

Filmin senaryosu Rüştü Asyalı’ya ait. Filmin yapımcısı Hamit Gürsoy Rüştü Asyalı’nın Keloğlan İş Başında (1975) hariç bütün filmlerinin yapımcılığını üstlenmiş. Hamit Gürsoy’un yapımcılığını yaptığı son film ise Yaman Delikanlı olmuş ve 10 yılda 17 filmin yapımcılığını yapmış bir sinema adamı olarak o da jübilesini bu filmle yapmış.

Mekan
Film yeşilçama defalarca ev sahipliği yapılan Cankurtaran semtinde çekilmiş. Erotik furyanın en bildik yönetmenlerinden olan Yavuz Figenli’nin furya döneminde içinde erotizm bulundurmayan tek filmi olduğunu da belirtelim.Bir ilginç ayrıntı da Gülgün Erdem’in filmde giydiği geceliği aynı sene çevirdiği Nerede Beleş Orada Yerleş filminde de kullanması,galiba kendisinin olan bu kıyafeti evden getirmiş.



ARTILAR

Oyunculuklar. Filmde rahatsız edici bir oyuncu performansı olduğunu söylemek güç. Zekai Müftüoğlu genellikle dublajları ile tanıdığımız kıymeti bilinmemiş bir isim. Bu filmde sesi ve farklı duruşu ile dikkat çekiyor. Filmin sürpriz ismi ise her daim belli bir standart tutturan Tevhid Bilge. Baba rolünde gayet inandırıcı bir kompozisyon çizmiş. Kısacık rolüne renk katan isimlerin başında ise Baykal Kent geliyor. Senaryodaki en mizahi karakter kendisine yazılmış ve fiziğiyle bu rolü bütünlemiş. İsmini saydığım üç oyuncunun da artık aramızda olmaması üzücü bir durum.

Senaryo. Basit, anlaşılır, eğlenceli ve yüksek tempolu. Özgün bir senaryo olmasa da eldeki malzeme filmi izlenir kılmak için yeterli. Kariyerinde üç senaryo yazmış Rüştü Asyalı’nın ilk denemesinin başarısız olduğunu söylemek mümkün değil. .Kendine yazdığı rol ile gayet uyumlu olmuş. Kısacası terzi kendine kendine bir takım elbise ısmarlamış ve gayet başarılı olmuş. Muhteviyatı seyirciyi çekebilecek düzeyde. En dikkat çeken ayrıntı ise mafya liderinin alışılanın aksine yeşilçam’da nadir görülen biçimde bir kadın olması.

Rüştü Asyalı’nın yeşilçama veda ettiği film olan 1976 tarihli Yaman Delikanlı filmi
Rüştü Asyalı. Başlı başına bir ekol. Filmi izleme sebebi. Keloğlan dışında bir rolde görmek ve o rolde Keloğlan’dan sıyrılmış bambaşka bir oyuncu görmek memnun edici. Kıvır kıvır saçları,gür bıyıkları ve renkli gözleriyle kamerayla iyi dost olmuş. Verdiği fotoğraflar büyük oyun gücüne ölçülü bir destek sağlamış. Samimiyeti ekrandan taşıyor ve inandırıcılığı ile seyirciyi yakalıyor. Fiziğini ve beden dilini de her zaman olduğu gibi randımanlı kullanmış. Keloğlan filmine benzeyen tek tarafı yine kendi sesiyle söylediği şarkılar ve kendi dublajını yapması olmuş. Sinemaya 29 yaşında erkenden veda etmesi ise üzücü.

Cast
Zekai Müftüoğlu gibi tiyatronun önemli bir ismini ilk ve son defa sinema perdesinde görme şansına sahip olduğumuz filmde, çekicilik abidesi Gülgün Erdem’i son kez izliyoruz. Sempatik yüzü ve gülüşüyle olduğu kadar kızdığı zaman bir taş bebeğe dönüşen Erdem filmin görsel güzelliğini sağlayan etmenlerin başında geliyor. Birtane Güngör ise Rüştü Asyalı ile ikinci ve son defa başrolünü paylaştığı filmde bu sefer bir masal prensesini değil fakir semtin peri kızını oynuyor. Duru güzelliği,naif bakışları ve zarif fiziği ile masumiyet sözcüğünün karşılığı. Anne rolünde ise bu tür rollerin en sevilen isimlerinden Leman Akçatepe’yi görmek de hoş.



Seslendirmeler. Asyalı ve Müftüoğlu’nu kendi sesiyle izlemenin güzelliği yanında, Saadettin Erbil’in Tevhid Bilge dublajı sert ve otoriter baba rolüne boyut kazandırmış. Füsun Kokucu ise Birtane Güngör’de çok hoş durmuş. Gülgün Erdem’i seslendiren Alev Koral’ın vamp kadın seslendirme konusundaki yetkinliğini söylemeye gerek yok sanırım.
Filmin müzikleri. Daha önce rastlamadığım ve kuvvetle muhtemel canlı icra edilmiş klarnet-kanun taksimleri çok başarılı. Çalan orkestrayı bilmemekle beraber çok özgün olmuş. Hey Gidinin Efesi ve Düğün Marşı yorumlarının çok güzel olduğunu belirtmem gerek. Film için özel olarak stüdyoda kayıt edilmiş olabileceğini düşünmekle birlikte ses bandına eşlik eden stok plaklar kulağı okşuyor.

EKSİLER
Filmin süresi. Evet belki konuyu sıkmadan ve akıcı biçimde filme almış Figenli ama filme eklenecek birkaç sahne ile filmin kalitesi daha çok artabilir, senaryo daha özel bir rol oynayabilirdi. Ayrıca filmin sonu aceleye gelmiş gibi. Film bana kısa geldi.



Gereksiz ve eksik sahneler. Gece kulübündeki şarkı kısmı niye bu kadar uzatılmış anlamak mümkün değil. Hem şarkıyı söyleyen kişi çok sakil durmuş hem de sahnenin başarısızlığı filmi baltalamış. Şu sahneyi kaldırıp filmin ruhuna uygun birkaç sahne eklense film uzasa kesinlikle sonuç çok daha başarılı olurdu. Bu sahnenin dönemin Yeşilçam normları içerisinde “şarkılı sahne zorunludur” gibi yazılmamış kurallardan kaynaklandığını sanıyorum.

Filmde beni rahatsız eden bir ayrıntı ise okula giden Zeynep’in ojeli parmakları. Okul forması ile ojeli parmaklar pek bir gerçek dışı olmuş. Öte yandan öğrenci rolü için yaşı bir parça büyük gibi. Göze çarpan diğer eksiklik ;Zeynep’in aile yaşantısı es geçilirken Yaman’ın ev yaşantısı da çok yüzeysel biçimde geçilmiş. Asyalı’nın daha iyi bir senaryo yazma şansı varmış.
Reklamlar