Hem de nasıl! Örneğin can dostum Adile Naşit. ‘Adile Anne’ derdim ben ona, annem gibiydi. 16 yaşında bir oğlu vardı. Adı da Ahmet’ti. Onu kaybetti. Ve o sırada kendisi İzmir’e gitmişti turneye. Orada kaybetti. Üzerini kafasını yırtarak havalimanına koşmuş. İçim parçalanır hep. Oğlunun ölüm haberini alması onu yıktı. Kafayı oynatacaktı neredeyse. Turneye gidince Ayşen Gruda ve Adile Naşit ile aynı odada kalırdık.