Genç, babasının yanından ayrıldıktan sonra uzun uzun düşündü. Başkasından borç alıp getirdiğinde babası parayı yine nehre atacaktı ve bu gidişle evlenemeyecekti. O yüzden, bir iş bulup çalışmaya ve altını kendi emeğiyle kazanmaya karar verdi.
Günler geçti ve kazandığı bir altını babasına götürdü. Babası her zamanki gibi parayı nehre atmaya hazırlanıyordu ki, oğlu can havliyle babasının kolunu tuttu ve bağırdı:
“Hayır baba! O altını nehre atamazsın! Onu kazanmak için günlerce çalıştığımı ve sırtımın ağrılar içinde kaldığını biliyor musun sen?”
Babası, yüzünde ışıltılı bir gülümseme ile, elini oğlunun omzuna koydu ve:
“İşte şimdi evlenebilirsin, oğlum” dedi. “Çünkü, emeğinin karşılığı olan bu altının değerini artık biliyorsun ve eminim ki onu akıllıca harcayacaksın.”
Adam, eve zil zurna sarhoş gelmiş ve karısına bakarak;
– Ne kadar çirkinsin, demiş. Karısı;
– Sen de pis sarhoşun tekisin, deyince, adam da;
– İyi de benimki sabaha geçecek!
Abdullah Sancaktutan ekledi, 259 kez okundu…
Asansör