Yanında bulunanlara, bu ayak parmakları üstünde yürüyen, adamın kim olduğunu sordu.
O’na, bu adamın, kraliyetin din adamı olduğunu, ayağını tam basarsa, istemeyerek karınca ezebileceği korkusuyla, ayak parmakları üstünde yürüdüğünü söylediler. Adam heyecanla;
– Tanrı’ım hırsızı buldum, beni krala götürün! dedi.
Adamı krala götürdüler ve adam krala;
– Hazineyi çalan hırsız; kraliyetin din adamı.
O değilse benim başımı kesin! dedi.
Kraliyetin din adamını getirdiler.
Kısa bir sorgudan sonra, karınca ezmemek amacıyla parmakları üstünde yürüyen, din adamı hazineyi çaldığını itiraf etti.
Ancak kralın kafasında bir soru kalmıştı.
Hazineyi çalanın din adamı olduğunu söyleyen, daha evvelce hiç görmediği bu kişiye dönerek;
– Din adamımın hazineyi çaldığını nereden bildin? diye sordu. Adam;
– Ey kral! diye başladı konuşmasına.
Sevap kazanmak iddiasıyla, davranışlarında Tanrı korkusunu abartanlar, abartılarını diğer suçlarını örtmek amacıyla yaparlar!
Güncel yaşamlarında kameralar önünde Tanrı korkusu pazarlayıp, perde arkasından Hakk’a ve halka ihanet edenlere, saygıyla (!)..
Libya Halk Edebiyatından..