Affet annecim. Seni hiç ama hiç üzmek istemiyorum – “dedi. Ancak bir hafta sonra oğlum Veyselin iyice zayıfladığını farkediyordum, bir hayli endişelenmiştim. Yüzünün rengi de pek iyi değildi. İçi gitmişti. Ama hastaneye götürecek param olmadığı içersinde evde kendi bildiğim yollarla tedavi etmek istemiştim oğlumu.1 hafta kadar sonra ise öyle durgunlaşmıştı ki Veysel. Bir sabah evden çıkarken pek bir halsiz ve rengi benzi sapsarı bir durumda, bana sarıldı gülümseyerek. Ve kardeşinin elini tutup, okula gidene kadar arkasını gene gene dönüp devamlı bana gülümsedi. O gün piyasa yerine gittiğimde zar zor bir yer bulabilmiştim, tam sepetimden sebzelerimi çıkaracakken, okul önlüğüyle bir öğrenci yanıma gelmişti heyecanla; Veysel’in okulda bayıldığını ve öğretmenin arabasıyla onu hastaneye götürdüğünü söylediğinde evvelce korku içersinde perişan durumda kalakaldım, sonra sebze sepetini atıp gözlerim dolu dolu hastaneye doğru koşmaya başladım.