Tamam dedim. Kasadaki bayandan bir kağıt istedim. Kağıda da ”Sıradaki Adam” yazıp geçtim. Çünkü ben bu iyiliği bana nasip eden allah’a borç vermiştim. Kavga gürültüde olsa şirketimin bana yemek yemem amacıyla vermiş bulunduğu aylık 750 TL’lik yemek kartını, bir oran parayı, hanıma yazdığım o küçük kağıdı ve EN muhimi doğum günü pastasını ablaya verdim. Kızınıza da sakın diğer biri aldı demeyin, onu mahçup etmeyin diye de tembihledim. Çıktık marketten. Arkadan mutluluk çığlıkları geliyordu ben arabama yürürken. Dönerek bakmadım, bakamadım. Çünkü hüngür hüngür ağlamaktaydım. Hakkaten bugün benimde kızımın da doğum günüydü. Ancak o 2 sene evvelce bugün yani doğum gününde toprağa gömülmüştü. Tanrı sana rAhmet eylesin canım kızım. Sana kavuşacağımız günleri tek tek saymaktayım. Sen vefat etmiş olsan bile ben senin hala babanım…
Bu acıklı hikayeden yola çıkarak hükümetin gereksinim sahibi aileler amacıyla yaptığı yardım nedir, gereksinim sahibi ailelerin bu firsatı değerlendirmesi lazım