Babamın arkadaşıyla evlendim

“Bunu görmeni istedim, Selin. Bugün mükemmeldi… Keşke burada olabilseydin.”

“Serdar?” dedim kısık bir sesle.

Yavaşça döndü, yüzünde suçluluk vardı.

“Kiminle konuşuyordun?” diye sordum.

Derin bir nefes aldı.
“Kızım Selin’le.”

Donup kaldım. Kızı olduğunu biliyordum. Onu bir kazada kaybettiğini de… ama bunu bilmiyordum.

“Bazen onunla konuşuyorum,” dedi titreyerek. “Özellikle bugün. Seni bilmesini istedim. Ne kadar mutlu olduğumu.”

İçimde bir şey sıkıştı. Ama korkmadım. Kızmadım. Sadece çok üzüldüm. Onun taşıdığı acıya.

Yanına oturdum, elini tuttum.
“Deli değilsin,” dedim. “Yas tutuyorsun.”

Gözleri doldu.
“Bunu sana daha önce söylemeliydim. Seni korkutmak istemedim.”

“Beni korkutmuyorsun,” dedim. “Artık birlikteyiz. Bunu da birlikte aşarız.”

Onu kucakladım. Acısı, sevgisi, korkusu… hepsi o anda bir aradaydı.

“Belki biriyle konuşabiliriz,” dedim. “Bir terapistle.”

Başını omzuma yasladı.
“Teşekkür ederim Aslı. Buna ne kadar ihtiyacım olduğunu bilmiyordum.”

Gözlerine baktım.
“Bir yolunu bulacağız. Birlikte.”

Ve onu öperken şunu anladım:
Aşk kusursuz olmakla ilgili değildi.
Birinin yaralarına birlikte dokunmayı göze almakla ilgiliydi.
Reklamlar