İnsan için en büyük sınav ve en dehşetli belâ, ö-lümdür. Fakat ondan daha kötü olanı, ö-lümden habersiz yaşamak, onu hatırdan uzak tutmak ve Hakk’a lâyık ameller işleyememektir. Akıllı insana ihtiyaç duyulan, ö-lüm gelmeden evvel ona hazırlanmak ve nefsini kötü ahlâktan temizlemektir. Şeyh Sâdî şöyle der: “Ey kardeş, sonunda toprak olacaksın! Toprak olmadan toprak şeklinde mütevâzı olmaya bak!” Hazret-i Ömer (r.A) da şöyle buyurmuştur: “Hesâba çekilmeden evvelinde kendinizi hesâba çekiniz. En büyük arz (tanrı Teâlâ’nın huzûruna çıkarılıp O’na arz edileceğiniz gün) için (sâlih ve güzel amellerle) süsleniniz! Şüphesiz dünyadayken nefsini hesâba çeken kimse için kıyâmet günündeki hesap hafif olacaktır.” (Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459) Fânî vücûdumuz kabre defnedilirken evlâdımız ve malımız geride kalacak. Biz sadece amellerimizle toprağın sînesine gömüleceğiz. Orada kefenlerimizle beraber bedenlerimiz de toprak olacak. Geriye bizimle beraber bir tek amel-i sâlihlerimiz kalacak. İmâm Gazâlî Hazretleri şöyle buyurur: “Ö-lüm anında kişiyle beraber sadece üç husûsiyeti kalır: 1) Kalp temizliği, kısaca kalbin dünya kirlerinden arınmış olması. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: “(Nefsini fenalüklerden) arındıran rehaa ermiştir.” (eş-Şems, 9) 2) Allâh’ın zikriyle ünsiyeti. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: “…Bilesiniz ki, kalpler sadece Allâh’ın zikriyle huzur bulur.” (er-Ra’d, 28) 3) allah için muhabbet beslemesi. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: “(Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana tâbî olunuz ki allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Tanrı Ğafûr’dur, Rahîm’dir.” (Âl-i İmrân, 31) Kalp temizliği, ancak mârifetle kısaca tanrı Teâlâ’yı kalpte tanımakla mümkündür. Mârifet de devamlı zikir ve tefekkürle meşgul olma neticesinde elde edilebilir. İşte bu üç sıfat, kurtarıcı vasıflardır.” (Rûhu’l-Beyân, XI, 274) Eğer insan, “yarın” için gerekli hazırlığı yapabilirse, ö-lümü güzelleşmeye adım atar. Artık o fert ö-lümden ko-rkmaz. Nitekim Bişr bin Hâris Hazretleri şöyle der: “Allâh’a itaat eden bir fert için kabir ne güzel bir menzildir.” Hazret-i Mevlânâ da ne güzel söyler: “Oğul, herkesin ö-lümü kendi rengindedir, insanı Allâh’a kavuşturduğunu düşünmeden ö-lümden nefret edenlere ve ö-lüme d-üşman olanlara, ö-lüm korkunç bir d-üşman şeklinde görünür. Ö-lüme arkadaş olanların karşısına da arkadaş şeklinde çıkar. Ey ö-lümden k-orkup kaçan can! İşin aslını, saslın doğrusunu istersen, sen aslen ö-lümden k-orkmuyorsun, sen kendinden ko-rkuyorsun. Çünkü ölüm aynasında görüp ürktüğün, ölümün çehresi değil, senin kendi çirkin yüzündür. Senin rûhun bir ağaca benzer. Ö-lüm ise, o ağacın yaprağıdır. Her yaprak, ağacın cinsine göredir…” Ö-LÜMÜN SEKERÂTI (ZORLUKLARI) NELERDİR? BİLİMSEL OLARAK YAPILAN AÇIKLAMALARDA İSE… yolculuk BAŞLIYOR: Ö-LÜME 1 – 3 AY KALA NELER OLUYOR? Birisi ölümün yaklaştığını fark etmeye ve onu kabul etmeye başladığı süre çevresinden çekilmeye adım atar. Dünyadan ve dünyanın içindekilerden ayrılma sürecini başlatır. Arkadaşlarının, komşularının ve hatta aile üyelerinin bile ziyaretini geri çevirebilir. Ziyaretleri kabul ettikleri zaman etkileşimde zorlanabilir ve bundan hoşlanmayabilirler. Kendi hayatları hakkında düşünüp taşınırlar ve anıları ziyaret edip dururlar. Iyi mi bir yaşam yaşadıklarını değerlendirebilir ve pişmanlıklarını düşünürler. Ö-lmek üzere olan kişilerin iştahı azalır, kilo verirler. Beden yavaşlamaya başlar ve daha önce olduğu şeklinde yiyeceklerden enerji almaya ihtiyaç duymaz. Bir zamanlar çok keyif aldığı şeyler ona artık cazip gelmez, tek istediği şey uyumaktır… Değişen vücut kimyası hafif bir his üretir. Onlar ne aç ne de susuzdur, yemek yemediklerinde acı çekmezler. Ve bu başladıkları yolculuğun beklenen bir parçasıdır. Ö-LÜME 1 – 2 HAFTA KALA NELER OLUR? Bu yolculuk sırasında kişiler genelde uyurlar. Kişilerde oryantasyon bozukluğu sık görülür ve idraklar değişebilir. Birey gizli saklı düşman ko-rkusu yada yenilmeme duygusu şeklinde hezeyanlar yaşayabilir. Halüsinasyonlar görebilir, kimi zaman orada olmayan insanlarla mevzuşabilirler. Konuşulan birey genelde ö-lmüş insanoğlu olur. Hayat ile gelecek arasındaki perde kalkmıştır. Kişide ajitasyon görülür, hareketleri amaçsızdır ve ötekiler için hiçbir anlam ifade etmiyor olabilir. Çünkü gittikçe bu dünyadan uzaklaşıyorlardır. FİZİKSEL DEĞİŞİKLİKLER Vücut daha zor bir halde kendini koruma altına alır. Vücutta bu süre zarfında bazı işaretler görülür: * Vücut sıcaklığı düşüktür. * K-an basıncı düşüktür. * Nabız düzensizdir; yavaştır veya süratlidir.