İlk kez umreye gittiğinde Suudi polisi tarafından tartaklandığını anlatan Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, Mekke'nin de bakımsızlıktan pislik içinde olduğunu yazdı.
Suudi Arabistan Başkonsolosluğuna girdikten sonra ortadan kaybolan ve öldürülmüş olduğundan şüphelenilen Cemal Kaşıkçı olayından yola çıkan Öztürk, artık kimsenin kutsal topraklarda da can güvenliğinin olmadığını ifade etti. "Yani kutsal toprakların bulunduğu ülkenin yönetimi, ABD tarafından zorla esir alınmışsa, orada can ve mal güvenliği, özgürlük söz konusu olabilir mi?" diyen Öztürk'ün yazısının satırbaşaları şöyle:
"(...) Şimdi Mekke ve Medine’nin statüsünü yeniden tartışmak gerekiyor. Sadece mezhebi baskı, kötü yönetim, beldenin perişan edilmesi değil sorunumuz. Artık Suud, konsolosluğunda adam öldüren, onu parçalara ayırıp ortadan kaldıran bir devlet olmakla suçlanıyor. Yani “emin” bir devlet değil artık.
Şimdi kim, İstanbul’daki Suud konsolosluğuna vize için gitse, aklına bu binada adam kesildiği gelecektir. Benim gibi Suud rejimini eleştiren gazetecilerin umre ya da hacca gitmesi halinde can güvenliği tehlikede demektir.
Kim Suud’un Cemal Kaşıkçı gibi yabancı gazetecileri, yazarları, ilim adamlarını muhalif olduğu gerekçesiyle “kesmeyeceğini” garanti edebilir? Hiç kimse veremez. Nitekim Cemal Kaşıkçı, kaybolmadan üç gün önce verdiği demeçte, ülkesinde keyfi olarak insanların tutuklandığını, ortadan kaybolduğunu söylemişti.
Prens Selman rejimi iktidarda olduğu sürece, Suud’un hiçbir konsolosluğu, büyükelçiliği ve toprakları güvenli değildir. O topraklara giden hacıların can güvenliği tehlikededir. Bir infaz timi elçiliğe ya da kutsal topraklara giden herhangi bir kişiyi kaçırıp, Cemal Kaşıkçı gibi yok edebilir.
Peki din alimlerimize, hocalarımıza soruyorum: Emin devlet, emin belde olmaktan çıkan Suud’a, hac için gitmek halen farz mıdır? Kutsal toprakların, emin insanlar ve devlet tarafından yönetilmesi vacip midir, değil midir?
ABD TARAFINDAN ESİR ALINMIŞ BİR DEVLET ÖZGÜR DEĞİLDİR
Mekke ve Medine’nin statüsü bir de ABDSuud ilişkisi nedeniyle değişmek zorundadır.
Trump, tüm dünyanın gözü önünde, “biz olmazsak iki hafta iktidarda kalamazsın, paraları öde kral” diyerek, Suud Kralı’nı aşağıladığı gibi, haraca bağladığını, esir aldığını, ABD kontrolünde olduğunu göstermiş oldu.
Yani kutsal toprakların bulunduğu ülkenin yönetimi, ABD tarafından zorla esir alınmışsa, orada can ve mal güvenliği, özgürlük söz konusu olabilir mi? Yarın ABD, Mekke ve Medine’nin güvenlik nedeniyle kapatılmasını istese, bu rejim ona karşı gelemeyecek derecede esir durumdadır.
İşte bu nedenlerle, bu iki kutsal şehir, İslam ülkelerinin ortak yöneteceği özerk bir yapıya dönüşmeli. Suud rejimi de diğer ülkeler kadar söz sahibi olmalı.
Mekke ve Medine Müslümanlara aittir, Suud hanedanlığına değil. O yüzden perişan haldeki kutsal şehirlerimizin bir an önce özerk bir yapıya kavuşması için Müslüman ülkelerin harekete geçmesi gerekir."
Bir çöküşün hikâyesi: AKP sosyal medya ilanı ile ilçe başkanı arıyor!6 izlenme
ABD’de koronavirüsten ölen kişilerin sayısı 68 bini geçti! Trump'tan son dakika açıklaması geldi12 izlenme
CHP'den 62'nci 'eylem': Yurttaşlar Sarıyer'de iradesine sahip çıktı1 izlenme
Almanya'da tartışılıyor: 5 bin Uygur cihatçıya yeni görev9 izlenme
MHP'den AK Parti'ye flaş tepki! Bu nasıl aymazlık35 izlenme
Eli kanlı terörist ile ilgili çarpıcı detay: İngiliz medyası üzerindeki kıyafete dikkat çekti8 izlenme
Mine Kırıkkanat dayak yedi10 izlenme
BM'den kritik Türkiye ve ABD açıklaması!13 izlenme
Seçil Erzan'ı iş insanı sevgilisi Atilla Baltaş, Arda Turan'dan, evlilik hazırlığı içinde olduğu Candaş Gürol ise Fatih Terim'den kıskanmış!
Laiklik için Anıtkabir’e yürümek isteyen öğretmenlere polis engeli!
Dilan Polat akıl hastanesine götürüldü
15 Temmuz gazileri "İktidar paranın üzerine yattı!"