Geçtiğimiz günlerde hazırlanan yeni iddianameyle, örgüt lideri olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı ile birlikte hareket ettiği belirlenen kişiler hakkında da dava açıldı. İkinci dalga operasyonla yakalanan bu sanıkların dosyası ana davayla birleştirilirken, toplam sanık sayısı 58’e yükseldi.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, 29’u tutuklu 58 sanık ve avukatları katıldı. Duruşma, ikinci dalga operasyonda yakalanan sanıkların yoklamalarıyla başladı.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Senanur Ünlü, "Yeni doğum yaptım. 5 aydır tutukluyum. Bana örgüt üyesi diyorlar ama ben örgütün ne olduğunu burada öğrendim. Para aklıyorlar denildi ama benim evim bile kira. 1.5 yaşında çocuğum var. Ben nasıl böyle bir şey yaparım. Benim sütüm bile kesilmedi. Ben başka bir anneye bu acıyı nasıl çektiririm. Beraatimi istiyorum. Ev hapsine bile razıyım yeter ki çocuğum yanımda olsun" dedi.
Duruşmada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri tanıkların kurum aleyhine olan beyanları mahkeme tarafından kabul edilmedi. Savcı tutuklu sanıkların tutukluğunun devamını talep etti.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya saat 12.35'te 45 dakika ara verildi. Duruşma saat 14.00'te yeniden başladı.

Aranın ardından ifade veren Hakan Doğukan Taşçı ise "11 hastaneden sorumlu olduğum söyleniyor ancak bu 11 hastaneyle tek bir irtibatım dahi yok. Ben bu koordinasyonu nasıl sağladım o zaman. Birinci Hastanesi'nde sorumlu doktordum ama orada da başka birisinin adı geçiyor sorumlu doktor olarak. Opara bebekle ilgili de şunu belirteyim. Savcılıkta bana, 'Bebeğin öldüğünü nasıl anlamazsın' diye sordular başka hiçbir şey sormadılar ama bilirkişi raporu yanlış yazılmış. Opara bebek için yaşasın diye ilaç verdim, vermeseydim bu sefer de vermediğim için tutuklanacaktım." dedi.
Tanık Yaren Sena ise, Opara bebek ile ilgili "Bebek sağdır dedi ama kabul etmiyorum. Mesele hastanın öldüğünü fark etmemeleri. Saatler geçmişti. Ona 'Sen nasıl fark etmedin öldüğünü' dedim bana 'E ben sana dedim' dedi. Ben bebeğe kalp masajı yaptığını ilk defa dün o burada dediği zaman öğrendim. Bana deseydi zaten ben kalbinin durduğunu anlar 'Kalp masajı yap' derdim. 1 yıldır tutukluyum ne biliyorsam anlattım. Suçum var mı, evet ben bunu kabul ettim. Çöpe gidecek ilaçları sattım bunun için pişmanım; ama bunun dışında başka hiçbir suçum yok. Fırat Sarı ile hiçbir bağım yok. " dedi.
Tutuklu sanık Hüseyin Günerhan ise "Ben olaydan aylar önce hastaneden ayrılmıştım. Kaya bebek öldüğünde ben hastanede çalışmıyordum. İnsanlar bizden nefret ediyor. Cezaevinde bizi öldürmeye çalışıyorlardı. En beter katil biz olduk. Siz de hakkınızı helal edin belki bir daha görüşemeyiz. Daha fazla kendime eziyet etmek istemiyorum ben çok yoruldum. Adalet bekliyorum." dedi.
Tutuklu sanık Mehmet Gürül savunmasında, "Ben Fırat Sarı'dan maaş alıyorum diye tutuklandım. Benim suçum yok ki 100 bin hastaneden 25 bin Fırat Sarı'dan alıyordum. Bunu da hastane yönetimi karar verdi. Benim bir suçum yok. Bana örgüt üyesi diyorlar ama bunu kabul etmiyorum. Hastane yönetimi beni Fırat Sarı'ya şikayet etti." dedi.
Tutuklu sanık Murat Mantuş ise savunmasında "Öncelikle devlet terbiyesiyle büyüdüm. Benimle ilgili tebligat gelir gelmez hemen yurt dışından ülkeye geldim. Kaçma şüphem yoktur. Ayrıca ek olarak, burada her ne kadar dolandırıcılık suçundan tutuklanmış olsam da örgüt üyesi ve kazara ölüme sebep olmak suçundan da soruşturma altındayım. Benim ömrüm örgütlerle mücadele etmekle geçti. Hiçbir örgüte üye olmadım hiçbir menfaat sağlamadım" dedi.
Örgüt lideri Fırat Sarı ise savunmasında, "Ben başından beri ne söylediysem arkasındayım. Sosyo ekonomik imkanları yetersiz kişilerin doğumlarını yapıyorduk, sevklerini yapıyorduk. Buradaki arkadaşlarım başarılı birer sağlık çalışanı. Sayelerinde birçok bebek kurtuldu, her ne kadar bebek katili olmakla suçlansalar da. Bütün bu iddianame, bütün bu klasörlerin temeli 4-5 tane gazetede geçen şeyler. Tıp yüksek bir bilim. İnsanlar anlar mı anlamaz. Ama kendine göre yorumlar. İnsanlar hemen etiketi yapıştırıyor. Ben 15-20 bin arası yoğun bakım hastasına baktım. Benim ölüm oranım yüzde 1 civarı. Kimse bunları görmüyor. Ben Mustafa Kemal Zengin'i tanımıyorum. Savcıya neden gittiğini bilmiyorum ve anlamak istemiyorum" şeklinde konuştu.
Sanık Sarı savunmasının devamında, "Medya her şeyi iddia ederse ne olur? Bu baskıya doktor arkadaşım İlker Gönen dayanamadı intihar etti. Medyanın, kamuoyunun arzusu var bu dosyaya karşı. Herkes bu dosya hakkında her istediğini konuştuğu için korkunç bir algı oluştu. Pasif ötenazi derseniz trajedi başlar. Bu yüzden bu mahkemenin ara karar gibi bir şey verip medyayı durdurması gerekiyor. Kasıtlı yanlış yönlendirilmiş bir algı var. 2024'ten sonra bize yapılan operasyondan sonra Türkiye'de bebek ölümleri arttı. Bu iş sevgi olmadan yapılacak bir iş değil. Tapelerin incelenmesi lazım. Bizim de emin olmamız lazım tapelerin doğruluğundan. Tıbbı terminoloji alan bir çevirmen yoksa bu bir sorun. Tapeler oluşturulurken bize yarar şeyler tape kayıtlarına yansımamış. Bu kayıtların bize verilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Duruşma sanık avukatlarının savunmaları ile devam edilmek üzere 28 Nisan saat 10.00'a ertelendi.
Gerçek Gündem
Kaynak: DHA-İHA
Atatürk Havalimanı’na ağaç, Ümraniye’ye beton!4 izlenme
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dilekçe: CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nın ifadesi alınmalı9 izlenme
Milli Savunma Bakanlığı duyurdu: ASFAT'ın ürettiği "Mekanik Mayın Temizleme Teçhizatı" tüm testleri geçti13 izlenme
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersini AKP tarihine çevirdiler!6 izlenme
Geçimini Atatürk'ü magazinleştirmekten sağlayan Yozdil'den büyük ayıp!7 izlenme
İçişleri Bakanlığı harekete geçti: Terörle anılan İBB'ye 'özel teftiş'10 izlenme
Dolar kurunda düşüş trendi başladı!5 izlenme
Son dakika: İstanbul'da 65 yaş ve üstüne sokak kısıtlaması!10 izlenme
İliç madeni için şirketin raporu: Maden çalışmaları devam etmeye hazır
İşte Erdoğan'ın Akşener, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu karşısında oy oranı
Erdoğan'ın Ayşe Ateş ile görüşme kararı sonrası Bahçeli'den tartışma yaratacak fotoğraf
Düğünde annesinin elindeki kağıda bakan genç, hayatının en şok edici anını yaşadı.