Bir adam kulübesinde oturuyordu. Kulübesi eski olduğu için, kulübenin duvarlarından sık sık parçalar dökülüyordu. Adam her düşen parçanın yerine bir avuç çamur alıp, dökülen yere yapıştırıyordu. Sonunda ev çamur yığını haline geldi ve çöktü.
Adam “Ne vefasız evmiş, yıllardır içinde oturdum da çökeceğini haber bile vermedi” diye söylendi.
Bunun üzerine ev dile gelerek şöyle dedi: “Aslında haber vermek istedim. Ama ne zaman haber vermek için ağzımı açtıysam, ağzımı bir avuç çamurla tıkadın, konuşmama izin vermedin.” Benzeri bir yaklaşımla, ömür binamızın her gün harap olmaya doğru gittiğini söyleyebiliriz.
Aslında ağaran saçlar, dökülen dişler, bükülen beller… Bedenin yıkılmak üzere olduğunun habercisidir. Ama bu sessiz mesajları değerlendiremeyen biri için bunların hiçbiri mana ifade etmez, farkına varmadan ömrünü tüketir, gider.
Dostoyevski, levha yapılıp asılacak kalitede şu muhteşem vecizeyi söyler:
“YENİDEN DÜNYAYA GELSEYDİM, SANİYELERİN NABZINI TUTARDIM”
OKUDUYSAN BEĞEN BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ !
Fabrika ve işletmelerden sonra devlette satacak arsa da kalmadı: Cumhuriyetin kazanımları 20 yılda bitirildi10 izlenme
Bakanlık kulislerinde Bilal Erdoğan için söylenen bilgiler11 izlenme
AKP'nin atadığı bir isim daha 4 maaşlı çıktı!13 izlenme
Son dakika haberi: Türkiye'nin Sezgin Baran Korkmaz'la ilgili iade talebi kabul edildi27 izlenme
Atatürk Havalimanı arazisi için sofra kuruldu!6 izlenme
Sedat Peker-Ünsal Ban dosyasında yetki krizi sona erdi: Dosya Gölbaşı’na gönderildi8 izlenme
Balyoz tertibini sürdürmede ısrar! Savcı hapis istedi11 izlenme
İmamoğlu Diyarbakır'da: "Saraylardan kimlerin arandığı kulağımıza geliyor, 5'leyeceğiz"9 izlenme