SinciangUygur Özerk Bölgesine ziyaretimde, Kaşgarlı Mahmut’un Divanı Lügatit Türk kitabının Uygurca ve Çincesini almıştım. Karız Kanallarına ait ciltler de kitaplığımda duruyor. Seyfeddin Aziz’in Satuk Buğra Han adlı romanı da Kaynak Yayınları tarafından “Türklerin Müslümanlığa Geçişi” başlığıyla yayımlanmıştı. Çin’de yayımlanan önsözünde Türk kültürü uzun uzun övülür. Güzel bir romandır.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin SinciangUygur Özerk Bölgesi’nde Türkiye Türkçesinden Uygurcaya çevrilerek yayımlanan edebiyat ve tarih eserlerinin ne kadar zengin olduğunu, Prof. Dr. Abdülvahap Kara’nın 22 Ekim 2006 günü yayımlanan yazısından öğreniyoruz. Kara, bugün Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi tarih bölümünde. 13 yıl önce yayımladığı yazısında, Türk romanlarının Türk lehçeleri içinde en çok Uygurcada Okunduğunu vurguluyordu. Kazak Türklerinden olan Prof. Dr. Abdullah Kara’nın 13 yıl önce Yard. Doç. Dr. unvanıyla yayınladığı yazıda çok geniş bilgi var. Aynen alıyoruz.
Eğer Türk Dünyası için bir Nobel Edebiyat Ödülü tayin edilmiş olsaydı‚ tartışmasız bir şekilde Tursunay Sakim hanım alırdı. Çünkü‚ Türk yazar ve bilim adamlarının eserlerinin Uygur Türkleri arasında tanıtılmasında çok büyük emekleri vardır. Belki de Türkçe edebi ve ilmi eserlerin tanıtımı‚ Türkiye dışındaki bir Türk ülkesinde en çok önün tanıttığını söyleyebiliriz. Bu gün Uygur Türkleri‚ Reşat Nuri Güntekin‚ Necati Cumali‚ Aziz Nesin‚ Yaşar Kemal, Kerime Nadir ve Sabahatin Ali'nin romanlarını Uygurca okuyabiliyorlarsa‚ bunu Tursunay Sakim'e borçludurlar. Bu edebiyat ve kültür aşığı mümtaz insan‚ ne yazık ki‚ 2006 Eylül ayının ilk haftasında 68 yaşında vefat etmiş bulunmaktadır. Sağlığında kendisi ve eserleri Türkiye'de pek bilinmeyen bu kültür kadının ölümünden sonra Türk Kültür Dünyası'nda hak ettiği yeri alacağına inanıyoruz.
Urumçi'de yayınlanan Dil ve Tercüme Dergisi'nin bu yılki [2006] ilk sayısında‚ Türkolog‚ radyo gazetecisi‚ çevirmen ve yazar Tursunay Sakim ve çalışmaları hakkında bilgi veren geniş kapsamlı bir makale yayınlandı. Tahircan Muhammed tarafından kaleme alınan bu makalede belirtildiği gibi‚ 24 Mayıs 1938'de Urumçi'de orta halli bir ailede dünyaya gelen Tursunay Sakim 1956'da Urumçi II. Kızlar Pedagoji Enstitüsü'nden üstün başarıyla mezun oldu. Aynı sene Pekin'deki Merkezi Halk Radyosu Uygurca yayınları bölümünde çalışmaya başladı. 1959'da Merkezi Halk Radyosu'nun Uygurca Yayınları Bölümü‚ Sinciang Uygur Özerk Halk Radyosu ile birleştirilince muhabir‚ çevirmen‚ yazar ve spiker gibi radyo görevlileri de Urumçıi'ye döndü. Merkezi Halk Radyosu yönetimi radyo çalışanlarının bilgi ve uzmanlıklarını arttırmak için Tursunay Sakim ve başka birkaç radyo görevlisini Pekin Radyo Enstitüsü Yabancı Diller Fakültesi Türk Dili Bölümü'nde tahsil görmesine imkan sağladı.
Tursunay Pekin'deki bu eğitimi sırasında‚ radyodan kopmadı. Boş vakitlerinde Pekin Radyosu'nun Türkçe yayınlarına katkıda bulundu. Böylece Tursunay okulda teorik olarak öğrendiklerini‚ radyoda pratiğe dökme imkanı da buldu. Aynı zamanda radyoya ziyarete gelen veya geçici görev yapan Türklerle yaptığı temaslar sonucunda Türkiye ve Türkçe konusundaki bilgisini arttırma imkanı da sahip oldu.
Tahircan Muhammed'in belirttiğine göre‚ Tursunay Sakim 1963 sonbaharında Pekin Radyo Enstitüsü Yabancı Diller Bölümü'nu birincilikle bitirdi. Bundan sonra Çin Uluslararası Yayınlar Türkçe Bölümünde tercüman‚ yazar ve spiker olarak çalışmaya başladı. Tursunay bu görevini Mayıs 1995'te emekli olana dek sürdürdü. Radyo yayınlarında yaptığı Türkçe çeviriler‚ yazdığı makaleler ve Türkçe haber spikerliği her zaman beğeniyle takip edildi. Babası Sağımcan Kazak olmasına rağmen Uygur annesinin terbiyesinde yetişen Tursunay eserlerini Uygurca verdi.
Tursunay Hanım meslek hayatının daha başlarında tercümenin özellikle edebiyat sahasındaki önemini kavramıştı. Halkları birbirine yakınlaştıran en önemli aracın edebiyat olduğunun bilincine varmıştı. Bu yüzden boş vakitlerini kardeş ülke Türkiye'nin edebi eserlerini Uygur halkına tanıtmaya adadı. Türk Edebiyatı'nin önde gelen eserlerini hiç yorulmaksızın hayatının sonuna kadar tercüme ile meşgul oldu. Onun kaleminden çıkan onlarca eser sayesinde‚ Uygur lehçesi Türkçe romanların en çok çevrildiği Türk lehçesi unvanını kazandığını ifade edebiliriz. Bu da bize kültürel faaliyetlerde şahısların özverili faaliyetlerinin devletlerden bile önde gittiğinin en güzel örneğidir. Burada şu soruyu da kendi kendimize sorabiliriz‚ bağımsız yedi Türk Cumhuriyeti'nin hepsinin Kültür Bakanlıkları var. Hatta bunların kültürel konularda ortak hareket etmek için oluşturdukları ve Merkezi Ankara'da bulunan Türksoy teşkilatları var. Ancak‚ bunların kültürel konularda ortak hareket etmek için oluşturdukları ve Merkezi Ankara'da bulunan Türksoy teşkilatları var. Ancak‚ bunların hiç biri bir diğerinin edebi eserlerini ülkesinde tanıtımında‚ Türk Dünyasının en uzak köşesindeki Tursunay Hanımın tek başına gerçekleştirdiği çalışmaları gerçekleştirememiştir.
Bu konuda katiyen mübalağa etmiyoruz. Çünkü‚ Tursunay Hanım gerçekleştirdiği bu yayınların çokluğu bunu göstermektedir.
Tursunay Hanım edebi eserlerden başka ilmi ve tarihi çalışmaları da Uygurcaya kazandırdı. Bunlardan bazıları:
Tursunay Sakim‚ romanlardan başka Türkçe film çevirileri de yaptı. Sayısı 30'u bulan film çevirileri arasında İbret‚ Zeynepler Ölmesin‚ Sabilerde Ne Günah‚ Sevdalı Kadın‚ Akıllı Şaban gibi filmler bulunmaktadır. Bunlardan başka Uygurca ve Çinçe'den de Türkçe 'ye çevirileri de vardır.
Tursunay Sakim Türkiye'deki çeşitli bilimsel toplantılara katılarak bildiriler sundu. Bunlardan bazılarını sayarsak:
Tursunay Hanım, Çin'deki bilimsel sempozyumlara da katılarak Türk Kültürü üzerine bir çok bildiri sundu. Bunlardan bazıları:
Bunlardan başka Tursunay Sakim'in Türk dili ve kültürü üzerine bir çok makalesi çeşitli dergilerde yayınlandı. Onun ölümünden önce yayınladığı son makalesi "Azizler Ölmez: Aziz Nesin ile Sohpet" adıyla Tarım Dergisi'nin 2006 sayısında yayınlandı. Yine Tursunay'ın son kitap çalışması ise Bizim İsimlerimiz‚ Uygur Kişi Adları Sözlüğü adıyla Xinjiang Halk Neşriyatı'nda basılmak üzere teslim edildi.
İlim aşığı Tursunay Hanım hayatı boyunca topladığı yüzlerce ciltlik değerli kütüphanesini 2004'te Xinjiang Pedagoji Üniversitesi Filoloji Bölümü'ne bağışladı. Böylece kendisinden sonra kütüphanesinin başkaların da istifadesine zemin hazırladı. Bundan dolayı üniversite tarafından kendisine bir teşekkür plaketi ve fahri profesörlük verildi. Tursunay Hanımın Türk diline yaptığı önemli hizmetlerinden biri de Uygur ve Kazak gençleri arasında Türk dili uzmanlarının yetişmesine gayret etmesidir. 1993 yılından itibaren Türk dili uzmanlarının yetiştirmeye gayret eden Tursunay ölümüne değin 30 kadar gençin Türkçe uzmanı olarak eğitti.
Tursunay Sakim'in çalışmaları yukarıda görüldüğü gibi saymakla bitecek gibi değildir. Türk Dünyası'nin diğer ülkelerinde‚ Türk Edebiyatı ve Kültürü üzerine bu çapta çalışma yapmış ikinci bir araştırmacıya rastlamak zordur. Bu yüzden yazımızın başında‚ eğer Türk Dünyası'nda bir Nobel Edebiyat Ödülü olsaydı‚ eminiz ki‚ tereddütsüz bunu Tursunay Hanım hak edecektir‚ dedik. Ne yazık ki‚ marifetin iltifata tabi olduğunu çoğunlukla unutuyoruz ve sanatçı ve kültür adamlarımıza sağlığında takdir ederek ödül vermeyi ihmal ediyoruz. İşte bunlardan biri de Tursunay Sakim'dir. Eylül ayında vefat eden bu büyük insanı rahmetle anıyor‚ devlet ve kültür adamlarımızın bu kültür abidesi hanımefendinin adını Türkiye'de sonsuza dek yaşatacak çalışmaları ihmal etmeyeceğine inanıyoruz.