Auto-Created-3
20 Mayıs 2025 ( 13 izlenme )
Reklamlar

TÜSİAD yöneticileri Orhan Turan ve Ömer Arif Aras hakim karşısında


TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Arif Aras, "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlamalarıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması için adliyeye geldi.



Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Arif Aras, 13 Şubat'ta dernek genel kurulunda yaptığı konuşması nedeniyle 'Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlarından yargılandıkları davanın ilk duruşması için Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi.

Aras ve Turan'ın 5 yıl 6 ay 15’er güne kadar hapis cezası talebiyle yargılandıkları davanın duruşması İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinde başladı.

İlk olarak savunma yapan Ömer Aras, “Hukuka ve hukukun üstünlüğüne her zaman saygı duymuş 70 yaşındaki bir bankacı olarak ilk olarak mahkeme huzurundayım Bahsettiğiniz suçlama dayanaksız ve delilsiz olduğundan huzurda bulunmaktan üzgünüm.” diye konuştu.

MLSA’nın aktardığına göre, Ömer Aras’ın savunmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Soruşturma aşamasında usulüne uygun işlem yapılmadı. Adresim belli olmasına rağmen zorla getirilme emriyle ifadem alındı. Hukuka aykırı olarak polis vasıtasıyla adliyeye getirildim.

-Olay günü yaptığım konuşma da bağlamından koparılan ifadeler birbiriyle bağdaşmamaktadır. Tüm suçlamaların haklı savunması da iki kelimeden ibarettir. O da ifade özgürlüğümü kullanmamdan ibarettir.

-Ekonomi, hukukla şekillenir, siyasetle yönetilir; rakamlar ise beklenti ve öngörüler doğrultusunda oluşur. Piyasadaki faiz ve döviz hareketliliği buna örnektir. Bu nedenle, toplumda karşılığı olan her olay ve olgu ekonomi alanının bir parçasıdır. Dolayısıyla ekonomi üzerine yaptığım konuşmanın, hukuk ve politikadan bağımsız düşünülmesi mümkün değildir. Bu çerçevede, 'Neden bu konulara değindiniz?' şeklinde bir soru yerinde değildir. Yargılamaya konu olan konuşma bu perspektiften değerlendirilmelidir.

-İddianamede yer verilen ifadelerim, ülkemizde yaşanan üzücü kazalar ile adli ve idari süreçlere temas eden bölüm çerçevesinde değerlendirilmelidir. Konuşmamda Bolu Kartalkaya yangınına, 6 Şubat depremine, Erzincan ve Manisa Soma’daki kazalara değindim. Bu olaylar toplumda derin bir travma yaratmış, aynı zamanda ekonomiye etkileri de açıkça hissedilmiştir. Söz konusu örnekleri, somutlama amacıyla kullandım. Anlatmak istediğim tek tek olaylar ya da yargı süreçleri değil; bu olayların ekonomi üzerindeki etkileridir. Konuşmamın amacı da budur.

-Bir otele gittiğinizde, bir ev kiraladığınızda veya bir restorana gittiğinizde buraların standartlara uygun işletildiğine ya da yapıldığına güvenirsiniz. Bilirsiniz ki sorumlu makamlar gerekli denetimleri yapmıştır. Hukuk ve hukukun uygulanış biçimine güven oluşur. Önlem ve denetimin yeterince sağlanamadığı ortamlarda güven problemi ve ticari hareketliliğin zayıflaması ortaya çıkmaktadır.

-Bunların hepsi özel sektörün yükümlülerini yerine getirmemesi ve yeterli denetimin yapılmamasına sebebiyet verir. Konuşmamda bu hususlara değindim. Kamu vicdanını yaralayan olaylar meydana geldiğinde kim görevini yerine getirmediyse adli ve idari olarak gerekli işlemlerin yapılmasını istemek doğaldır. Hesap sorulabilirlik hukuk devletinin gerekliliğidir.

-Konuşmamda bilgi paylaşmadım. Yalnızca toplumun tümü tarafından bilinen olaylar üzerinden görüşümü bildirdim. Konuşmanın diğer içeriğinde ise adli ve idari olarak gelişen olaylara yalnızca olgu olarak değindim. Yorum yapmadım, isim kullanmadım.

-Gözaltı ve tutukluluk kararlarında titiz davranılması gerektiği yorumunda bulundum. Genel bir değerlendirmede bulundum. İnsanlar hukuk güvenliğini ve hukukun üstünlüğünü gözaltı ve tutuklama gibi işlemler üzerinden değerlendirmektedir. Kamu tarafından bilinirliği olan kişilere uygulanan bu işlemlerin yabancı yatırımcıda ve yabancı basında da bir karşılığı vardır. Bunun da yatırım kararları üzerinde etkisi vardır.

-Hukuk ve ekonomi birbiriyle bağlantılıdır. Benim konuşmam da hukuk ve ekonominin yoğun ilişkisi bağlamındadır. İçeriğinde gerçeğe aykırı bir bilgi yoktur. Sözlerimin adil yargılamayı etkileme ve yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçuyla ilgisi yoktur.

-Konuşmamın hiçbir yerinde, halk arasında endişe, korku, panik oluşmasını asla amaçlamadım. Konuşmamda, ülkemizin geleceğiyle ilgili umudumuzu hiç kaybetmediğimizi belirttim.

-Her iki suçun unsurlarını oluşturacak bir konuşma yapmadım. Konuşma metni dernek faaliyetidir, derneğin sitesinde yayımlanması benim inisiyatifimde değildir. Bu yönde talimat verip vermediğime dair TÜSİAD’a sorulmasını talep ediyorum. Ayrıca Qnb Finansbank, Qnb Sigorta’nın yönetim kurulu başkanı olarak yurt dışına seyahat etmem gerektiğinden ve sağlık nedeniyle seyahat etmem gerektiğinden hakkımdaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını ve beraatimi talep ediyorum.”

NE OLMUŞTU?

TÜSİAD'ın 13 Şubat'ta gerçekleştirdiği Genel Kurulu'nda, derneğin Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan açıklamalarda bulundu.

Konuşmalarda son dönemde yaşanan tutuklamalardan ihraç edilen teğmenlere, Kartaltepe yangını, İliç madeninde toprak kayması ve depremler gibi kamuoyunda ihmal şüphesiyle gündeme gelen olaylara ve küresel gelişmelere geniş yelpazede konulara değinildi.

Hukukun üstünlüğüne vurgu yapan TÜSİAD yöneticileri, enflasyonla mücadelenin maliyetine katlanmanın giderek zorlaştığını kaydetti.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras hakkında, Genel Kurul'daki konuşmaları nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında 19 Şubat’ta ifade verdi.

Turan ve Aras, savcılıktaki ifadelerinin ardından mahkemeye sevk edildi. Turan ve Aras, yurt dışı çıkış yasağı konularak adli kontrolle serbest bırakıldı.

Tele1

Kaynak: DHA

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İstanbul seçimleri ve ABD-Türkiye ilişkileri İmha edilen terörist Sofi Nurettin'in kanlı geçmişi ortaya çıktı! HDP'li Selahattin Demirtaş'la 6.5 saatlik gizli toplantı Yeni anlaşmalar her an gelebilir... Türkiye'den kritik savunma hamlesi İmamoğlu'nun zor anları!