Bayıldık resmen buna
Temel uçağa binerken, merdivende gördüğü fıstığa takılı kalmış. Hatun da hatun.. Ben diyim, Şeron Ston, sen de, Jenifer Lopez, o desin, Demi Mor… Üzerinde muhteşem bir mini… İç çeke çeke uçağa girmiş, bir de ne görsün, yeri fıstığın yanı… Temel kalbi pır pır koltuğuna oturmuş, yan gözle hatunu kesiyor. Uçak havalanmış, fıstık, çantasına uzanmış, bir kurşun kalem çıkarmış, başlamış çapraz bulmaca çözmeye… Temel mutlu, ‘Şimdi takılır bir yerde bana sorar, muhabbet başlar’ demiş içinden.. Demeye kalmadan, kadın bulmacadan kafasını kaldırmış, kısık, seksi bir sesle Temel’e sormuş: –
Beş harfli bir kelime. Sonu arak, başına bir harf koyarsanız, kadınların en sevdiği alet olurmuş, biliyor musunuz? ‘Aman Tanrım’ demiş Temel, ‘O kelimeyi nasıl söylerim, mutlak başka bir şey olmalı’ diye içinden geçirmiş, kadına dönmüş “Düşüneyim” diyerek zaman kazanmaya çalışmış. Birkaç dakika sonra jeton ‘dank’ etmiş.. Heyecanla kadına dönmüş: – Tarak, olabilir mi hanımefendi, Tarak… – Harikasınız… Evet, peki silginiz var m
Bir Turk, Japon arkadasinin daveti uzerine Japonya'ya gidiyor.Bir kac gun gezdikten sonra arkadasi onu calistigi fabrikaya goturuyor
Teknoloji muazzam.
-"Bak" diyor Japon :
-"Burada robot yapiyoruz. Su robotlar ogle yemegini hazirlar ve getirir. Sunlar bebek bakar. Sunlar araba bile kullanir."
Bizim Turk vatandasi hayretler icinde kalir.
Dolastikca gozleri faltasi gibi acilir.
Japonya'dan ayrilirken arkadasi Turkiye'ye mutlaka gelmek ve teknolojisini gormek istedigini soyler.Ve o gun gelir. Fakat bizim Turk nereyi gezdirecegini bir turlu bilemez.
Dusunur ne gostermeli de altinda kalmamali Japonya'da gorduklerinin. Aklina hamam gelir. Japon ne anlar Turk hamamindan. Alir gotur.
Japon'a ilginc gelir.
-"Ne oluyor burada?"
-"Biz burada insan yapiyoruz"
-"Sahi mi ?" der Japon.
Bir odanin kapisini acarlar. Iceride bir tellak adamin kolunu ovmaktadir.
-"Bak," der bizimki, "burada kollar monte ediliyor."
Bir baska odada bacak ovulmaktadir.
-"Burada da bacaklar takiliyor".
Japon bu sefer hayrette. Diger odanin kapisini acarlar.Iceride bir kadinin ustunde bir erkek, is ustunde. Japon sorar:
-"Peki burada ne oluyor?"
-"Burada montaj bitmis, delikler aciliyor
Delilerin Hastanesinde yangın çıkmış. Bütün delileri boşaltmışlar sadece 4. katta camın üzerinde bir deli kalmış. İtfaiyeciler bir türlü indiremiyorlar deliyi. Sonra bir deli itfaiyecilere, biz indiririz onu demiş Onlarda kabul etmiş ama bize bi branda verin o kendini boğa zannediyor demiş deliler. germişler brandayı yukarıdaki deliye toro toro diyerek dikkatini çekmişler oda brandayı görünce atlamış aşağıya. Tam düşecekken oley oley diye brandayı çekmişler
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı. Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.
Adam :
-Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.
Pilot:
-Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi.
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi!
Dehşetle sordu :
-Öğrencilerin nerede?, diye...
-Dersler bitti. Hepsini evlerine gönderdim!
Bir gün Ali ve Ahmet adındaki 2 deli oturmuş konuşuyordu.
Ali Ahmet'e der ki:
- Git şu demir parmaklıklara bak bakayım yüksekse üstünden atlarız, aralıksa altından geçeriz.
- Tamam.
Biraz sonra gelir ve şöyle der.
- Kahretsin buradan asla kaçamayacağız.
- Neden?
- Parmaklık yokta ondan.
Akıl hastanesinde bir gün, bir deli hasta bakıcıyı yanına çağırır;
— Bana çabuk 5 şişe kola getir, der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve;
— Al işte kolalarını, der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hastabakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta; hasta bakıcıyı tokatlar. Bakıcı;
— Ne oluyor ya? der. Hasta cevap verir:
— Boş şişeleri getirdim