Özlem Çerçioğlu olayında madalyonun öteki yüzü

“Duvarların Dili Olsa” televizyon ekranlarına, gazete haberlerine yansımayan detaylarla Türk demokrasisinin şah damarı TBMM’ye farklı bir pencere açmayı hedefliyor.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifa ederek AKP’ye geçeceği haberi gündeme bomba gibi düştü. CHP lideri Özgür Özel, Çerçioğlu’nun AKP’nin hapis şantajı ile istifa ettiğini ve bu nedenle iktidar partisine katıldığını söyledi. AKP’ye katılma talebinin Çerçioğlu’ndan gittiği konuşulan Ankara kulislerinde ayrılma süreci ile ilgili şunlar dillendiriliyor:

- 2024 yılında yapılan yerel seçimlerin ardından CHP’li bir ilçe belediyesinden Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na kat imarının artırılması ve yeni imar alanlarının açılması ile 10 milyar TL civarında rant oluşturacak düzenlemeleri onaylanması talebi geldi.

- Çerçioğlu bu talepleri onaylamadı. Bunun üzerine ilçe belediye başkanı Çerçioğlu aleyhinde ailesini de kapsayan çok ağır ithamlarla haberler yaptırmaya başladı.

- Çerçioğlu’nun duyduğu rahatsızlık ve tepki defalarca CHP lideri Özgür Özel’e ve CHP yönetimine iletildi. Ancak sorunun çözümü konusunda adım atılmadı, Çerçioğlu’na beklediği destek verilmedi. Bardağı taşıran ise iftiralar konusunda ilçe belediye başkanının uyarılmaması oldu.

- Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde Aziz İhsan Aktaş dosyası 2021’de açıldı. 2024’te Danıştay soruşturma iznini kaldırdı, alımların mevzuata uygun olduğuna karar verdi. Böylece Aktaş ile ilgili dosyadan operasyonlar yapılmadan yaklaşık 1 yıl önce takipsizlik kararı çıktı. Bu nedenle Çerçioğlu’nun istifasında Aktaş konusunun etkisi yok.

Bu iddiaların “doğru” olduğunu kabul edersek bile Özlem Çerçioğlu olayında üç önemli sorunun cevabı henüz yok:

- Çerçioğlu CHP’de yaşadığı sorunları neden seçmenin huzuruna çıkıp anlatmak yerine neden istifa etti?

- Madem illa istifa edecekti neden bağımsız kalmak veya bir başka muhalefet partisine geçmek yerine CHP’li belediyelere açıkça savaş açan AKP’ye geçti?

- Çerçioğlu’nun AKP’ye geçmesinde ailesinin ticari faaliyetlerinin bir etkisi var mı?

Öyle veya böyle… Ne yazık ki günün sonunda kaybeden seçmen iradesi oldu.

Çerçioğlu’nun Külliye temasları

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, AKP’ye katılmadan önce Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir dizi temasta bulundu. Çerçioğlu bu çerçevede “First Lady” Emine Erdoğan ile de görüşerek “yaşadığı sorunları” bizzat anlattı. Sonra da hep birlikte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu yemeğe geçildi.

Kapı kapı dolaşan belediye başkanları

Seçimler öncesinde belediye başkanlarının kapı kapı dolaşması, partilerine oy istemesi makbul bir şeydir. Ama bahsedeceğimiz kapı kapı dolaşan belediye başkanlarının dolaştıkları kapılar ve yapılan hesaplar başka. İp ucu verelim, “oldukça popüler tarihi ve turistik bir büyükşehir şehrimizin belediye başkanı” diyelim AKP’ye geçmek için çok çaba harcamış. Araya kimleri sokmuş kimleri. Lakin AKP yöneticileri bu belediye başkanına kapıyı kapatmış. Ankara’nın metropol ilçelerinden birinin belediye başkanı da MHP ve AKP arasında mekik dokuyormuş. Önce MHP’ye giden bu başkan kabul görmeyince dümeni AKP’ye kırmış. İddialara göre AKP kurmayları bu belediye başkanını “değerlendirmeye” almış. Eskiden bu tür pazarlıklar Güneş Motel olayında olduğu gibi tarihe yazılırdı. Böyle giderse seçildikten sonra parti değiştirmek vaka-i âdiyeden sayılacak.

CHP’li vekiller ‘mutlak butlan’ için iddiaya girdi

CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan ve “mutlak butlan davası” olarak bilinen dava CHP’nin avukatının talebi üzerine 15 Eylül’e ertelendi. Günlük dilde aşina olmadığımız “butlan”ın hukukta “kesin hükümsüzlük” anlamında kullanıldığını hatırlatarak devam edelim.

CHP içindeki bütün kanatlarda heyecanla mutlak butlan davasının sonucu beklenirken bazı milletvekillerinin iddiaya girdiğini öğrendik. Meğer bazı milletvekilleri mahkemenin 38. Olağan Kurultayın rüşvet iddialarıyla sakatlandığına hükmederek mutlak butlan kararı vereceğine ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden Genel Başkanlığa olacağına inanıyormuş. Diğer vekiller bu duruma itiraz edince takım elbisesine iddiaya girilmiş.

İletişim Başkanlığında ne oluyor?

İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un görevden alınmasına giden süreci geçen hafta yazmıştık. Yeni İletişim Başkanı Burhanettin Duran göreve başlamasının ardından personele ilginç bir yazı gönderdi.

2013 ve 2016’da yapılan yasal düzenlemeler ile kamuda başörtüsü yasağı kaldırıldı. 1982 tarihli Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik kaldırılmadı ancak uygulamada esnetildi. Duran’ın imzası ile yayımlanan yazıda 1982 tarihli yönetmeliğe göre erkeklerin kravat takıp takım elbise giymeleri gerektiği, bıyıkların üst dudak hizasında ve alt uçlarının kesileceği hatırlatıldı. Yönetmeliğe göre İletişim Başkanlığının kadın personeli kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolon ile sandalet giyemeyecek.

Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamayacak. Genelgenin neden hatırlatılma gereği duyulduğunu araştırdık. İletişim Başkanlığında kıyafetler o kadar serbestmiş ki şortlar, parmak arası terlikler…. Yani ipin ucu kaçmış. Yeni Başkan da Kılık Kıyafet Yönetmeliğini hatırlatmak zorunda kalmış.

Turnikeler değişiyor

Milletvekillerinin odalarının bulunduğu Halkla İlişkiler Binasının girişindeki turnikeler aşırı kullanımdan yıpranmış. Bu durum fark edilince de hızla yenileme işlemi başlatılmış. Her gün binlerce ziyaretçi ağırlayan Meclisimiz hali…

Bu kalem başka kalem

Bir okurumuzun dikkatimizi çekmesi ile ikinci el eşya satılan bazı internet sitelerinde fiyatı 50 bin ile 5 TL arasında fiyat biçilen kalemleri görünce gerçekten hayret ettik. Kalemlerin neden bu kadar pahalı olduğu “açıklama” kısmında saklı.

Bunlar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çeşitli nedenlerle hediye ettiği kalemlermiş. Erdoğan’ın kalem sevdiğini ve yıllardır hatıra olması için hediye ettiğini biliyoruz. Ancak görünen o ki maddi değeri bu kadar yüksek olmayan kalemler geçim kapısı haline gelmiş.

Telefon yasağı tutanaklarda

“Terörsüz Türkiye” çalışmaları kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu işi gizli tutmaya devam ediyor. Milletvekillerinin telefon ile katılmaması tutanaklara yansıdı. Tutanaklara göre TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Bu toplantı tam kapalılık ilkesi çerçevesinde olacaktır, basın sokulmayacaktır ve toplantılara cep telefonları da alınmayacaktır. Bunu da şimdiden bilginize sunuyorum.” dedi ve toplantıyı kapattı.

Sahte diplomanın hatırlattıkları

Yıl 2004 TBMM kulisleri. CHP’nin efsane isimlerinden Ali Topuz ile sohbet ediyoruz. Gündem yine dolandırıcılık/sahtecilik haberleri var. Ali Topuz bir anısını anlattı: 1955 yılında bir grup mutemet (devlet dairelerinde para taşıyan güvenilir kişi) parasız kalınca bir çözüm yolu buluyor. Millî Savunma Bakanlığında olmayan bir dairede 50 kişi için maaş bordrosu hazırlıyorlar ve düzenli olarak her ay hayali 50 personelin maaşını çekip alemlere akıyorlar. Bir süre sonra Maliye Bakanlığı yöneticileri MSB’ye bütçe ödeneği ayrılan daireleri bildirince olay ortaya çıkıyor. Kıssadan hisse…

Nefes