Home
05 Ekim 2025 ( 0 izlenme )
Reklamlar

Özgür Özel'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a: "Meclis'e gitmedik, kimyası bozuldu"


Bolu'da konuşan CHP lideri Özgür Özel'in hedefinde, Meclis açılışında protesto ettikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı. Özel, “Meclis'e gitmedik, kimyası bozuldu. Terörist dediklerine çay ısmarladı, CHP'nin yaptığı ağırına gitti. Bu kadar şey yapıyorsun, ağrına gitmiyor da Meclis'teki boş sandalye mi ağrına gidiyor? Benim de Ekrem İmamoğlu'nun boş sandalyesi ağırıma gidiyor, Emrah Şahan'ın boş sandalyesi ağırıma gidiyor, Ahmet Özer'in boş sandalyesi ağırıma gidiyor.” dedi.



CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Bolu kampının ardından Bolu Belediyesi'nin 100. Yıl Cumhuriyet Parkı tanıtım töreni ve eş zamanlı proje açılışlarına katıldı.

Törende kürsüye çıkan CHP lideri Özgür Özel'in hedefinde Meclis açılışında protesto ettikleri Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan vardı.

"CHP'Lİ BELEDİYELERE ÜVEY EVLAT MUAMELESİ"

CHP'li belediye başkanlarının tehdit edildiğini ve belediye gelirlerinin kesildiğini kaydeden CHP lideri Özel konuşmasında şunları kaydetti:

"Tüm belediyelere eşit davranması gereken iktidar, Cumhuriyet Halk Partili yerel yönetimlere üvey evlat muamelesi yapıyor, hatta elini kolunu bağlıyor. Milletin seçtiği belediye başkanlarının inanmayıp mazbatasını iptal ediyorlar, bir daha seçiliyor.

Beş yıl hizmet ediyor, alıp eski bir otobüsü köşede yakıp ‘Belediyenin otobüsleri yanıyor’ diyecek iftira filmlerini çekecek kadar, işleyen metro yürüyen merdivenlerine birilerine taş sıkıştırıp ‘Metroda hizmet faaliyeti durdu’ diyene kadar... ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 550 tane terörist çalışıyor’ deyip sonra birini bir ispat edemeyip ‘Ben bunu siyaseten seçim öncesi söylemiştim’ diyene kadar… ‘İstanbul Belediyesi İspark’ı PKK’ya veriyor, PKK’lılar çalışacak. Ankara Büyükşehir belediyesinin su faturalarını DHKP-C militanları dağıtacak’ diyene kadar. Adil, centilmence bir yarış yerine; devlet imkanlarını ve her türlü dezenformasyonu kullananlar milletin karşısına çıktıklarında, yine kantara çıkıp yarışmaya cesaret edemediler.

Bu sefer de yargı oyunlarıyla, yeni oluşturdukları yargı kollarıyla Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin üzerlerine gidiyorlar. Bir yanda Mansur Yavaş’ın teslim edip AK Parti’nin kapattığı önceki döneme ait 93 yolsuzluk dosyası.

Bir yanda İstanbul’da 37 büyük yolsuzluk dosyası. Bunun karşısında Melih Gökçek’in oğlunun işlettiği televizyon kanalına savcılık yerine giden, kendisi suçlu olan ve dahil olmadığı soruşturma dosyasına dahil olup sonra millete iftira atıp, kendi iftiracı olup kendini kurtarmaya çalışan bir takım meczupların karalamalarla Ekrem Başkan’dan sonra Mansur Başkan‘a da saldırılarda bulunuyorlar.”

"İSPAT YOK, İFTİRA VAR"

Bir belediye denetlenirken Sayıştay tarafından denetlenir. Ya da maliye müfettişleri tarafından, mülkiye müfettişleri tarafından denetlenir. Bir suç bulunursa suç duyurusunda bulunulur. Savcı gelir soruşturma yapar, suçun delili ile birlikte suçluya ulaşır. Kim suçluysa cezasını çeker. Buna Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde adil ve yerinde yürütülen bu süreçlere hiç itiraz etmedi.

Ama süreç öyle bir süreç değil. Kimin suçlanacağına önceden karar veriyorlar. ‘Suçlu Ekrem İmamoğlu, hadi ona suç bulalım. Yapılmış denetimler, geçirilmiş teftişler, alınmış temiz kağıtları, iç denetim temiz, dış denetim temiz, Sayıştay temiz. Daha önce o konuda suç duyuruları yapılmış, soruşturmalar temiz.

Bir tane müteahhit bulalım, malıyla mülküyle, özgürlüğüyle tehdit edelim. Efendim ben bu işi yaptım ama at buraya bir imza açıktan da şunu verdim dedirtelim.’ Hatta o verilen şey belediye başkanının cebine de değil, bazen kreşe sandalye almış bazen bilmem ne yapmış, onu bile ‘Zorla de, irtikap yazalım.’

Ya da filanca yerde işadamının bütün HTS kayıtlarını döküyorlar. Bütün belediyenin bütün HTS kayıtlarını döküyorlar. Zaten o ilçenin içindeki iş adamıyla o ilçedeki belediyeden bir çalışanı aynı baz istasyonunda bulup fosforluyorlar. ‘Filancaya para verdim, gerisini bilmiyorum’ de.

O para nerede? Nereden buldun? Yok. Nereye verdin? Yok. Kamera kaydı yok. Bir hesaba yatmış mı? Yok. Birine vermiş mi? Yok. O paraya altın ve döviz alınmış mı? Yok. İspat yok, iftira var.

"MECLİS'E GİTMEDİK, KİMYASI BOZULDU"

İnsanlar böyle süreçlerden geçiyor, Tayyip Bey de çıkmış dün… Bu konuya niye böyle detaylı girdim? İstanbul’da almış mikrofonu. Bir de güya yaptığı işler bizi yıpratacak ya. Biz Meclis’e gitmedik, bütün metabolizması ve kimyası bozuldu. Çıldırdı, ne yapacağını şaşırdı. 40 yıllık husumet duyduklarına gitti, el uzattı. Terörist dediklerine çay ısmarladı, bilmem ne. Neden?

CHP’nin yaptığı ağırına gitti. Bu kadar şeyi yapıyorsun benim ağırıma gitmiyor da Meclis’e gelip boş sandalyeyi görünce senin ağırına mı gidiyor? Benim belediye başkanlarımın sandalyesi boş. Benim de Ekrem Başkan’ın boş sandalyesi ağırıma gidiyor. Resul Emrah Şahan’ın boş sandalyesi, Ahmet Özer’in boş sandalyesi ağırıma gidiyor. Gelmiş, orada bizim sandalyeleri boş görmüş. Ağırına gitmiş beyefendinin. Ne yapıyor? Dünkü açıklamaya bakın. ‘Rüşvet aldılar. Belediyeyi soydular. Gözlerinden nefret fışkırıyor.’ Kanıtla kardeşim, kanıtla.

‘Rüşvet aldılar’ değil, ‘Rüşvet alma iddiası var.’ Yalancı tanık var. Gizli tanık var. İddianame yok. Olsa ne yazar? Yargılama yok. Olsa ne yazar? Hüküm yok. Olsa ne yazar? İstinaf yok. Olsa ne yazar? Kesinleşme yok. Senin bu adamlara ‘Belediyede rüşvet aldılar’ demen için suçun ispatlanıp kesinleşmesi lazım. Bir tane kanıtın olmadığı yerde bunu söyleyemezsin.

Seni bundan men ediyorum. Bu laflar namuslu ve şerefli insanlara, bütün dünyada masumiyet karinesi varken, daha bu insanlar belediye başkanı unvanı taşırken… Bu söylediğin suç. Görülecek davanın, bakın daha iddianamesi yok.

Soruşturma aşamasında. İddianame düzenlenip kabul edilirse görülmekte olan davanın hakimini, yürütmenin başı Cumhurbaşkanı sıfatıyla yönlendiriyorsun, zorluyorsun, ‘Beni yalancı çıkarma, bunlar rüşvet aldı. Belediye soydu’ diyorsun. Böyle adil yargılama mı olur Ey Tayyip Erdoğan?”

"BİR DAHA DUYARSAM BETERİNİ DUYAR HESABINI VERİRSİNİZ"

Bundan sonra Tayyip Erdoğan’ın metinlerini yazanlara söylüyorum. Biz yazıyoruz, prompterden okuyor, çocuk oyuncağı değil. Mahkeme kararı kesinleşmiş, karar olmadan kimseye ‘hırsız’ dedirtmem. Kimseye ‘Rüşvet aldı’ dedirtmem. Kimseye ‘Belediyeyi soydu’ dedirtmem. Duyarsam, beterini duyarsınız. Hesabını verirsiniz.

En geç iki sene içinde seçim var. Ondan sonra kim kime iftira attı, kim kime haysiyet cellatlığı yaptı? Bunların hepsini göreceğiz. Öyle iftirayla, yalanla, dolanla, haysiyet cellatlığıyla iktidarı koruyamazsınız. Bu millet hizmete bakıyor, hizmete. Buraya çıkıp Tanju Özcan anlatıyor da yalan atıyor olsa bu ahali daha laf ağzından çıkarken alkışlar mı? Görmüyor musun şehri, görmüyor musun hizmeti, görmüyor musun teveccühü?

NEFES

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Koronavirüsle mücadelenin merkezi olacak! Maliye Bakanlığı’nın yeni yıl planı! Kredi kartı limitlerine sınırlama geliyor iddiası Meral Akşener'den bir CHP'ye bir İmamoğlu'na: Esenyurt'ta DEM'leniliyor! Kefalet koyuyorsun, yamuk çıkıyor Son Osmanlı Hanedanı'nın Bir İhanet Anlaşması Olarak SEVR!