Home
05 Kasım 2025 ( 7 izlenme )
Reklamlar

Özgür Özel belge belge ifşa etti: Günler önce işaret etmişti


CHP tarafından düzenlenen ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' mitingine İstanbul'un Ümraniye ilçesi ev sahipliği yaptı. Mitinge katılan vatandaşlara seslenen CHP lideri Özgür Özel, gündeme ilişkin önemli ifşalarda bulundu.


CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından her hafta çarşamba günleri İstanbul’un bir ilçesinde, her hafta sonu ise Türkiye’nin farklı illerinde düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin bu haftaki adresi İstanbul'un Ümraniye ilçesi oldu. Soğuk havaya rağmen mitinge on binlerce vatandaş katıldı. Mitinge katılan vatandaşlara seslenen Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e verdiği sürenin dolmasının ardından dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Özel, Başsavcı Akın Gürlek’in Lüksemburg’daki Eti Maden Anonim Şirketi’nin yönetim kurulunda görev yaptığını ve maaş aldığını belirterek, buna ilişkin belgeleri kamuoyuyla paylaştı.

CHP'nin 19 Mart operasyonlarından sonra Şişli'den başlattığı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin 66’ncı adresi Ümraniye oldu. Mitingin yapılacağı Ümraniye Saat Kulesi'nin önü polis barikatları ile kapatıldı. Miting alanına Türk Bayrağı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP bayrakları asıldı.

Saat 19.30’da Ümraniye Saat Kulesi önünde başlayan büyük buluşmada, on binlerce vatandaşa seslenen Özgür Özel, Aykut Erdoğdu'nun notunu otobüs üzerinden okudu. Özel'in okuduğu notta Erdoğdu, "Benim Güzel Ümraniyem. İnsan mahpusta en çok sevdiklerini özlermiş. Ben de en çok eşimi, oğlumu bir de güzel Ümraniyemi özlüyorum. Şimdi Silivri'de bir hücrede tecrit altındayım. Ümraniye'yi düşünüyor, Ümraniye'yi özlüyorum. Birlikte az zamanda büyük işler yaptık. O kadar az zamanımız vardı ki kıl payı seçimi kaçırdık. Sağlık olsun diyorum da o kadar hayalimiz vardı, bunlar gerçekleşmedi, ona yanıyorum. Akla hayale gelmeyecek iftiralarla Ekrem Başkanımı ve beni, yol arkadaşlarımızı Silivri'de esir tutuyorlar. Bu esaret bence bir vatan hizmetidir. Vatan sağ olsun diyor, aslanlar gibi direniyoruz. Elbette buradan çıkacağız, elbette Ümraniye'nin sokaklarında kucaklaşacağız. Sakın üzülmeyin, sakın umudu kaybetmeyin, merak etmeyin her şey çok güzel olacak, gün gelecek herkes Ümraniye'yi kıskanacak. Sizleri çok seviyorum" ifadesini kullandı.

Özel, "Bugün Aykut 155 gündür Silivri'de siyasi esir olarak tutuluyor, Mecliste yolsuzlukla mücadele denince ilk akla gelen ismi yolsuzlukla ilişkilendirip içeri koyarak güya partimizi itibarsızlaştırmak, Aykut üzerinden kolumuzu, kanadımızı kırmak istiyorlar. Buradan hepsine sesleniyorum. Ne Aykut, ne Ekrem Başkan ne 16 başkanımızdan bir tanesi bir santim eğilmediler, baş eğmediler, baş eğmeyecekler. Biz kazanacağız, onlar kazanacak, Ümraniye kazanacak" ifadesini kullandı.

Özel, konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle:

- 67 kez ya Anadolu'da ya da Çarşamba akşamı bir meydanda olduk. İktidara giden yol sizin rızanızı almaktan geçer. Siz kim yönetsin derseniz o yönetir. Seçilen gelir, seçilmeyen gider, demokrasi bunu gerektirir. Ancak şimdi seçimle gelip seçimle gitmek istemeyenler var. Artık geldikleri demokrasi treninden 31 Mart'taki mağlubiyetten sonra inmek isteyenler var. Kadın Kollarına, Gençlik Kollarına, ana kademesine güvenmeyen, Yargı Kolları kuran yargıçlar eliyle siyasete müdahale edenler var. Ümraniye'nin rızasını almadan, onların ne dediğine bakmadan bu Ümraniyeli CHP'li de olsa, AK Partili de olsa, DEM'li de olsa MHP'li de olsa, İYİ Partili de olsa, Zafer Partili de olsa bu Ümraniye seçme hakkına, seçtiğine sahip çıkar. Ancak sandıktan umut kesenler gelip de hatrınızı sormuyorlar. Sokağa çıkmıyorlar. Yapacaklarını anlatmak yerine korkuyu büyüterek iktidarda kalmaya çalışıyorlar. Bu böyle olmaz, olmayacağını görecekler. Yaptıklarının da yapmadıklarının da hesabını bu millete verecekler.

- Bugün Türkiye'de meydanlar emeklilerle dolu. Bugün bu emekliler sadece 16 bin 800 TL maaş alıyorlar. Bu iktidar geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün en düşük emekli maaşı 1,5 çeyrek altın alıyor. Erdoğan geldi, 23 yıl durdu, emekliyi perişan etti. 7 çeyrek altın alan asgari ücret, iki çeyrek altına düşmüş durumda. Geçen sene olduğu gibi enflasyonun altında bir zamla asgari ücretliyi ezmeyi, hepinizin emeğini sömürmeyi kafaya takmış durumdalar. Yüzde 25'lik bir zamdan bahsediyorlar. Asgari ücreti biz geçen sene 30 bin TL yapın dedik, 22 bin TL yaptılar. Bu sene bile 27 bin TL'de bırakmayı, bir sene boyunca bir daha zam vermemeyi hesaplıyorlar. Seçimden önce Ümraniye'ye gelip, 'Asgari ücrete yılda 4 kere zam yapmak lazım' diyen bu iktidardı. Oyu isterken, yüzlerini size döndüler ama şimdi sırtlarını döndüler. Emekliye, asgari ücretliye, emekçiye sırtını dönen bu iktidara sandıkta gücünüzü gösterecek misiniz? Bu meydanlar elbette adaletsizliğe, seçtiklerinin hapse atılmasına isyan edenlerle dolu. Ama sadece adaletsizliğe değil, işsizliğe itiraz, güvencesizliğe itiraz, yoksulluğa itiraz, emeğin sömürüsüne itiraz bu meydanda, onun için büyüyoruz, güçleniyoruz, hep birlikte mücadele ediyoruz.

"Artık Türkiye'nin yeni bir yenilmezi var"

- 19 Mart darbesinin üzerinden 230 gün geçti. AK Parti'nin siyasette havlu atmasının, ben bu yarıştan çekiliyorum demesinin üzerinden 230 gün geçti. Güya yenilmez biri vardı, 23 senedir sürekli kazanıyordu. Siyasette ben yenilmem diyordu, 31 Mart seçimine kadar kurduğu partisi hep birinci partiydi, kendisi de girdiği her seçimin kazananıydı. Ama hesaba katmadığı bir şey vardı. Bu milletin tepkisini hesaba katmadı. Millet hizmet bekliyor, verdiği oyun karşılığını bekliyor. Sadece kendine yakın çevrelere sahip çıkan, onların vergi borçlarını affeden, zenginin dostu olan, garibana dönüp bakmayan Erdoğan sizi hesap edemedi. 31 Mart'ta genç kadrolarımızla, bolca kadın adayımızla, dinamik ekibimizle  birlikte Erdoğan'ı ve kurduğu partisini yendik. CHP, Türkiye'nin birinci partisi oldu. Tayyip Erdoğan artık yenilmişti, onu yenen biri vardı. Ama artık Türkiye'nin yeni bir yenilmezi vardı. Önce kendi ilçesinde bir kez, ardından 2019'da iki kez, ardından bu seçimlerde bir daha 4 sefer Erdoğan'ı yenen ve asla yenilmeyen Ekrem İmamoğlu vardı. Bugün, 19 Mart günü Ekrem İmamoğlu'nu gireceği ön seçime 4 gün kala gözaltına alan, 4 gün gözaltında tutan, tam ön seçim günü hapse atan iktidar şunu hesap edemedi. O gün 15,5 milyon kişi, biri elinde iki bastonuyla iki büklüm 90 yaşında, biri evladının koluna girmiş 104 yaşında, biri karnındaki 3 aylık bebesinin geleceği için adayını seçmeye, belirlemeye gitmişti. 23 Mart'ta 15,5 milyon kişinin aday gösterdiği, sizin 3 kez üst üste İstanbul'a seçtiği Ekrem Başkanımız bundan sonra her türlü haksızlığa karşı mücadelesini sürdürüyor ve eninde sonunda onu cumhurbaşkanı yapacağız.

"Kendi casuslarını bize iftira attırıyorlar"

- 19 Mart günü iftiralarına başlamışlardı ama hiçbirini ispat edemediler. Geçtiğimiz günlerde ilk iddianame çıktı, bir gecede çöp oldu. 704 yıl ceza istedikleri iftiracı suç örgütü lideri aramızda tutuksuz geziyor, 4 yılla yargılanan belediye başkanlarımız o günden bugüne içeride duruyorlar. Hırsız dediniz inandıramadınız, yolsuz dediniz inandıramadınız, terör dediniz inandıramadınız şimdi casus diyorsunuz ama bu milleti kandıramayacaksınız. Bu milleti aldatamayacaksınız. Birisi gelmiş, 'annemle fotoğraf' demiş, odaya girmiş, fotoğraf çektirmiş. Bu kişi casusmuş, İmamoğlu'ndan veri almış, satmış. Adam casusluğunu itiraf ediyor, AK Parti'nin referansıyla emniyete sunum yapan bu. İngiltere'de Lordlar Kamarası'na AK Partili bakanlarla, milletvekilleriyle giden bu. Ekrem Başkan içeriye konduktan 3 ay sonra devletten siber güvenlik ihalelerini alan bu kişi ve arkadaşının şirketi. Kendi casuslarını bize iftira attırıp, Trabzon'un namuslu, milliyetçi, vatansever evladını kirletmeye çalışanlara yazıklar olsun.

"Hasan İmamoğlu'nun emekli maaşını bloke etmişler"

- Babalara saldırıyorlar, evlatlara saldırıyorlar. Türkiye'nin dört bir yanındaki cezaevlerine dağıtıyorlar. Bugün bir başsavcı tutuyor Ekrem Başkan'ın evladını ve 80 yaşında babasını Vatan Emniyet'e çağırıyor. Savcılıkta dahi ifadelerine başvuracak nezaketi göstermiyorlar. Ekrem Başkan'ın babasının aile şirketi, 75 yıllık. Bu şirketin bütün mal varlığına el koydular, şirkete çöktüler. Bütün banka hesaplarına girdiler, bugün gözlerim doldu, emekli maaşını bile bloke etmişler, tedbir koymuşlar. Bir yerde bir yolsuzluktan bir suç varsa, o suçtan elde edilen paraya el koyarsın. 85 yaşında adamın yıllarca ödediği primle hak ettiği emekli maaşına çökecek kadar, ekmek alamayacak, alışveriş yapamayacak duruma getirmeye çalışmana... Bu neyin kini? Ekrem Başkanla uğraşıyorsun yetmedi, 86 yaşındaki Hasan Amcayla uğraşmaya utanmıyor musun? Gücün ona mı yetiyor? Geçen gün öğrendim, deliye döndüm. Yurt dışında Ekrem Başkan'a ödül verdiler, ödülü Berlin Belediye Başkanı, Ekrem Başkan'ın eşine vermek istemiş. Yurt dışına çıkacak, pasaportta sorun var. Büyükşehir Belediye Başkanlarının ailesine yeşil pasaport veriyor bu devlet. Bu kanunu bu iktidar çıkardı. Ekrem Başkanın ailesinin pasaportlarını iptal etmişler. Vicdansızlar, insafsızlar. Ekrem Başkan ceza mı aldı, belediye başkanlığı mı düştü, iftira var iddianame bile yok, olsa ne yazar yargılama bile yok. Olsa ne yazar karar yok. Olsa ne yazar, istinaf yok. Olsa ne yazar, Yargıtay'da kesinleşme yok. Yargıtay'da kesinleşecek ki bunu yapacaksın. Daha bunu iddia ederken eşin, evladın pasaportunu iptal etmek, aileyle uğraşmak ve bunu yargı kararı olmadan yapmak haysiyetsizliktir.

"Dünün mazlumuydun, bugünün zalimi oldun"

- Birazdan kimin nelere tenezzül ettiğine geleceğim ama Erdoğan'a söylüyorum, sen belediye başkanlığı yaptın, yargılandın. Bir gün senin evinin kapısına gelen, eşinin yanından seni almaya kalkan oldu mu, bir gün emniyette tutuldun mu, bir gün tutuklanıp cezaevine kondun mu. Cezan kesinleşti, telefonla çağrıldın Pınarhisar'a, gittin orada şiir kasedi çıkardın. Sana yapılmayanları, şimdi yapıyorsun. Dünün mazlumuydun, bugünün zalimi oldun, zulmün kurusun, sana yazıklar olsun. Sanıyor ki ben söyleyeceğim, olacak. Ümraniye'de afişlerimizi toplamaya kalkıyorlar, resminden korkuyorlar, sesinden korkuyorlar. O resme efelik yapmakla kahraman olunmaz. Aileye kötülük yapmakla kahraman olunmaz. Bu millete hizmet etmekle, gönlüne girmekle gerekirse karşında 1 santim eğilmemekle kahraman olunur. Bizim kahramanlarımız namuslarıyla orada yatıyorlar. Bundan sonra etrafındakine, talimat verdiğinle, bizimle uğraşan itine köpeğine sahip çık, bu kadar söylüyorum, yeter. Bundan sonra da hak etmediğimi duyarsam, hak ettiğini duyacaksın, bizimle uğraşma çok daha beterlerini duyacaksın.

- Çıkmış bugün, hararet, şanzıman diyor. Ben onu bunu anlamam, bu meydanlardaki insanlar hak diyor, hukuk diyor, adalet diyor. Koalisyon ortakları arasında çatlak mevzusu var. 3 günde bir birbirlerine sitem edecekler, hareket çekecekler, manalı şeyler söyleyecekler, memleket bunları konuşacak, düşün kardeşim memleketin yakasından. Emeklinin sorunu konuşulacak, asgari ücret konuşulacak, işsizlik konuşulacak, hayat pahalılığı konuşulacak. Sandık gelecek, millet sizi el ele emekli edecek. El ele, göz göze gönül gönüle gidin emekli olun artık, yetti.

-Sözlü soru sormuştum, Ümraniye kadar süre vermiştik. Sözlü sorunun süresi doldu, bir 5 dakika daha veriyorum. O sırada halen bir açıklama olmazsa... Hakimler Savcılar Kanunu, savcılar resmi ya da özel başka hiçbir görev alamazlar, gelir getirici faaliyette bulunamazlar diyor. Sordum İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na resmi ya da özel savcılık dışında bir görev aldın mı, bir yerden gelir elde ettin mi? Bir panik, bir panik, dışarıda ne kadar itirafçı yaptıysa, ne kadar toksik adam varsa, hepsinin avukatlarına bir şey mi söylediniz, ne söylediniz. Benim bildiğim bir şey var, onu soruyorum. Onun bildiği çok şey var, hangisi diye arıyor. Son 5 dakika süre veriyorum. Twitter hesabı da açtırmışsın, oradan 5 dakika içinde ya itiraf et ya belgesi geliyor."

ÖZEL BELGELERİ AÇIKLADI

Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e "Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi başka yoldan?" sorusunu sormuş ve süre tanımıştı. Sürenin dolmasının ardından Özel, Gürlek'e yönelik dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Özel'in açıklamasından öne çıkan ifadeler şöyle:

- Başsavcılık oldukça iyi maaş alınan bir yer. Bugün bu meydanda 16 bin 800 lira maaş alanlar var. 168 bin lira, 10 emekli maaşı kadar maaş alınıyor. Ama bir bakıyorsunuz: 2 Ekim 2024'te bu göreve atanılıyor. Ardından 29 Kasım 2024'te Eti Maden şirketinin Lüksemburg'daki Eti Maden Anonim Şirketi'ne (EtiMine), Akın Gürlek yönetim kurulu üyesi olarak atanıyor. Kendi beyanına göre yabancı dil bilmiyor. Şirketin kararları Fransızca yazılıyor. Ne Fransızca biliyor ne de yeterli İngilizce. Kendisi dışındaki tüm yönetim kurulu üyeleri tam işe uygun, liyakatle atanmış isimler. Tek başına bu burada.

- Şimdi bütün basına yolluyorum: 29 Temmuz 2025 tarihinde buradaki diğer yönetim kurulu üyelerinin isimleri belli. 29 Kasım 2024'te atanıyor. Dokuz ay boyunca -Ekrem Başkanı tutukladığı günün de içinde olduğu dokuz ay boyunca- buralardan maaşları alıyor. Ne zamanki Özgür Özel 2 Ağustos günü çıkıp 'Hollanda, Lüksemburg taraflarında neler olduğunu biliyorum' deyince apar topar 6 Ağustos 2025 günü yönetim kurulu üyeliğinden ayrılıyor.

- Soruyorum: HSK'ya, Adalet Bakanı'na soruyorum; 'Bir başsavcı başka görev alamaz' derken Eti Maden'in Lüksemburg'daki şirketinden buna maaş bağlandığını biliyor musunuz, bilmiyor musunuz? Biliyorsanız nasıl görevde tutuyorsunuz; bilmiyorsanız şimdi bundan sonra ne yapacaksınız? Buradan Akın Gürlek'e sesleniyorum: Lüksemburg'dan ben görmeden, Türkiye'den olsa yakalayacağım; ben görmeden Lüksemburg'dan yüklü Euro bazında, bilmediğin dilde kararlar alan bir şirket üzerinden gelir elde ettin. Yarın sabah istifanı verecek misin, vermeyecek misin?

"Bu haysiyet cellatlığının karşılığı bu devletin şirketinden dışarıda gizli ikinci maaşsa ikinize de yazıklar olsun"

- İşi bir de şuradan okuyun: 168 bin lira maaşla, boğazda yalıyla, lüks makam araçlarıyla, dünya kadar harcamayla bu iş yapılmaz. Bana verilen bu görev, Ekrem İmamoğlu'nu tasfiye, diplomasını iptal, CHP'ye ve belediye başkanlarına haysiyet suikasti bu maaşa yapılmaz mı diyorsun? Eğer Erdoğan sen de bu çocuğa bu kadar ağır, bu kadar haksızlığı bu maaşa yapmaz; Eti Maden'den Euro bazında maaş bağlayalım mı diyorsun? Böyle ise bu haysiyet cellatlığının karşılığı bu devletin şirketinden dışarıda gizli ikinci maaşsa ikinize de yazıklar olsun. 

- Biz tepkimizde haklıyız; bütün anketler yüzde 80'i gösteriyor, milletin casusluğa inanmadığını. Biri 'hırsız' diyor, biri 'yolsuz' diyor, biri hızını alamıyor, 'casus' diyor; biri beyaz toros paylaşır, biri aile ile eşle çocukla uğraşır, biri tutuklulara avukat yollar iftira için birtakım hesaplar ulaştırır; biri tehditle insanları iftiracı yapmaya uğraşır.

"Biz bu vakitten sonra durmayız; teslim olmayız, sinmeyiz ve vazgeçmeyiz"

- Buradan Erdoğan'a değil millete sesleniyorum: Bunları temizlersin, sen temizlersin sandıkta temizlersin. Buradan Erdoğan'a samimiyetle sesleniyorum: Millet takdir etti; 23 yıl bu ülkeyi yönettin, aynı millet bu sefer böyle takdir etti. Bu görevleri yapmış birisi olarak tarihe geçmek varken, bir darbe ile, bir cuntayla tarihe geçmeyi tercih ediyorsun. Biz bu vakitten sonra durmayız; teslim olmayız, sinmeyiz ve vazgeçmeyiz.

- Partinin genel başkanı olarak söylüyorum: And olsun ki bir santim eğilmem, bir adım geriye atmam, bir kelime eksik konuşmam. Bilirim ki ben bir kelime eksik konuşursam sen bu milleti susturursun; ben bir adım geriye atarsam sen bu ülkeyi 100 yıl geri götüreceksin.

İŞTE O BELGELER

 

İMAMOĞLU SİLİVRİ'DEN SESLENDİ

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Silivri'de tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu'nun alana gönderdiği mektubu okudu. İmamoğlu'nun mektubundan öne çıkan ifadeler şöyle:

- Sizleri çok özledim. Buraya, Türkiye tarihinin en büyük siyasi operasyonlarından birine karşı çıkmak, Cumhuriyet tarihinin en büyük haksızlıklarından birine ‘yeter artık’ demek için geldiniz. Milli iradeye, adalete ve demokrasiye sahip çıkmak için buradasınız; sağ olun, var olun… Bugün buradaki güçlü tablo, herkes için eşitliği, herkes için özgürlüğü isteyenlerin sevindiği; bunları sadece bir kesim için isteyenlerin ise endişelendikleri tablodur. Biz, her bir vatandaşımızı bu ülkenin sahibi olarak görürüz. Herkesin inancını, yaşam tarzını, kültürünü güvence altına alıp daha da geliştirmeyi görevimiz kabul ederiz. Kendimizi, herkesin siyasi düşünce ve tercihlerinin yönetime yansıması için gerekli imkanları oluşturmakla sorumlu hissederiz. Bizim cumhuriyetten, demokrasiden anladığımız budur. Birlik tablosundan korkanlar ise cumhuriyeti mecburi bir ara dönemmiş gibi görür. Onlar demokrasiye, ancak iktidara gelmelerine imkân tanıyorsa, değer verir.

- Onlar için vatandaşın hak ve hürriyetleri, sadece oy getirecekse, seçim kazandıracaksa değerlidir. En temel hizmetleri sunarken bile, ‘bizden olanlar ve olmayanlar’ ayrımıyla hareket ederler. Onlar, hiç utanmadan, ‘Metroda birinci önceliğimiz en fazla oy aldığımız yerler olacak’ diyenlerdir. İstanbullular, bu ayrımcı zihniyetten bıktığı, artık eşit, adil, insanca bir yaşam istediği için yıllardır bizim arkamızda duruyor ve her seçimde bize desteğini daha da büyütüyor. İstanbullu hemşehrilerim, 2019’daki ilk seçimde 13 bin 600 oy farkıyla bize görev vermişti. İkinci seçimde, 806 bin farkla bizi görevlendirdi. 2024 Mart’ında bu kez oy farkı, tam 1 milyon 100 bine çıktı. Her siyasi görüşten İstanbullu hemşehrilerim; insana saygılı, kente özenli yönetimimize onay verdi. Eşitlikçi ve özgürlükçü yaklaşımımıza destek oldu. İcraatçı ve halkçı uygulamalarımıza sahip çıktı. Her kimlikten, her inançtan, her yaşam tarzından hemşerilerimiz, ‘İstanbul’un rantçılarına, israfçılarına’ karşı ‘İstanbul’un muhafızlarının’ yanında durdu.

- 2019’dan bu yana nasıl bir yönetim anlayışıyla çalıştığımızı, neler başardığımızı siz değerli Ümraniyeliler çok iyi bilirsiniz. Metro hattımızla, kreşlerimizle, Kent Lokantamızla, öğrenci yurdumuzla, özellikle gençlere ve kadınlara iş olanağı sağlayan İstihdam Ofisimizle, daha önce görülmemiş düzeydeki sosyal desteklerimizle hep sizlerin yanında olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Yerel yönetimlerde hayata geçirdiğimiz ve milyonların gönlünü fetheden, hayatını kolaylaştıran projelerimizi daha da geliştirip, tüm Türkiye’ye yayacağız. İcraatçı, halkçı anlayışımızı ülke yönetiminde de hâkim kılacağız. Bizim en büyük meselemiz, milletimizin refahını, yurttaşlarımızın onurlu, mutlu geleceğini sağlamak ve güvence altına almaktır. Herkes için her yerde adaleti ve hürriyeti hâkim kılmaktır.

- Bizim, uğruna her türlü mihnete katlandığımız en büyük, en kıymetli davamız budur. Bu dava bize, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen; hedefi, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak olarak gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir. O nedenle, bizler için başka yol yok: Ya başaracağız ya başaracağız! Seçimle kazanamadığı belediyeleri, siyasete alet ettiği yargı yoluyla, şantajla, mafyatik yöntemlerle almaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz. Rakiplerini gerçek dışı, akla hayale sığmayacak yalanlarla, iftiralarla, militanlaştırdıkları yargı eliyle saf dışı bırakıp, milletin iradesini baskı altına almaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. Kötülük kaybedecek, iyilik kazanacak. Bir avuç zalim kaybedecek, 86 milyon kazanacak. Tek yürek olmuş 86 milyon karşısında hiçbir güç duramayacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.

Sözcü

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Merkez Bankası rezervleri 100 milyar 214 milyon dolara yükseldi İmamoğlu davasının gerekçeli kararı avukatlardan önce yandaş basına tebliğ edildi Gazi ve şehit ailelerinden çağrı: “Arınç'ın görevden alınmasını istiyoruz” KANSERİN BİR NUMARALI DÜŞMANI