Auto-Created-3
08 Temmuz 2025 ( 2 izlenme )
Reklamlar

Özel'den Bahçeli'ye yanıt: "Görünen o ki 3T'ye geliyoruz"


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun odağında bulunduğu soruşturmaların TRT'de canlı yayınlanması teklifine destek veren MHP lideri Devlet Bahçeli'ye yanıt verdi. Özel, "Görünüyor ki o 3T'ye geliyoruz. Terörsüz ve demokratik Türkiye. Tutuksuz yargılanma. TRT'den canlı yayın" dedi.



CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında gündemde yer alan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bilindiği üzere ana muhalefet lideri uzunca bir süredir İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun odağında bulunduğu soruşturmaların TRT'de canlı yayınlanmasını talep ediyordu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bugün Özel'in söz konusu çağrısına destek vermişti.

Özel, Bahçeli'nin konuşmasını 'önemli bir adım' olarak değerlendirerek şunları söyledi:

"Bugün Bahçeli masumiyet karinesine dikkat çekti. İddianamenin bir an önce yazılmasını talep etti. Davaların TRT'den canlı yayınlanma talebimi desteklediğini söyledi.

Ben de buradan şunu söylüyorum. 3T demiştim, görünüyor ki o 3T'ye geliyoruzTerörsüz ve demokratik Türkiye. Tutuksuz yargılanma. TRT'den canlı yayın.

Bugün geldiğimiz noktada Sayın Bahçeli bugün yaptığı konuşmayı önemli bir adım olarak görüyorum."

'AHMET HAMDİ ÇAMLI DİYE BİR ORGANİZMA...'

Özel'den Bahçeli'ye yanıt: Görünen o ki 3T'ye geliyoruz - Resim : 1
Fotoğraflar: Selahattin Sönmez / NEFES

Özel, eski AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı'nın sözlerine ve bunun iktidar kanadındaki 'yankılarına' da tepki gösterdi.

Çamlı, kişisel X (eski adıyla Twitter) hesabında "Kadim bir geçmişe sahip aziz millet ve büyük devlet, kanlı 1923 darbesiyle hesaplaşmadan ve helalleşmeden, yeni, terörsüz ve büyük devlet yolunda ilerleyemez. Bir düdük çalıp, yeni, onurlu ve beyaz bir sayfa açılmalıdır" mesajını paylaşmıştı.

Bu ifadeler kamuoyunda büyük tepki çekmişti. CHP liderinin eleştirileri de hayli sert oldu:

- "Erdoğan'ın şoförlüğünden milletvekilliğine kadar yükselen biri var. Yeliz. Bu Yeliz'i bilmeyen olur. Bu Ahmet Hamdi Çamlı diye bir organizma var. Böyle insana benziyor mu organizma?

- Bu bu organizma mecliste bu tek adam rejimi gelirken bunlar vura kıra rejimi değiştirmeye çalışırken muhalefet partileri direnirken o büyük mücadele günlerinde birisi abuk subuk bir yayın yapıyor. Kullanıcının adı Yeliz

- Rezil rezil yorumlar muhalefet milletvekillerine bir sürü hakaretler, bir sürü rezillikler. Sonra bu beceriksiz ekrana bir basıyor. Kamera bir dönüyor. O iğrenç bıyıklarıyla karşınızda Ahmet Hamdi Çamlı. Yeliz. Yeliz. Yeliz. Türkiye'deki bütün Yelizlerden özür diliyorum.

- 1923'e kanlı darbe demiş. Yeni bir devlet kurmaktan bahsediyor. Bu alçaklığı tabii cehaletle falan açıklayamayız. Artık Atatürk'ün gençliğe hitabesinde dediği gibi gaflet ve delaletin ölçüsü ötesinde bir ihanet çizgisindedir kendisi.

'ERDOĞAN'IN KINAMASINI BEKLEDİK, KINAMADI'

Özel'den Bahçeli'ye yanıt: Görünen o ki 3T'ye geliyoruz - Resim : 2

- Sayın Erdoğan'ın bu hadsizliği kınamasını bekledik, kınamadı. Partisinin kınamasını bekledik. Kimi kafi görmüş bunu. CHP'de birinin dili sürse ya dili sürse. Sonrasında genel başkan ne derse desin. Grup başkan vekilleri ne derse desin. Hatta tank palet fabrikasını satmışlar. Katarlılara satmışlar.

- Ali Mahir Başkan o dönem yeni milletvekili konuşma sırasında diyor ki 'Ordu Katarlılara satılmış. Vay orduya satılmış.' dedin. Türkiye'yi ayağa kaldıranlar bu alçak bu ifadeleri kullanıyor.

- Ömer Çelik sade suya bir tweet atmış. Şöyle diyor. Türkiye Cumhuriyeti göz bebeğimizdir. Biz cumhuriyetimizi seviyoruz ona gözümüz gibi bakıyoruz. Güya bu bu Ahmet Hamdi'nin yaptığı rezilliği bununla onarıyor. Kimi de kimi de bunu almış diyor ki tamam Ömer Çelik'in dediği geçerlidir.

- Çok daha vahim olanı... Geçtim AK Parti Tayyip Erdoğan susuyorsa Ömer Çelik etrafından dolanıp adını vererek kınayamıyorsa AK Parti disiplin işlemi yapamıyorsa...

- Demek ki milletimiz bilsin. Bu ülkenin yüzde 90'ı, 95'i 97'si Atatürk'ü sevdiğinden bahseder. Oy verilen AK Parti, oy verilen AK Parti Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyete düşmanlık eden Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti ilanına kanlı darbe diyen bir alçağı kınayamamaktadır, cezalandıramamaktadır, sahiplenmektedir. Onun sözü AK Parti'nin sözüdür."

'MECLİS GÜNDEMİNE GETİRECEĞİZ'

Özel'den Bahçeli'ye yanıt: Görünen o ki 3T'ye geliyoruz - Resim : 3

Özgür Özel'in açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:

Şehit düşen Piyade Üsteğmenimiz Nuri Melih Bozkurt'un naaşını aramaya gitmişlerdi. Bir mağaraya giren askerlerimiz orada metan gazına maruz kaldılar ve 12 Mehmetçiğimizi kaybettik, şehit oldular. Kendilerine Allah'tan rahmet, milletimize ve ailelerine başsağlığı diliyorum. 12 evladımızın böyle bir olayda şehit olması milletimizin hem yüreğini yaktı ama bir yandan da çok üzdü, çok rahatsız etti

Çok sayıda soru var. Bir ihmal, bir hatalar zinciri olduğu değerlendiriliyor. Şüphesiz alınması gereken dersler var ama bu derslerin çoktan alınmış olması gerekiyordu. Cevaplanması gereken sorular var ama bu cevapların çoktan bulunmuş olması gerekiyordu.

Biz şehitlerimizin şu anda birçok şehrimizde, İstanbul'da cenazeler var. Arkadaşlarımız, il başkanlarımız partimizi bu törenlerde temsil ediyorlar. Defin işlemleri tamamlandıktan sonra konuyu meclis gündemine getireceğiz.

Her ne kadar Milli Savunma Bakanlığı bir tahkikat açıldığını söylese de konunun uzmanları bu meselenin meclis eliyle araştırılmaya değer olduğunu, bunun ancak meclisin kararlılıkla üzerine giderse cevap aranması gereken soruların ortaya açıkça yanıtlanabileceğini ifade ediyorlar.

Yeterli bir keşfin yapılmadığından, evlatlarımıza gaz maskesinin ve oksijen tüplerinin sağlanıp sağlanmadığından, mağaraya önce bir robotun ya da insansız aracın girmesi gerektiğinden, bu araçların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde son teknolojiye dayalı insansız araçlar olduğundan ve bu mağarada patlatma yapılıp yapılmadığının yapıldıysa içerideki gazı bu patlamanın tutuşturacağının öngörülmüş olması gerektiğinden ve askerlerin yanındaki varsa sağlık profesyonelleri onların kaç kişi olduğu hangi eğitimde oldukları yanlarındaki ilk yardım malzemelerinin hangi kapsamda olduğunun enine boyuna araştırması gerektiğinden bahsediyorlar. Biz araştırma önergemizi vereceğiz.

Bütün partilerden de bu konuda bir destek bekliyoruz. Çünkü sonuçta hepimiz vatani görev için gittik, görevlerimizi yaptık. Türk milleti bu konudan kaçmaz ama böylesine 3 yıl önceki bir şehidimizin cenazesini alırken bu kadar basit tedbirler, araç gereç kullanılmadan ortaya çıkan bu kayıplarda gerçekten yüreğimizi yaktı.

Bu konunun üzerine gitmek, bu konunun araştırılmasını ve bir daha tekrar etmemesi için gerekli tedbirlerin alınmasını, sorumluların cezalandırılmasını istemek milletimizin ana muhalefet partisi olarak bizden beklentisidir, talebidir.

'ŞEHİDİN VERDİĞİ BURSU CHP ÜSTLENECEK'

Özel'den Bahçeli'ye yanıt: Görünen o ki 3T'ye geliyoruz - Resim : 4

Ayrıca şehidimiz sözleşmeli Er Özkan Özkanlı'nın bazı mesajlaşma görüntüleri kamuoyuna yansıdı. Kıt kanaat geçindiği maaşıyla memleketi Aksaray'da bazı öğrencilere burs vermek için ısrar ettiği anlaşılıyor.

Parti Meclisi üyemiz ve il başkanımız kanalıyla hem bursa aracılık eden kuruma ulaştık hem de öğrendik ki kendisi annesiz babasız büyümüş, bursla büyümüş birisi ve mesleğini edip sözleşmeli er olup eline ilk geçen maaşla kendisine burs veren kurumu arıyor ve Suriye'de anasız babasız kalmış kendisi gibi yetim büyümek zorunda kalmış Suriyeli savaşta bir evlada burs vermek istediğini ifade ediyor.

Biz bilgilere ulaştık. Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak şehidimizin burs vermekte olduğu evladımızın bursu kesilmeyecek o bursu biz üstleniyoruz arkadaşlar.

KARTALKAYA FACİASI TEPKİSİ: AK PARTİ VE ADALET BAKANLIĞI KORSANLIK YAPMIŞTIR

Diğer yandan diğer yandan bugün Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin bir kısmı Kartalkaya davasını izliyor. Dün ben de oradaydım ve öğleye kadarki ilk kısmını takip ettim. Kartalkaya davası bizim bu kürsülerde en yakından fikrimizi takip ettiğimiz, meseleyi takip ettiğimiz bir dava.

Hepiniz hatırlayacaksınız. Grup toplantımızı İstanbul'da yapacakken sabah o feci haberle uyandı Türkiye. Gelen haberler 60'ın üzerinde can kaybı olduğunu sonradan 78'e çıkacaktı söylüyordu. Sabah 09.00'da 60'ın üzerinde can kaybı olduğunu ana muhalefet lideri biliyor.

Muhalefet partilerinin liderleri biliyor. Orada bulunan herkes biliyor. Ama Türkiye can kaybını öğlen 11.00'e kadar 4 sonra 6 ta ki AK Parti Ankara İl Kongresi yapılsın.

Ta ki Recep Tayyip Erdoğan partisine başka partiden katılan birisine rozet taksın ta ki orada o tören bütün şaşasıyla yapılsın ondan sonra rakam 63, 65 derken 78'i buldu. 36'sı çocuk ve bebek 78 canımızı kaybetmiştik. İlk gün oraya gittim. İçişleri Bakanı 10 gün içinde tüm sorumlular tüm sorumluluklar en şeffaf şekilde ortaya çıkacak dedi. Bu konuda bilgi vereceğiz dedi.

İçişleri Bakanlığı'nın bu konusundaki kapasitesinden dem vurdu. Sonra bir daha bu konuda kendisinden bir şey duyan olmadı. Savcılık bir bilirkişi heyeti görevlendirdi. Heyete 3 gün süre verdiler. 7 kişilik heyet.

Heyet 3 gün gece gündüz çalıştı. Bu kürsüden görevlendirme yazılarını gösterdim. Heyetin işe başlarkenki fotoğrafını, yangın sırasında, yangın sonrasında otelde yapmış olduğu çalışmalarda çektikleri, çektirdikleri fotoğrafları ve 3 günün sonunda yazdıkları bilirkişi raporu. 3 gün süre verdiler. 3 gün sonunda 17.00'de gittiler vermeye.

Ankara'dan bakanlıktan telefon telefonu alandan telefon şu rapora bir bakalım. Raporda bilirkişi heyeti Bolu İl Özel İdaresi Kültür ve Turizm Bakanlığını ve otel yönetimini sorumlu görüyor.

Diyorlar ki bu rapor olmaz. Niye? Buradan Kültür Bakanlığı'nı çıkarın. Kültür Bakanlığı olmasın. Buraya onun yerine Bolu Belediyesi'ni ekleyin. Heyet diyor ki, belediye sınırlarında değil bambaşka bir yerde buraya biz Bolu Belediyesi'ni ekleyemeyiz.

Hele hele Kültür Bakanlığı denetlemeye tek yetkili kurum. Kapıdaki tabelası duruyor. 1 ay önce gelmiş denetlemiş. Hatta yangınla ilgili de birçok soruya denetleme kağıdında cevap vermiş yetkilileri. Onlar sorumlu. Bu heyeti o zaman siz görevden el çekin diyorlar.

7'sinin de istifa dilekçelerini buradan okudum. 3. gün akşam görevi yapmış bitirmişler, gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum. Sağlık sorunlarım yüzünden istifa ediyorum. Sonra o raporu biz kamuoyu ile paylaştık. Dediler ki rapor korsandır. Evet bir korsanlık faaliyeti oldu.

Korsanlık faaliyeti yetkisiz olan birinin meşru olan bir malı gayrimeşru yollarla elde etmesidir. Bir korsanlık faaliyeti varsa 3 gün gece gündüz görevlendirme kağıdı elimizde olan ve kendilerinin vicdanı çarpıtmaya, olmadık bir şeye imza atmamaya yönelik olan bilir kişilerin yazdığı rapor meşrudur.

Ona korsan diyen Adalet Bakanlığı ve AK Parti'nin yaptığı iş adalete korsanlık faaliyetidir. Adaleti çalmışlardır. Sonra yeni bir bilirkişi raporu, sonra buna tepkilerden eski raporda var ama genişlettik.

Kamuoyunun baskısı her hafta burada üzerinde durmamızda nihayet ikinci raporda da Turizm Bakanlığı yer aldı. Ancak Bolu Belediyesi'nin de itfaiye müdürlüğü yer aldı.

Dün de yargılama başladı. Hiçbir kurum hiçbir kişi yargılanmaktan muaf olamaz ama adil bir yargılamanın hızlı bir yargılamanın ve tüm delillerin hakkaniyetle sorgulandığı bir yargılamanın takipçisi olacağız. O gün oradayız. Dün oradaydık. Bugün oradayız.

'O TURİZM BAKANI'NI ATAYANA YAZIKLAR OLSUN'

Dava boyunca hem ilgili komisyondaki arkadaşlarımız hem Bolu Milletvekilimiz orada olacak. Ben de programım el verdiğince davanın kritik kavşaklarında gidip orada olmaya ve oradaki ailelerin adalet arayışını takip etmeye devam edeceğim.

Ama dün orada kucaklaştığımız tabii her evresinde orada olduk. Taziyelerde orada olduk. 40'ında orada olduk. Farklı şehirlerde ziyaretlerde bulunduk. Dün kucaklaştığımız duygusal anlar yaşadığımız ailelerin en büyük şikayeti şu. Burada yargılanması gerekenlerin bir kısmı yargılanıyor.

Ama ilk raporda ikinci raporda yargılanması yargılansın denilen savcının yargılanmalıdır dedikleri yok. Kim yok? Turizm ve Kültür Bakanlığı oradan oraya teftişe gidenler, onları görevlendirenler yok. Diğer taraftan denetim yapması gerekenler iş güvenliği açısından orada yoklar.

Çünkü ilgili bakanlar Çalışma Bakanı ve Turizm Bakanı personellerinin yargılanmasına izin verecek imzayı atmadılar. Esas sorumlu olan Turizm Bakanlığı personele dokunma diyor. Çünkü biliyor ki bu iş çorap söküğü gibidir ucunu verirsen çeke çeke tamamını sökerler ucu sana gelir.

O Turizm Bakanı bu insanların yüreği yanıyorken 36 bebek ve çocuk kömür parçaları halinde ailelerine teslim edilmişken ilk elden sorumlu kendisi ve bakanlığıyken 50 metrelik yatıyla Ege adalarını geze geze gitti. Dün 50 metrelik yatını 5 yıldızlı otelinin önüne demirledi.

Orada sefa sürüyor tatil yapıyor. Acılı analar, babalar, eşler, dedeler, 8 evladını elleriyle toprağa vermiş evladı, gelini torunları. 5 evladını elleriyle toprağa vermiş dedeler nineler orada gözyaşı döküyorlar. Ağlamaktan konuşamıyorlar.

Bu ülkeyi bu hale getirene o Turizm Bakanı'nı oraya atayana istifa etmediği halde orada tutana o Turizm Bakanı'na hala çanak tutanlara yazıklar olsun. Allahlarından bulsunlar.

'SORUMLU SENSİN ERDOĞAN, SENSİN SENSİN SENSİN'

Milletimize o Turizm Bakanı'nı atayan, o Turizm Bakanı'nı azletmeyen, bu pişkinliğe karşı halen daha sessiz kalan sonra da işine geldi mi sorumlusu benim ben diyene söylüyorum. Sorumlusu sensin Erdoğan. Sensin, sensin, sensin.

Bugün Çorlu tren kazasının 7. yıl dönümü. Biraz önce Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Hanım'ı Mısra Öz'ü anladım aradım. Davanın sembol ismidir bütün aileleri bir araya getiren. Zaten ailelerle toplanmak üzere yoldaymış. Kendisiyle konuştum. Partimizin bir kez daha dayanışma duygularını ilettim ve kendisine bir diyeceğiniz var mı diye söyledim. Söylediği şu.

Süreçte gösterilen dayanışmaya, gösterilen ilgiye elbette müteşekkirler ama diyor ki esas sorumlular yargılanmadı. Hatta içeride attığı bir imza yüzünden bir başka sebepten işlediği suçun sorumluluğunun çok üstünde ceza alanlar var ama esas sorumlular yani aynı Turizm Bakanı'nın yaptığı gibi Ulaştırma Bakanlığı izin vermedi diye yargılanmayanlar var.

Evladımın ve evlatlarımızın, ailelerimizin katilleri Ulaştırma Bakanı'nın, AK Parti'nin sorgulatmadığı adalete teslim etmedikleridir. Onlar yargılanana kadar gözümüze uyku girmeyecektir diyor. Karşımızda yoksulu görmeyen garibanı sevmeyen zenginler için çalışan ve zengin seven bir iktidar var.

MADEN YASASINA TEPKİ

Şimdi o zenginlerden bir tanesi parasına para katmak için daha 2,5 milyar daha kazanmak için ona önden söz verilmiş. Sonra meclise gelmiş, geri gitmiş. Çevreciler direnmiş, geri gitmiş zeytin yasası var. Büyük bir mücadele verdi grubumuz. Tabii yasanın pek çok mahsurlu yönü var. Hepsini ifade etmeye, Anayasa Mahkemesi denetimine sokmaya eğer kanunlaşırsa hazırlıklarımızı yapıyoruz.

Zenginlerin kesecekleri zeytinleri koordinatlarla belirlediler ve yasayı bu hafta yine ertelendi ama meclis kapatmadan bu yasayı çıkarıp gitmek istiyorlar. Sonra da yolunu bulmuşlar diyor ki 'CHP bu yasaya karşıysa Anayasa Mahkemesi'ne gitsin' Gideceğiz elbet ne olacak biliyor musunuz? Biz Anayasa Mahkemesi'nde beklerken koordinatları belirtilen yerdeki binlerce on binlerce zeytin ağacı kesilecek.

ANAYASA MAHKEMESİ'NE GİDECEĞİZ AMA...'

Orada maden araması başlayacak. Anayasa Mahkemesi 9 ay sonra bunu anayasaya aykırı bulacak. Hükümete de 9 ayda süre verecek bunu düzeltmesi için ama iş işten geçmiş olacak. Bu mücadeleyi önümüzdeki haftaya ertelenen bu zeytin yasasına hep birlikte direnmek üzere hem Muğla'dan Ege'den tüm Türkiye'den geçtiğimiz haftalarda gelen herkesi yine meclise bekliyoruz.

Tarihin önünde tarihi sorumluluğumuzu doğaya, çevreye karşı zeytin gibi bir ağaca karşı Ege'nin en önemli bitkisine bütün kutsal kitaplarda yer alan zeytine sahip çıkmak için bu büyük mücadeleyi meclis kapanmadan gerekirse meclisi kapatmamak bahasına vermek için herkesi mücadeleye çağırıyoruz.

'EMEKLİYE GÜNLÜK 80 LİRA ZAM YAPTILAR'

Zengini seviyorlar dedim. İşçiyi, emekliyi malum sevmiyorlar. Emekli maaşına 2400 lira zam yaptılar. En düşük emekli maaşı 16.881lira yani bundan sonra yıl sonuna kadar emekliler 16.000 lira alarak geçinmeye çalışacaklar. Verilen zam günlük 80 lira.

Cumhuriyeti Tarihi boyunca hatta bu topraklarda Osmanlı yüzyıllardır maaş ödüyor. Anadolu Medeniyetler Tarihi boyunca verilmiş en düşük zammı, hani diyordu ya ben emeklimi hiçbir zaman enflasyona ezdirmedim ben emeklimi asla ezdirmedim. Verdiği zam bir tas çorba almıyor. Bu topraklarda emekli zammının bir tas çorba almadığı bir sürece getirdi Ak Parti.

Kendisi gelmeden önce en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Bunu bütün emeklilere söyleyin ezberleyin ezberletin. Tekrarın gücü önemlidir. Ben halen daha Türkiye'nin dört bir yanında gidiyorum, dört bir yanında anlatıyorum. Bu hesabı yapıyorum. Görüpte halen daha şaşıran, o kadar mı erimişiz o kadar mı erimiş kuyumcu şaşırıyor inanamıyor bilgisayardan dönüp bir daha bir daha bakıyoruz.

'BUGÜN ASGARİ ÜCRET 3 ÇEYREK ALTIN YAPIYOR'

AK Parti geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu arkadaşlar. Bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. AK Parti geldiğinde en asgari ücret 7 çeyrek altın alıyordu. Bugün asgari ücret 3 çeyrek altın alıyor. Biz işçiyle işverenle, esnafla bunların tüm temsilcileri ile görüştük.

Değerli hocalarımız, genel başkan yardımcılarımız çalışmalarını yaptılar ve 3 tane kanun teklifi hazırladık. Bunlardan bir tanesi asgari ücretin 30.205 lira olmasını öneren asgari ücret kanun teklifimiz. Altında benim de grubumuzdaki tüm milletvekillerinin imzası var. Ve diyoruz ki yılbaşında zaten hesabı yapmıştık. 30 biz bunun altında yokuz demiştik.

6 aylık enflasyon ve devletin resmi rakamlarıyla geçen yıl verilmeyen ve bu yıl ilk 6 ay için verilmeyen refah payları biri yüzde 3,5 biri yüzde 2 yine 30.205 TL'ye denk geliyor. Asgari ücret teklifimiz burada. Diğer yandan en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine getirilmesi ile ilgili kanun teklifimizi grup başkanvekillerimizle birlikte tüm milletvekillerimizle imzaladık verdik.

Diğer taraftan kamuda çalışanlar açısından kamu emeklileri açısından, memur emeklileri açısından bir seyyanen zam beklentisi var. Geçen sene Tayyip Erdoğan 8000 TL seyyanen zam söz verdi geçen yıl. Onu yapmadıkları gibi bu yıl hiç artırmasa geçen yılki sözünü uygulasa 16.000 seyyanen zam bütün memur emeklilerinin beklentisi ile de kanun teklifimizi hazırladık bir kenarda duruyor ve bir yandan da kamu işçileri çerçeve sözleşme bekliyorlar.

Bunun için Hak İş'in Türk İş'in başlattıkları bir eylemlilik bir mücadele takvimi var. Onu yakından takip ediyoruz destekliyoruz. Buradan mecliste görev yapan tüm siyasi partilerden milletvekillerine ama meclis Temmuz sonuna kadar çalışma kararı aldığı halde AK Parti kendi grubuna 17'sine kadar çalışacağız. Zeytinlikleri maden aramayı açacaklar zenginlerin beklediği birkaç kanunu çıkaracaklar. Bu kanunları çıkarmadan emekliye zam yapmadan asgari ücretliye zam yapmadan ki asgari ücret zammında küçük esnafı koruyacak mükemmel bir formülümüz var.

'AK PARTİLİLERE MECLİS TAKVİMİNİ DAR EDECEĞİZ'

Geçen hafta detaylı anlattım. Küçük esnafa asgari ücrete zam yükünün 6500 lirasını direkt sırtından alan yine tekstil ve hazır giyim iş kolunda çalışan sayısına bakmaksızın 6500 lira destek yapan ve çayın taşıyla çayın kuşunu vuran gerçi kimse kuşu vurmasın da çayın taşıyla çayın kuşunu vuran sosyal güvenlik prim gelirlerinin artışını esnafa ve hazır giyim sektörüne zor durumdaki tekstilciye başta sonra da tüm asgari ücret çalıştıranlara yansıtan doğru bir teklifimiz var.

Devlete 1 kuruş maliyeti olmayan bir teklifimiz var ama bu teklifleri görmezden gelip, bunları görmezden gelip tatile gitmek isteyenler '17'sinde denizdeyiz abi' diye birbirine müjde veren AK Partililer var. Milletin yarası kanıyor. Meclis yaraya merhem olmak içindir. Yarayı iyileştirmek içindir. Böyle ifadelerle yaraya tuz basmak için değildir.

Milletin yarasına tuz basıp kendi bedenini tuzlu suya koşturmaya çalışanlara asla izin vermiyoruz. Onlara bu önümüzdeki meclis takvimini grubumuz dar edecek. Milletin sesini duymayanı tatile göndermiyoruz.

Özel'den Bahçeli'ye yanıt: Görünen o ki 3T'ye geliyoruz - Resim : 5

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR'DEKİ DEV YOLSUZLUK İDDİASI

Diğer tarafta AK Parti Denizli Belediyesi'ni geçen yıl biz kazandık. Tabii şeyi hatırlayacaksınız. 2019-24 arası İstanbul Büyükşehir kendinden önceki döneme ait tam 37 büyük yolsuzluk dosyası. Burada anlattım.

Yeşil alanı İBB'deki AK Partili Büyükşehir Belediye Meclis üyesi yeşil alan para etmez yok pahasına satın alıyor. O yeşil alana bilmem kaç kat ruhsat veriyorlar. 40 katına belediyeye geri satıyor. Böyle işler var. Süleyman Soylu gitti onlara e koydu. Halen duruyor. İçişleri Bakanlığı'nda duruyor. Ne Süleyman Soylu ne bu İçişleri Bakanı o konuda gereğini yapmadı.

Ankara Büyükşehir 97 yolsuzluk dosyasını çıkardı. Aldılar işlem yapmıyorlar. Melih Gökçek'e ait neler neler var hepinizin bildiği. Şimdi bugüne kadar bilinmeyen CHP'de bir kör kuruş bulamayanların aradığını bakın şimdi nereden çıkacak.

Denizli Büyükşehir'de Beltaş diye bir firma var AK Parti dönemi. Bağbaşı yaylasına teleferik işletiyor. Genel Müdür çalışanlara talimat veriyor. Bütün hepsinin tutanağı var. Genel Müdürün talimatıyla yaptık. Nakit ödeyenlerin nakit ödemelerin üçte birine fiş kesin üçte ikisine fiş kesmeyin kasaya değil kenara ayırın. O parayı bana teslim edeceksiniz. Denizli Büyükşehir'de her gün üçte biri fişli, üçte ikisi fişsiz teleferikten bir çuval dolunca çuvalla Genel Müdüre para gidiyor.

Tahsilatı yapan, parayı taşıyan, teslim eden belli, alan belli. Bu konuda seçimi 31 Mart'ta CHP kazanınca 1 Nisan'da bilgisayarın hard diskini de görüntü kayıtlarını siliyorlar. Ama personel bunu itiraf ediyor. Diyor ki böyle böyle yaptılar başımız derde girer gelip hard diski de söktüler. Her gün 3 günde bir bir çuval para alıyorlardı buradan.

Bizimkiler hard diski kurtarmaya yolluyor geliyor ve hard diskten tam 25 milyon liralık paranın çuvalla Beltaş'ın genel müdürüne teslim edildiği döküm olarak var. Bu Beltaş ayrıca 30 tesiste restoran, kafe, büfe, kayak merkezi işletiyor.

Orada çalışanlara yapılan sorguda da bazılarında benzer uygulananın paranın nakitin devir hızının yüksek olduğu yerlerde yapıldığı ortaya çıkıyor ve o kayıtlarla birlikte 95 milyon TL çuvallarla AK Parti'nin genel müdürüne Beltaş Genel Müdürüne teslim edilmiş. Dosya hazırlanıyor Denizli Başsavcılığı'na veriliyor.

'BİR YILDIR TIK YOK'

Bir yıldır tık yok arkadaşlar. Bir yıldır tık yok. Bir kör kuruş bir kuruş para bulsalar Ekrem Başkan'ın babasının yazlığının bahçesini kazıyor ya. Para bulacağım diye. Bir kuruş para yok. Bir tek ispat yok. Bütün arkadaşım Türkiye'de 25 milyon seçmenin oyu ya tutuklu ya kayyumda 95 milyon çuvalla parayı götürmüşler yapan AK Parti diye.

Buradan Adalet Bakanı'na sesleniyorum. Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. Denizli'de Beltaş dosyası orada dururken halen daha o koltuklarınızda pişkin pişkin oturmaya devam mı edeceksiniz?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç asker arkadaşım Yılmaz Tunç. Sana bu konuda hani biz savcılara bir şey söylediğimizde diyorsun ya Türkiye hukuk devletidir. Bu konuda bir açıklama bekliyorum.

Denizli'de bir yıldır bekleyen 95 milyon TL 30 şirketten 25 milyon TL sadece teleferikten, 120 milyon TL'lik dosya konusunda bilgi bekliyorum. Eğer bilgi yoksa çuvallar sarayda demektir.

AHMET HAMDİ ÇAMLI'YA TEPKİ

Ahmet Hamdi Çamlı diye bir organizma var. Bu organizma Meclis'te bir tek adam rejimi gelirken, CHP'liler direnirken o büyük mücadele günlerinde biri abuk sabuk bir yayın yapıyor. Kullanıcının adı Yeliz. Rezil rezil yorumlar.

Sonra ekrana bir basıyor, o iğrenç bıyıklarıyla karşınızda Ahmet Hamdi Çamlı. Türkiye'deki bütün Yelizlerden bütün Yelizlerden özür diliyorum. Bu alçak bu ifadeleri kullanıyor. Ömer Çelik Türkiye Cumhuriyeti'ne gözümüz gibi bakıyoruz.

Bu güya Ahmet Hamdi'nin yaptığı rezilliğini örtüyor. Çok daha vahim olanı. Tayyip Erdoğan susuyorsa, Ömer Çelik adını vererek kınayamıyorsa, her şeyde sıraya giren Bakanlar bu normal bir şey mi? Bu ülkenin yüzde 97'sini Atatürk'ü sevdiğinden bahseder.

Oy verilen AK Parti, Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete düşmanlık eden bir alçağa kınayamamaktadır. Cezalandıramamaktadır. Onun sözü AK Parti'nin sözüdür. Tüm milletvekillerine talimat veriyorum. 81 ilde suç duyurusunda bulunun. Bir savcı çıkacak bu namussuzdan hesap soracak.

BAHÇELİ'YE YANIT: GÖRÜNEN O Kİ 3T'YE GELİYORUZ

Bugün Sayın Bahçeli hastalandığı gün geçmiş olsun dileklerimizi iletmiş, o grubuna dönene kadar yanıt vermeyeceğimizi söylemiştik. Meclis'e döndü memnuniyetimizi ifade ettik. Bugün Sayın Bahçeli önemli bir grup konuşması yaptı. Masumiyet karinesi yok sayılıyorken hala iddianame yazılmamışken yaşadıklarımız ekonomiyi kötü etkiliyorken... Bunları hep konuştuk. İç cepheyi bozan budur. Bugün Bahçeli masumiyet karinesine dikkat çekti. İddianamenin bir an önce yazılmasını talep etti. Davaların TRT'den canlı yayınlanma talebimi desteklediğini söyledi. Ben de buradan şunu söylüyorum. 3T demiştim, görünüyor ki o 3T'ye geliyoruz. Terörsüz ve demokratik Türkiye. Tutuksuz yargılanma. TRT'den canlı yayın. Bugün geldiğimiz noktada Sayın Bahçeli bugün yaptığı konuşmayı önemli bir adım olarak görüyorum.

'DARBE FALAN YAPMIYORUM'

Özgür Bey demiş 'Yollarda yürüyeceğim diyorsun, yürüyebilirsin. Ama darbe mi yapacaksın' diyor. Ciddiyetle cevaplamak isterim. Darbe falan yapmıyorum. Direnme hakkımı kullanıyorum.

'HODRİ MEYDAN'

Erdoğan tek kişisi. yüzde 29.2 oyla seni orada oturtmam. Bütün anketlerde kurulduğu gün gibi 31 Mart pazar gibi CHP Türkiye'nin birinci partisidir. Sadece Erdoğan'ın gördüğü bilinmez bir ankette AK Parti birinciymiş. O zaman kalmadı Erdoğan'ın derdi. Hodri meydan, 2 Kasım'da çekil bakalım sandığı.

Nefes

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Sağlık Bakanlığı, İBB'ye ait 48 BELTUR şubesinin sözleşmesini yenilemedi! Son dakika: Kremlin İzyum'daki toplu mezarları yalanladı Kazakistan'dan 29 Ekim mesajı Uzman isim, yeni ekonomi modeline dair tüm ayrıntıları yazdı