Özel açıkladı: "Saldırgan, Saraçhane'ye gitmiş 'İmamoğlu'na suikast olacak' demiş"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kendisine saldırıda bulunan Selçuk Tengioğlu'nun Ocak ayında Saraçhane'ye giderek İmamoğlu'na suikast ihbarında bulunduğunu ileri sürdü.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen cenaze töreni çıkışında uğradığı fiziki saldırının ardından partisinin Grup Toplantısı'nda konuştu.

Saldırıyı sokağa çıkmamaları için kendilerine yönelik 'ihtar mektubu' olarak niteleyen Özel "Bu mektubu yazdılar, yolladılar, okuduk. Yarın akşam Beyazıt Meydanı'ndayız. Cumartesi Van'dayız. 19 Mayıs'ta İzmir'deyiz. Okudunuz mu cevabı. Hadi oradan, hadi oradan..." dedi.

CHP lideri, kendisine saldıran Selçuk Tengioğlu'nun ocak ayında Saraçhane'ye giderek İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na dönük suikast hazırlığı olduğu yönünde ihbarda bulunduğunu anlattı.

Özel, 'darbenin mali ayağı' olarak nitelediği Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek istifa etmek istediği iddiasını da yineledi.

CHP liderinin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

- (Sırrı Süreyya Önder'e veda) O gün sadece barışın-kardeşliğin konuşulması gereken bir gündü. ('Bir Cumhuriyet Şarkısı' filminin senaryosunu Önder'in kaleme alması) 'Ben nasıl bir Atatürk anlatmışım senden dinleyeyim. Ben ölene kadar benden sana emanet.' Sırrını söyleyeceğimiz gün Sırrı abinin, onu cennete yollayacağımız gün bir saldırı gerçekleşti. Canımı yakan o gün uzun uzun Önder'in yaptıkları konuşulacakken, saldırı konuşuldu. O yüzden sadece bir üzüntü içindeyim.

- Saldırı hepimize yazılmış bir açık mektuptur. Bir ihtar çektiler. Şu yaptı, bu yaptırdı asla demem. Burada AKP yönetimi iktidarının 23. yılında büyük bir sınav verecek. Ben bu yükü kimsenin sırtına vuramam. İşin ucu bir yerlere gittiğinde tıkanırsa o bir yeri de benim konuşmak hakkım olur.

- İlk andan itibaren siyasi partilerin genel başkanları, neredeyse tüm STK'ların, kiminle görüşmüşsek herkesin bütün dostların üzüntü beyanlarını duyduk. Önemli tespitler vardı. İlgili bakanlar, cumhurbaşkanı arayan herkesin göstermiş olduğu sorumlu dile teşekkür ederim. Bizi içinde bulunduğumuz atmosferden çıkarak samimi adımların atılması gerekiyor. Birileri kim açığa çıkarmak devletin-hükümetin görevi.

"OKUDUNUZ MU CEVABI, HADİ ORADAN"

- Diyorlar ki Biz 'Türkiye'yi bir yere getirdik, siz direniyorsunuz. Sokağa çıkıyor, meydanları dolduruyorsunuz. Ankara'ya dönün, partiniz de oturun.' Bir evlat katilini yolluyorlar. bugün eli boştu yarın eli dolu olur diyor. Onu biz yolladık, onu biz beklettik, sana sokakta saldırttık' diyor. 'Artık dönün, partinizde oturun, biz planımızı kurduk.' Bu mektubu yazdılar, yolladılar, okuduk. Yarın akşam Beyazıt Meydanı'ndayız. Cumartesi Van'dayız. 19 Mayıs'ta İzmir'deyiz. Okudunuz mu cevabı. Hadi oradan, hadi oradan...

- Eli her kalem tutan yazı yazar. Gazi'nin partisi o mektubu böyle okur. Hadi şimdi o evlat katilinin elini çıplak yollayana söylüyorum, cesaretin varsa doldur da yolla.

"GEREĞİNİ YAPACAKSAN BAKANI GÖREVDEN AL"

- Sayın Cumhurbaşkanı'nın tensipleriyle gereğini yapacak arkadaşlar kimlerse Kartalkaya'da bilirkişi raporunu korsan ilan edenler diyecekler ki, o birinci raporda Bakan suçluydu. İkinci heyetin raporun belki rapor yok, baskılarla bir şeyler oldu. Ama sorumlular arasında Bakanlığın soruşturma izni vermesi gereken bakan yardımcısı var. Dünyanın neresinde olursa olsun istifa etmesi gereken birisi. Erdoğan, arkadaşlar gereğini yapacaksa siz bu bakanı görevden alın, yeni bakanınız da soruşturmaya izin versin.

- Erdoğan'ın darbe sürecinde millete, siyaset kurumuna saygısı varsa, tutuksuz yargılamayı savunun. Siyasi rakipleriyle sandıkta hesaplaşmaya varsa işte şimdi demokrasi emareleri göstermeye başladın. Bir kişi demokrat mı değil mi seçimi kaybettiğinde belli oluyor.

- Dedim kim saldırı olduğunda kimseyi mesul tutmuyorum. Açılan telefonu önemsiyorum. Demokratların safına katılma imkanı var iktidarın. Hodri meydan katılın bakalım.

"EVLATLARIMIZIN YÜZÜNE BAKAMAYACAKTIK..."

- (İBB operasyonları) 48 gün geçti, 30'uncu günde evlatlarımızın yüzüne bakamayacaktık. Unutmayalım, hızla tazeleyelim insanları itibarsızlaştırmak için çocukla uğraşıp attıkları yalanı unuttular. . Örneğin 560 milyar yolsuzluğu bütün televizyonlara böyle yazdılar. İki gün, üç gün. Sonra sonra bir, bir hesap makinesi, bir çarpı tuşuna rezil oldular. İstanbul'un 6 yıllık bütçesi çalındı denen paradan küçük çıktı.

- 497 milyar. %70'i maaş diye ödenmiş. 560 milyar değil 400, 400, 497 milyarı çalsan 6 yıl ne beton atılıyor ne kanal, su kanalları yapılabiliyor ne aydınlatma ne temizleme ne çöp toplanıyor. Bütün parayı çalsan. Tak sustular. O yalanı atanlar şimdi ne yapıyor? Vallahi bir köşede utanarak otursalar bir şey demeyeceğim. Aynı ekranlarda o günün yalanını bıraktılar, bugünün yalanını atıyorlar.

"BİZİM ADAYIMIZIN CANI CAN DEĞİL Mİ?"

- İBB 1200 telefon alıp delegelere dağıttı dediler. Bir tanesini bulun be kardeşim. O gün ekranda servis ediyorlar, bugün yoklar. İddianamede de yok. Sorusu da sorulamadı. Sadece alçakça tartıştırıldı. İmamoğlu insanlarla bir araya geldik rüşvet çetesi var dediler bir şey çıkmadı. Valizde para vardı dediler, jammer'ı gösterdik. Neden aldınız dediler. Kadir Topbaş'tan kaldı dedik. Bugünkü Cumhurbaşkanı jammer'ı hangi ihtiyaçtan kullanıyorsa, yarınki Cumhurbaşkanı da o nedenle kullanıyor.

- Her konuştuğumuzu kayda almak zorunda mısınız siz? Sizin canınız can tedbir alıyorsunuz da bizim adayımızın canı an değil mi ekibi jammer açıp tedbir alacak?

SALDIRGAN SARAÇHANE'YE GİTMİŞ

- (Saldırgan Selçuk Tengioğlu) Bilgi vereyim. Arkadaşlar detaylarını paylaşsınlar. Bu yılın ocak ayında dünkü bebek, evlat katili saldırgan İBB’ye gelir. “Benim koğuşta birlikte yattığım arkadaşlar şimdi tutuklamaya sevk etmişler. Işık hızıyla da tutuklamışlar. Bu soru sorulmadıysa bir geri çağırsınlar. İBB’ye gelmiş. ‘Koğuşta birlikte yattığım arkadaşlara talimat verildi. İmamoğlu’na suikast yapılacak.’ demiş. İhbar etmeye geldim demiş.” Bakın nasıl bir koğuşta yatmış? Bu irtibatta olduğu arkadaşları kimmiş? Bizimkiler polisi çağırıp, iki kişi, iki polise vermişler. "Alın, dinleyin. Bu böyle iddiada bulunuyor." diye.

- Kapıyı çalacak. "Ben iki evladın katili adamım. Yeni çıktım içeriden 3 yıl 4 yıl önce. Koğuş arkadaşlarımla irtibatım devam ediyor. İmamoğlu'na suikast emri aldılar, bilginiz olsun." diyecek. Savcı Bey, bir baktın mı o koğuşa ya? O koğuş arkadaşları nerede? Bizim konumuz ne? Bizim konumuz İmamoğlu'na suikast yapacak diyen adam dün herkesin gözü önünde ana muhalefet liderine saldırıyor. Bu adamı birileri böyle kullanıyor. Sen niye jammer açtın? Vallahi biz bu ülkede yarattığınız korku imparatorluğu yüzünden, bütün telefonlar dinleniyor diye bütün kayıtlar gazetecilerle Ekrem Bey'in yaptığı normal görüşmeleri alıp otelden sevk eden siz değil misiniz basına?

MEHMET ŞİMŞEK'E: KAÇAMAZSIN

- Gitmiş bütün dünyadan para toplamış. Hem para almış hem Amerika’dan geçen hafta olduğu gibi emir almış. İngiltere’ye gitmiş, oralardan para bulmuş. Sonra gelmiş o paraları Ekrem İmamoğlu korkusuna o günden bugüne $55 milyarı yakmış, saçmış. Sorulunca da: “Biz o rezervleri bu günler için biriktirdik.” demiş. Mehmet Şimşek o lafı ettiği günden beri bu darbenin mali ayağıdır.

Şimdi, "Söyledikleri olmuyormuş da bilmem neymiş de istifa etmek istiyorum. Beyefendiden affımı talep ediyorum." Bırakıp kaçıp kurtulacak. Bir kere, istifa etmesin, burada beklesin. Çünkü biz bu darbe girişimiyle sandıkta hesaplaşacağız.

O Mehmet Şimşek'in o gece yüzünü göreceğiz. Ama Mehmet Bey vallahi kaçamazsın. Ant olsun ki peşini bırakmayacağız. Gittiğin ülkede, gittiğin ülkede hangi işe girmeye niyetlenirsen niyetlen, gittiğin ülkede perdeyi açacaksın, billboard'da "Senin bir darbenin finansörü olduğunu..." Sokakta yürüyeceksin, vallahi billboard kiralayacağım, otobüs giydireceğim, seni dünyaya rezil edeceğim.

"Beyefendi kabul ederse 10 güne yokum." Gittiğin yere kadar kovalayacağız. Yaptıklarının hepsini bütün dünyaya anlatacağız.

ERDOĞAN'A DEPREM ÇAĞRISI

- Hep birlikte çalışalım. Bu milletin evlatlarını İstanbul depremine, diğer şehirlerin depremine kaybedip de mezarlarının başında oturup ağlamayalım. Aklımızı başımıza toplayalım.

KANAL TEPKİSİ: HANGİ KATARLI GARİBAN?

- Kanal İstanbul konusunda önerimizi sunduk. Kendine güvenen sandığı getirir. İstanbullu Kanal İstanbul'u istemiyor. 65 milyar dolara mal olacak olan bu projede 1,5 milyon konut yapabiliriz. 24.000 tane konut yapmış. O konutu anlatmaya uğraşıyor.

- Bakın 'Garibana verecektim.' Hadi şimdi bizim sayemizde belki garibana vereceksin, göreceğiz. Bir de ta İstanbul'un burasında, o kanalı gören yerde, hem de gölün su toplayacağı havzayı da katlederek bunu yaptın. Peki burayı, burayı, burayı, burayı hangi garibana, Katar'ın hangi garibanına söz verdin sen? Katarlıların hangi garibanına?

Nefes