Sonrası yokuş aşağı. Birkaç gün ses yok. Sonra yeni bir bahaneyle daha istedi. Ve bir gün telefon tamamiyle sustu.
—
Uyanış
O gece, karanlık odada yalnız otururken, aynaya baktım. Gözlerimden yaş süzülüyordu. Ama bir yandan içimden bir ses fısıldıyordu:
“Hâlâ bir bayanım. Ama aynı vakitte hâlâ akıllı bir bayanım. Hata yaptım. Ama herkes yapabilir. Önemli olan, bir daha aynı kuyuya düşmemek.”
Oğlumu aradım, hali anlattım. Utandım ama içimi döktüm. Oğlum dedi ki:
> “Anne… sen sevgiye açsın, anlıyorum. Ama kötü insanlar bunu kullanır. Bundan sonra kendini bu tür adamlara kaptırma. Biz varız. Seni yalnız bırakmayız.”
—
Yalnızlık ve Kendine Saygı
Bir hafta sonra telefonumda o siteyi sildim. Kendime bir defter aldım. Her gün kendime notlar yazmaya başladım:
✅ Kendini sev.
✅ İnsanları tanımadan güvenme.
✅ Yalnızlık bazen, hatalı bir kalabalıktan iyidir.
✅ Birilerine gereksinim duyduğunda evvelce aileni hatırla.
Komşu bayanlara da anlattım başımdan geçeni. Biri dedi ki:
> “Senin anlattığın bana ders oldu. Ben de tam öyle bir siteye girecektim. İyi ki uyardın.”
Birlikte çay demledik. Sohbet ettik. Güldük. O gece anladım: Sevgi, illa bir sitede ya da bir adamda aranmaz. Önce insanın kendi içersinde başlar. Sonra etrafına yayılır.
—
Son Söz
O geceden sonra hâlâ yalnızım. Ama bundan sonra kendimi daha çok seviyorum. Torunlar geldiği zaman kucaklıyorum. Komşularla kahve içiyorum. Kitap okuyorum, camdan dışarı bakıp çiçeklerimi suluyorum.
Bir gün belki birisi ile yollarım kesişir. Ama bundan sonra biliyorum: Ben kendime yeterim. Yanıma gelen biri, fakat bana değer verirse yer bulabilir.
Ve kendime her gece şu sözleri yine ediyorum:
“Sevgi, evvelce kendinden başlar. Sakın unutma.”