İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ülkenin devrik lideri Beşar Esad'ı destekleyen militanlarla Heyet Tahrir Şam'a (HTŞ) bağlı güvenlik güçleri arasındaki son çatışmalarda 745 Alevi sivilin öldürüldüğünü açıkladı.
Yeni şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, şiddet olaylarına tepki gösteren CHP'ye “Çocuklarımızı öldüren dört ayaklı sokak köpekleri meselesinde de çocuklarımızı değil, köpekleri savunuyor bunlar. Her seferinde savunacak bir köpek topluluğu buluyorlar" dedi.
Yaşananlara ve Kılıçarsan'ın sözlerine CHP Lazkiye Heyeti sert tepki gösterince bu kez karşılık AKP'li Mustafa Varank'tan geldi.
MUSTAFA VARANK MEZHEPÇİLİKTE ZİRVE YAPTI
Lazkite ve Tartus'ta çıkan çatışmalarda öldürülen Aleviler için tepki gösterilmesini siyasal mezhepçilik olarak değerlendiren Varank, "Nusayri Esad diktası 14 milyon Suriyeliyi evlerinden etti. Bize ne Suriye'den?” diyenler, dikta kalıntıları güvenlik güçlerine saldırıp isyan çıkarmaya, terör estirmeye başlayınca Lazkiye'ye gitmekten bahsediyor" dedi.
Varank'ın paylaşımı şu şekilde:
"Nusayri Esad diktası 14 milyon Suriyeliyi evlerinden etti. Yüzbinlerce vatandaşını kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla katletti. Rejim hapishanelerinde Nazileri aratmayacak insanlık suçları işlendi. Bunlar olurken; “Ne işimiz var Suriye'de? Bize ne Suriye'den?” diyenler, dikta kalıntıları güvenlik güçlerine saldırıp isyan çıkarmaya, terör estirmeye başlayınca Lazkiye'ye gitmekten bahsediyor. Siyasal mezhepçilik tam da budur. Kimse merak etmesin. Türkiye, bölgesindeki hiçbir gelişmeye bigâne kalmaz, mezhep temelli provokasyonlara pabuç bırakmaz."
SOSYAL MEDYADA TEPKİ YAĞDI
Nusayri yani Arap Alevisi diyerek mezhepçi söylemle yaşananları değerlendiren ve öldürülen Alevileri terör estirmekle suçlayan Varank'ın paylaşımına tepki yağdı.
O tepkiler arasında NOW Haber Spikeri Ozan Gündoğdu'nun yorumu öne çıktı. Gündoğdu, Esad'ın lideri olduğu Baas'ın Arap milliyetçisi olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
Esad Nusayri ya da Arap Alevi’siydi. Evet, o bir diktatördü.
Ama onun diktasına Nusayri Esad Diktası demek hakiki bir yorum değil, dahası mezhepçi.
Zira Esad Rejimi’nin devleti büyük oranda Sünnilerden oluşuyordu. Partisi Baas da önceki Baas örnekleri gibi Arap Milliyetçisiydi. Bunları iktidardakiler de bilir.
Ama buna rağmen Esad’ın mezhebini inatla vurgulamak hangi niyetin eseridir? Bu kadar hassas günlerden geçerken bu hoyratlığın nedeni nedir?
