Home
03 Eylül 2025 ( 1 izlenme )
Reklamlar

Mektup yazıp 'yaşamak istiyorum' demişti, Ayşe Barım'la ilgili sıcak gelişme


Gezi Parkı eylemlerini yönlendirdiği iddiasıyla tutuklanan menajer Ayşe Barım’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Barım daha önce kaleme aldığı mektubunda ciddi sağlık sorunları yaşadığını belirterek, "Ani ölüm riskiyle karşı karşıyayım, tek isteğim yaşam hakkımın korunması. Devletime ve adalete inancımı kaybetmeden yaşamak istiyorum." demişti.



Gezi Parkı eylemlerini yönlendirdiği iddiasıyla 27 Ocak’ta tutuklanan menajer Ayşe Barım hakkında yapılan tutukluluk incelemesinde mahkeme, Barım’ın cezaevinde kalmaya devam etmesine hükmetti.

Barım, "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım" suçlamasıyla 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.

MAHKEME İNCELEMESİ TAMAMLANDI

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Mektup Yazıp 'Yaşamak İstiyorum' Demişti, Ayşe Barım'la İlgili Sıcak Gelişme - Resim : 1

DURUŞMA TARİHİ BELİRLENDİ

Davanın bir sonraki duruşması 1 Ekim’de saat 10.00’da İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

DAHA ÖNCE MEKTUP YAZMIŞTI

Marmara Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Barım, geçtiğimiz haftalarda kaleme aldığı mektupta ciddi sağlık sorunları yaşadığını açıklamıştı. "Bu mektup bir yardım çağrısı değil, vicdan çağrısıdır" sözleriyle başlayan Barım, sosyal medya üzerinden başlatıldığını öne sürdüğü organize bir iftira kampanyasıyla hedef alındığını belirterek, "23 yıldır sadece işimi yaptım, hiçbir suç işlemedim, masumum. Devletime ve adalete inancımı kaybetmeden YAŞAMAK istiyorum." ifadelerini kullanmıştı.

"Ben Ayşe Barım” sözleriyle mektubuna başlayan Barım’ın ifadeleri şu şekilde:

"Bu mektup bir yardım çağrısı değil, vicdan çağrısıdır. Ocak 2025'te sosyal medya üzerinden kimliği belirsiz hesaplarca başlatılan organize iftira kampanyası ile gerçek dışı bir Ayşe Barım kimliği inşa edildi. Ben 23 yıldır oyuncu menajerliği yapıyorum. Her zaman dürüstlükle ve mesleki ilkelere sadık kalarak sadece işimi yaptım.

"AĞIR BİR SUÇLAMA İLE KARŞI KARŞIYA BIRAKILDIM"

Hiçbir gerçekliği olmayan, delilsiz ve dayanaksız iddialar ile 12 yıl önce gerçekleşmiş Gezi Parkı Olayları ile ilişkilendirilerek tutuklandım. Soruşturması yıllar önce tamamlanan ve o dönemde hiçbir şekilde ilişkilendirilmediğim bu olaylar ile yıllar sonra sadece sosyal medya üzerinden ortaya atılan gerçek dışı iddialarla son derece ağır bir suçlama ile karşı karşıya bırakıldım. Oysaki benim bu iddialarla hiçbir ilgim yok ve hiçbir suç işlemedim. Masumum...

"SAĞLIKLI YAŞAM HAKKIMDAN YOKSUNUM"

İlk itirazımızda mahkeme adli kontrol ile serbest bırakılarak tutuksuz yargılanmama hükmetti. İddia makamının itirazı ile yeniden tutuklandım ve 213 gündür halen başıma bütün bunların neden geldiğini anlamadan bir hücrede özgürlüğümden ve sağlıklı yaşam hakkımdan yoksunum.

Mektup Yazıp 'Yaşamak İstiyorum' Demişti, Ayşe Barım'la İlgili Sıcak Gelişme - Resim : 2

"SON 3 AY İÇİNDE 6 KEZ BAYGINLIK GEÇİRDİM"

Hastalıklarım, Silivri Devlet Hastanesi, İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs ve Damar Cerrahisi Hastanesi, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi tarafından düzenlenen resmi raporlarla sabittir. Yaşadığım bu tutukluluk süreci boyunca gittikçe ağırlaşan 6 ayrı kalp hastalığım, beynimde 2 stentli anevrizmanın yanı sıra bu süreçte oluşan müdahale edilememiş yeni bir anevrizma sebebiyle ani ölüm riski altında yaşam mücadelesi veriyorum. Ayrıca sağlıksız ve hızlı bir şekilde 30 kilo kaybettim, ağır kas yıkımım oluştu ve kilo kaybım devam etmektedir. Hastalıklarımın her biri ani ölüm riski taşıyan hastalıklar olduğu gibi cezaevi koşulları nedeni ile gelişen ağır kaygı bozukluğum ve yaşadığım panik ataklar bu riski yükseltmektedir. Son 3 ay içerisinde kalp rahatsızlığımın ilerlediğinin belirtisi olarak 6 kez baygınlık geçirdim.

Hem 2 Temmuz 2025 tarihli Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi raporu hem de 14 Ağustos 2025 tarihli Türk Tabipler Birliği Bilim Kurulu raporu cezaevi koşullarının ve sürecin bu hastalıkları ağırlaştırdığını ve ani ölüm riskimin durumunu açıkça ortaya koyuyor. Uzmanlar ifadelerinde yaşadığım kalp sorunları ve beyin anevrizması için yapılması gereken tedavilerin ve hatta tetkiklerin dahi ileri teknolojik olanaklara sahip merkezlerde bile ciddi ölüm ve sakatlık riski barındırdığını, bu nedenle hayatımı güvenle teslim etmek üzere seçeceğim hekimler tarafından tedavi edilme hakkımın acilen tanınmasının gerekliliğini vurguluyorlar.

"YAŞAM İSTİYORUM"

Benim tek isteğim yaşam hakkımın korunmasıdır. Tutuksuz yargılanabilecekken cezaevinde hayatımı kaybedersem bunun sorumluluğu kimdedir? Hukuken ve vicdanen sorulması gereken asıl soru budur. Haksız yere atılan iftiralarla elimden alınan hayatımın geri verilmesini talep ediyorum. Adaletin bir an önce tecelli etmesini istiyorum ve sesimi kamuoyunu vicdanına teslim ediyorum. Devletime ve adalete inancımı kaybetmeden YAŞAMAK istiyorum."

Gerçek Gündem

Kaynak: İHA

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İstanbul'da hilafet çağrısı yapan grup Erdoğan'a başkaldırdı! AKP Genel Merkezi'nden Saray'a yürüyecekler İran'dan İsrail'e yeni füze dalgası! Microsoft binası vuruldu: Çok sayıda yaralı var Müge Anlı’nın herkesten sakladığı kızı EKSİK DİŞLERİ OLANLAR DİKKAT! BU TEHLİKELER SİZİ BEKLİYOR