Türkiye’nin popüler grubu Manifest’in 6 Eylül’de Küçükçiftlik Park’ta verdiği konserin yankıları sürüyor. Türkiye’nin yeni “kız grubu” olarak tanıtılan Manifest, Güney Kore’den tüm dünyaya yayılan K-Pop gruplarının bir benzeri. Bir tür kölelik sistemiyle oluşturulan bu gruplar “idol grup” olarak da adlandırılıyor. Grupların hedef kitlesi ise genelde gençler.
Manifest grubunun teşhirciliği ve cinselliği öne çıkaran 18 yaş üstü konserine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattığını duyurmuştu. Başsavcılıktan yapılan açıklamada “Hayasızca Hareketler” ve “Teşhircilik” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığı belirtilmişti. Açıklamada, grup üyelerinin konser sırasında yapılan dans ve gösterilerle toplumun sahip bulunduğu ortak edep (ar ve haya) duygularının ihlâl edildiği ve incitildiği kaydedildi.
Öte yandan özellikle sosyal medyada Manifest grubunun konseri sosyal medyada tartışmaların odağı oldu. Grubun tarzı pek çok kesim tarafından eleştirilirken, bunun bir özgürlük olduğunu savunanlar da vardı.

Kullanıcıların çoğu grubun çıkış amacının rapçilerin kadınları objeleştirmesine karşı çıkmak olduğunu hatırlattı.
Feminizm eleştirileriyle bilinen Yazar Zeynep Merdan, şu yorumu yaptı: “Bir sanat felsefesini, sanatı geçtim müzik bile yok. Sahnede erotik hatta pornografik seviyede bir tür striptiz show var. Dünya eğlence sektörü bunlarla dolu. Belli ki Türkiye’de de Manifest isimli grup bu boşluğu(!) doldurmak için özellikle parlatılıyor. ‘Male gaze’ deniyor buna. Kadın bedeninin erkek hazzı için sömürülmesi. Bir süredir erotizm ve çıplaklık çağdaşlık, kadın meydan okuyuşu ve modern kadın varoluşu diye yutturuluyor. Ve bizim gariban genç kızlarımız da bu düzenin kullanışlı, sömürülen ve üzerinden para kazanılan aparatları oluyor.”
Merdan’ın da dikkat çektiği konu ise sanatın geldiği nokta. Emperyalizmin kurduğu hegemonyayla birlikte endüstrileşen sanatın tek vaadi şov ve eğlencedir. Sanatı sefalete sürükleyen emperyalizm, hazzı, cinselliği, bencilliği bir değer olarak aşılamayı hedefliyor.
Kültür, sanat ve ideoloji alanında yaptığı çalışmalarla bilinen Adorno Kültür Endüstrisi kitabında, metalaşan sanatın nasıl yaratıldığını şu sözlerle ortaya koymuştur:
“Tüketiciye sınıflandırabileceği hiçbir şey bırakılmaz, çünkü her şey bizzat üretimin şematizmi tarafından önceden sınıflandırılmıştır.
Her filmin başından nasıl biteceği, kimin ödüllendirilip kimin cezalandırılacağı ya da unutulacağı anlaşılır; bundan başka, hafif müzikte, kulağı alıştırılmış dinleyici, şarkının daha ilk ölçülerini duyar duymaz devamını kolayca kestirir, tahmini doğru çıktığında da sevinir.”
İnsanı bir metaya dönüştürmeyi ve bu yolla sömürü ilişkileri kurmayı hedefleyen bu kültür, sanatı da bir araç olarak değerlendiriyor. İnsan bilincini dönüştürme özelliğine sahip olan sanat hem niteliğini hem de içinde barındırdığı özü kaybetmeye başlıyor. Yakın zamanda tüm dünyayı kasıp kavuran K-Pop, ABD’nin en büyük yumuşak gücü olan Hollywood ve onun devamı niteliğinde olan Netflix, Disney gibi platformlar hazcılık, bencillik gibi değerleri “seri üretim” halinde aşılamaya devam ediyor.

Manifest konseriyle başlayan tartışmanın bir diğer odağı ise özgürlükler. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının konuyla ilgili soruşturma başlatması tepkilere neden oldu. Sanatçı Ceylan Ertem sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Kadın şarkı söyler, dans eder, istediğini giyer, sahnede özgürce var olur. Bu özgürlüğü hedef alan her saldırı, toplumun tümüne yönelmiş bir tehdittir. Manifest’i cezalandırırsanız ne olacak? K pop gruplarını, dünyada yüzlerce örneği olan kız gruplarını takip etmeyecek mi evdeki çocuklarınız? Ahlak bekçiliği yaparak koruyamazsınız çocuklarınızı. Onlara güvenerek, sevgiyle sarmalayarak, eğiterek, örnek olarak korursunuz.”
Bilindiği üzere sanatın amacı insan yaratıcılığının ortaya konulmasının ve bir dışavurumun yanı sıra toplumsal faydanın da sağlanmasıdır. İnsanı ve toplumu olumlu anlamda ileriye götürür, özgürleştirir, ufkunu geliştirir sanat. Keza özgürlük kavramı da olumlu bir kavramdır. Örneğin, bir insanın diğerini öldürmesi özgürlük kapsamına girmez. Ya da köleliği savunmak özgürlük kapsamında değildir. Bir insan gönüllü olarak dahi köle olamaz.
Ancak Ertem’in “Manifest’i cezalandırırsanız ne olacak?” sorusu anlamlı zira mesele sadece Manifest’in yaptığı teşhircilik değil. Mesele yaygınlaşan, endüstrileşen sanat anlayışı. Yarından itibaren gazetemizin kültür sanat sayfasında metalaşmanın ve hazcılığın sanata etkilerini tartışmaya başlıyoruz.
Gözen Esmer
Aydınlık
Başkent Ankara’da olan13 izlenme
Özal, Ekrem İmamoğlu için çalışıyor13 izlenme
CHP’den toplu olarak istifa ettiler…20 izlenme
AKP'li belediye 1 milyon liralık geziyi savundu! 'Fiyat çok uygun bence'6 izlenme
Kızılcık Şerbeti'nin Fatih'i Doğukan Güngör'ün annesi Derya görenleri şaşırttı!7 izlenme
Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'den flaş "koronavirüs" kararı.7 izlenme
Küçük Yasin7 izlenme
İTÜ’de skandal “müzik haramdır” bildirisi!12 izlenme
Yurttaş 'aç' kaldı: 'Asgari ücret'linin hali içler acısı!
Kimsenin beklemediği bir paylaşım geldi
Son dakika...Kısıtlamalar 1 Temmuz'da kalkıyor! İşte kabine toplantısında alınan kararlar...
OKULDAN VERİLEN KİTABI ABİSİYLE KAVGA EDERKEN YIRTILINCA FERYAT EDEN GÜZEL KIZIM