Baba sevinç içinde eşi ile İzmir'e gelir. Oğlu mühendis, gelin hanım ise hekimdir. O sıralar Amerikalılar Ay'a ve Güneş'e uzay araçları göndermektedir. Ay'a iniş gerçekleşmiştir ve televizyondan seyredilmektedir. Bu sırada evdeki konuklar bilim ve uzay konusunda sohbet etmektedirler. Baba Harun bey konuya kulak misafiri olur. Söze karışır ve "Uzaya gitmek günahtır, Allah buna izin vermez" der. Konuklar şaşkın şaşkın bakarlar ve Harun beyi göz ucu ile süzerler. Söz sırası oğlu İhsan'a gelmiştir. Kendisinden açıklama beklenmektedir. Konuklarının yanında mahcup olmuştur ve utanmıştır. Babasını göstererek "Bu köylü kılıklı bunak, benim köyümdendir. Köyde bana hizmet eder, marabalık yapar" der.
Bu sözleri duyan Harun amca, çok kötü olur. Başı döner, kan basıncı yükselir ve olduğu yere yığılır kalır. Yıkılmıştır, emeklerinin boşa gittiğini görür. Kahreder, ama iş işten geçmiştir. Ağlar, dövünür, olayı herkese anlatır. Olaydan o kadar etkilenir ki, bir süre sonra da kahrından ölür.
Ölmeden önce şu nasihatte bulunur:
Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.