… Elektron mikroskoplarla uygunbileceğimiz, insan hastalanmasa varlığımızla bir virüs… COVİD19…
Coronavirüs hayvanları konakçı olarak bakın mutasyona uğrayarak insanlara bulaşan ve hastalandıran bir forma dönüşmüş durumda. COVID19 olarak adlandırılmıştır.
Artık bir pandemi halini alan bu virüsün yarattığı kaygı da bir salgına dönüşmüş durumdadır.
O yaz bu yazıda, bu ve benzeri salgınların insanın ruh sağlığı üzerinde yarattığınızı seçin ele alalım şimdi…
Hem gözle görülmeyen, hem salgın yaratabilen ve hem de belli oranlarda ölümlere neden olan bir düşmanın –bilinmezin insanlarda kaygı yaratması kadar doğal bir durum yoktur. Aslına bakarsanız kaygının kendisi doğal ve yaşamın sürdürülmesi için gereklidir. Toplum ya da birey olarak hiç kaygı duymuyor olsak, bu virüse karşı hiçbir önlem alma ihtiyacı hissetmezdik ve virüs bizleri topluca öldürmeye devam ederdi.
Sağlıklı düzeyde kalmış bir kaygı, hem gelişme hem de yaşamın devamı için mutlak gereklidir. Ne zaman ki bu kaygının düzeyi bizi hayattan koparır, sosyal, mesleki ve ailevi işlevimizi bozmaya başlar işte o zaman bu kaygı sağlıklı olmaktan çıkar ve bir sorun halini alır.
COVİD19’un pandemi haline gelmesi, yarattığı toplu ölümler ve bulaşıcılığındaki yüksek oran elbette hepimizi derinden kaygılandırmaktadır. Bu kaygının bizi kontrol etmesine izin verir ve kaygıya teslim olursak eğer ortaya toplumsal bazı durumlar çıkmaya başlar. Çünkü kaygılı insan aynı zamanda kaygısını başkasına da bulaştırarak virüsün yarattığı fiziksel ve hayati sorunlara ek olarak sosyal ve ekonomik sorunların oluşmasına da neden olur.
Bu sorunlar; herkesin hayattan çekilmesi, birbirine yabancılaşması, her canlıyı ve herkesi düşman gibi görmeye başlaması, sinirlilik, tahammülsüzlük, alınganlık, suçluluk duyguları gibi yoğun ve yıkıcı duygulara neden olmaya başlar. Bu da toplum içinde ayrışmalara, bazı düşmanlıklara, suç eğiliminde artmalara, suç eğilimi olanların içindeki suç unsurlarının dışarı çıkması sonuçlarını doğurabilir. Sistem, toplumsal kontrolünü en çok böylesi yoğun kaygı ve korku yaratan olayların olduğu dönemlerde kaybeder.
Bu kaygı ve korkuyu ekonomik, sosyal ve bireysel kazanca dönüştüren insanlar türemeye başlar. Böyleleri 1 liralık kolonyayı 5 liraya satmaya, bilimsel olmayan bir sürü ürünü koruyucu ilan ederek para kazanmaya, medya üzerinden bu kaygıyı kullanarak meşhur olmaya ya da konumlarını daha da sağlamlaştırmaya çalışırlar.
Medya bu kaygıdan beslenir. Şirketler beslenir. Ortalık savaş dönemi hallerine dönebilir. Bizim ülkemizde durumu lehine ranta çevirmek isteyen alçak kişi ve kurumlar olsa da genel anlamda durum kontrol altındadır.
Bu durumun oluşmasında en başından beri sağlık bakanlığı bünyesinde kurulan bilim kurulunun, sağlık bakanının her aşamadaki samimi ve bilgilendirici tavrının, sorumlu enfeksiyon hastalıkları ve mikrobiyoloji uzmanlarının medya ve sosyal medya üzerinden kamuoyunu bilgilendirmeyi bir görev olarak kabul ederek gösterdiği çabanın katkısı büyüktür.
Burada altını çizmek istediğim özel bir durum da var elbette… Üzerinde binlerce yıldır yaşadığımız bu topraklar Mevlana’dan, Yunus’a, HacıBektaş’tan Aşık Veysel’e “kabul” kültüründen gelen güzel insanlar yetiştirmiştir.
Başımıza bir olay geldiğinde ana hatlarıyla iki tepki veririz; ya bu durumu tanımlar “kabul” eder ve “şimdi ne yapabiliriz?” sorusunu sorarak var olan durumdan yola çıkarak çözüm arar, ya da duruma “isyan” ederiz. İşte “isyan”; kaygı, hüzün, acı verici ve yıkıcı bir duygudur. Bir durumu kabul etmeyip “isyan” ediyorsak onu değiştirmek için mücadele etmek ve bu mücadelenin sonuçlarına hazırlıklı olmalıyız. Eğer hem “kabul” etmeyerek “isyan” duygusu içine girer ve hem de değiştirmek için bir şey yapamazsak ortaya yıkıcı ve olumsuz bir sürü duygumuz çıkar ve bu da bizi ağır bir kaygıyla baş başa bırakır.
Böylesi belirsiz ve elimizden bazı önlemler alma dışında yapabileceğimiz bir şeyler olmadığı durumlarda aslolan ve yararlı olan, durumu “kabul”dür. Buradaki “kabul” şükürcü bir kabul değildir. Daha tanımlayıcı, olası her durumu gözden geçirerek önlem alıcı, “isyan” duygusu yerine sağlıklı bir kaygıyla çözüm arayıcı bir kabul olmalıdır.
Şimdilik bizim de bu virüsün biz de yarattığı kaygıyı “kabul” ederek, bu kaygıyı, korunmak ve gelişmek için bir enerjiye çevirmeliyiz.
Böylesi dönemlerin iyi tarafları da vardır elbet… Ne derler bilirsiniz.
“Başınıza gelen kötü bir şey sizi öldürmezse eğer kuvvetlendirir.” Yeter ki biz bundan doğru sonuç çıkaralım.
Ben kendi adıma hangi sonuçları çıkardım peki?
Bunlara ek olarak, gerçekten samimiyetle elinden geleni yapan iyi insanlar da gördüm;
İnsanlık tarihi böylesi salgınlarla doludur ve gerçek biliminsanları tarafından tüm bunlar aşılır. Bu durum ve sorunları oluşacak yeni sorunlar da aşındırmak insanlık… Safra hazır, günlerce ailesinden, sosyal hayatından, uykusundan, sağlığından feragat çalışmak hazır sağlık çalışanlarımıza güvenin.
Birazcık da olsa saygıyı haklarında zira…
Merak etmeyin ve korkmayın bunu da aşacağız.
Önemli olan mümkünse hiç kayıp vermeden aşabilmek tüm bu salgını…
Hadi bakalım şimdi el yıkamaya…
Sevgiler, saygılar sunarım…
Not: Enseyi karartmayın, umudu soldurmayın, paniğe kapılmayın. Ülkemiz sağlık hizmeti ve sistemi bu sorunu aşacak güçtedir.
Kılıçdaroğlu'nun 'imar affı' ikiyüzlülüğü ortaya çıktı! Seçim vaadi olarak duyurmuşlardı8 izlenme
En düşük emekli maaşı 2500 lira, emekli vekil ise 18.748 lirayla 'geçinemiyoruz' diyor!6 izlenme
Almanya’nın 'amiral gemisi' Der Spiegel: Batı teslim oldu!6 izlenme
Yılmaz Özdil yazdı: ‘Binali Yıldırım’ı işte bu yüzden seçmedik….’7 izlenme
Altaylı: Verilen sayılardan en azından biri uydurma, 3809 hasta nerede?12 izlenme
Son dakika: Hazine ve Maliye Bakanlığından Esnaf Destek Paketi uyarısı5 izlenme
Fatih Altaylı camide provokasyona arka çıktı: Habertürk TV’de skandal sözler6 izlenme
Milyonlarca lira borcu olan belediyede AKP'lilerin maaşları ortaya çıktı!9 izlenme
Kılıçdaroğlu ile görüşen 15 Temmuz gazisinin maaşı tehlikede!
MHP'li Cemal Enginyurt'tan Ahmet Davutoğlu açıklaması! "Kahraman olur diye endişe yaşayanlara bir çift sözüm var"
TLB ABD Büyükelçiliği'nin paylaşımına böyle tepki gösterdi: ''Nereye koyduysan ordadır''
Yine CHP'ye sataştı! Erdoğan: CHP'nin Menderes'i nasıl idam ettiğini iyi biliriz