Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Kongresi’nde “Avrupa Birliği’ni savunmadan ekonomiye, siyasetten uluslararası itibara kadar içine düştüğü darboğazdan sadece Türkiye'nin birliğe tam üyeliği kurtarabilir.” vurgusu yaptı.
Bundan sonra basınımızda bunu teorileştiren girişimler oldu.
Ardından Trump Zelenskiy’e çıkıştı. Avrupalı liderler Ukrayna’ya destek için toplandı ve bir aile fotoğrafı verdi. Bu fotoğrafın Batı için yeni bir dönem olduğu, Avrupa ve ABD arasındaki güvenlik bağlarının çözüldüğü, Türkiye için bir fırsat olduğu belirtilmeye başlandı.
Bunlardan biri Hürriyet yazarı Sedat Ergin.
Isparta’nın Sütçüler ilçesinde tamamlanıyor! Tam 110 milyon tane yetişti
Immobile için seferberlik ilan edildi! Beşiktaş harekete geçti
Engin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Türkiye’nin hem Ukrayna’daki olası barış anlaşmasına, hem de Avrupa güvenlik mimarisinin yeniden inşasında katkısının önemli olduğunu” vurguladığına dikkat çekiyor. Erdoğan’ın da sözlerini hatırlatan Ergin, “Tam bu noktada Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğin bütün boyutlarını tartışması gerekecektir.” dedi.
Yeni Şafak’tan Nedret Ersanel de Erdoğan ve Fidan’ın sözlerini anımsattı. Transatlantik’teki çatlağın büyüdüğünü belirten Ersanel, “İki, önümüzdeki sene -bu tarihi ABD’nin ihtiyaç duyduğu Rusya/Çin’le ilişkilerini uygun zemine oturtma takvimi sayabiliriz- Trump/Putin/Jinping’in bir araya gelecek olması. Böylece yeni düzen için yapılan ‘Yalta’ atıfları vücut bulacak!” diyor. Ersanel şu ifadeleri kullanıyor: “Türkiye’nin Batı’da yürüdüğü zeminin ‘aktüel’ hâli bu. Belirsizlik alanı çok. Bu yüzden herkes her adımda yeri yoklayarak ilerliyor. Ancak, Ankara’nın Avrupa’da gördüğü fırsat son dönem yaşananların getirdiği konjonktürün bir gereği. Yoksa AB ile niteliksel bir ilerleme olmuş değil.”
ÖLEN BİR KÜLTÜRÜN PEŞİNE TAKILMAK
Görüldüğü gibi Atlantik ülkelerinin arasındaki çatlaklardan yararlanarak AB’ye tam üye olmak bir hayalden öte değildir. Madde madde yazalım:
1. Avrupa ile ABD arasındaki çatlaklar, Trump politikalarının bir sonucu değildir. Bu, Atlantik Sisteminin gerilemesi ve Avrasya Uygarlığının yükselmesinin bir sonucudur. Avrupa’nın güvenlik tartışmaları yeni değildir.
2. Fransa Cumhurbaşkanı Macron daha 2019’da NATO'ya "beyin ölümü" teşhisini koymuştu. Almanya Merkel döneminde Avrupa Ordusu planlarına destek veriyordu. Daha Ukrayna sorunu bile ortada yoktu. O zamandan beri NATO’nun durumunun kötüleşmesi, bu sorgulamaları daha da büyüttü.
3. Atlantik ile Asya arasına sıkışan Avrupa manzarası ile karşı karşıyayız.
4. Avrupa’da bugün Atlantik’in peşine takılan partiler seçimlerde büyük güç kaybederken, iktidardan düşerken, korumacılığı savunan, Rusya ve Çin başta olmak üzere Asya ile ilişkileri geliştirmeye çalışan milliyetçi partiler oylarını artırmakta, iktidar ortağı haline gelmektedir.
5. Yalnızca NATO’da sorun yok. Avrupa Birliği içinde de büyük tartışmalar ve parçalanmalar var. Hemen hemen her konuda AB üyesi ülkeler arasında tartışmalar derinleşiyor.
6.Tarihsel anolojiler hatalıdır. Trump’ın Putin ve Xi Jinping’le yeni bir Yalta ve dünyanın paylaşımı planlarını çıkaranlar yanılmaktadır. Çünkü artık eski dünya yok. Yeni dünyanın geleceğinde de hegemonyacılık yok.
7. Atlantik, NATO’suyla diğer kurumlarıyla dağılmaktadır. AB, Atlantik cephesinde kalmakta direnirse o da dağılacaktır. Londra’daki zirvede buluşanlar dağılan AB’nin liderleridir. Ersanel’in dediği gibi “son dönem yaşananların getirdiği konjonktürün bir gereği olarak Ankara Avrupa’da fırsat görüyorsa” aldanıyor demektir. Çünkü Türkiye bu çürüyen ve ölen kültüre heveslenirse, kendi ipini çeker, ölüm fermanını imzalar.
8.Bugün ABD içinde küreselcilerle gerçekçiler arasında bir tartışma vardır. Gerçekçiler Ukrayna ve Tayvan Boğazı’nda yenildiklerini kabul etmektedirler. Suriye’de ise zafer kazandılar. Bu yüzden esas odak nokta Doğu Akdeniz olacaktır. ABD tüm yığınağını burada yapacaktır. Tehdit Türkiye’yedir. Bu koşullarda Avrupa’nın Türkiye’nin yanında yer alması da beklenemez. Parçalamak istedikleri Türkiye’yi AB’ye kabul etmezler. Atlantik güçlerinin ABD’den tamamen kopacağını düşünmek hayalciliktir. Zaten köşe yazarları da bu gerçeği ortaya koyuyor.
9. Asya’da yeni bir dünya doğmaktadır. Üretim oradadır, ekonomik gelişme oradadır, paylaşma oradadır. Türkiye, AB’nin ölen kültüründe değil Yükselen Asya Uygarlığındaki yerini almalıdır.
10. Avrupa’nın ABD’den tam kopuşu, Türkiye’nin öncülüğünde olabilir, evet. Bu da Türkiye’nin Avrasya’daki yerini almasından geçmektedir. Üretim Devrimini yapmasına bağlıdır. Gelecek Asya’dadır. Üretim Devrimini yapmış bir Türkiye, Avrupa’daki bu krizi derinleştirecek Avrupa’nın Asya’daki onurlu yerini almasını da sağlayacaktır.
11. AK Parti’nin denge politikası iflas etmiştir. Konjonktüre aldanan yeni dünyayı kaçırır. Türkiye’nin yeni kurulan dünyadaki yerini alması için Üreticilerin Millî Hükûmeti’nin kurulmasına ihtiyaç vardır. Bütün görevimiz bu olmalıdır.
PKK kongresini nisan ayında topluyor
ABDULKADİR SELVİ-HÜRRİYET
Öcalan’ın çağrısı üzerine gözler Kandil’e çevrilmişti. Kandil, “Önder Apo’nun çağrısına uyacağız” dedi.
(…)
Sabotaj kaygısına yeniden döneceğim ama önce PKK’nın kongresini ne zaman toplayacağına ilişkin bir kulis bilgisini aktarayım. Öcalan’ın çağrısından sonra 2-3 aylık izleme süreci öngörülmüştü. Bu işin daha fazla uzatılması istenmiyor. Çünkü hayırlı işlerde acele etmek gerekiyor. Ayrıca geçmişte bu süreçler kanlı bir şekilde sabote edildiği için daha fazla uzatmamak gerekiyor. Çünkü burası dünyanın en büyük istihbarat servislerinin cirit attığı bir coğrafya. PKK denilen terör örgütünün ise yatağa girmediği istihbarat servisi yoktur. O nedenle bir an önce sonuca ulaşmak için takvim hızlandırılıyor.
PKK kongresinin nisan ayında toplanması öngörülüyor. Kongre toplanıp silah bırakma kararı alacak, PKK kendini feshedecek. Kongrede PKK’nın feshedilmesi ve silah bırakma kararının alınması için Öcalan’ın iradesi yansıtılacak. Burada amaç üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Kolay değil; Türkiye’nin 50 yılına mal olmuş bir sorunu çözüyoruz.
Emekliye temmuzda da yüzde 15 zam
YALÇIN BAYER-HÜRRİYET
Ocakta aylıklarında yüzde 15.75 ve yüzde 11.54 oranında artış olan SSK ve Bağ-Kur emeklisi ile memur emeklisine temmuzda da düşük zam görünüyor. (…)
Ocakta maaş ve aylıklarına yüzde 6 oranında toplu sözleşme zammı yansıtılan 6.5 milyon dolayında memur ile emekli memur, iki ayda yüzde 1.42 oranında enflasyon farkı edindi. Kalan dört ayın sonunda oluşan enflasyon farkı artacak. Ancak farkın bu kitleyi hoşnut etmeyeceği belli. 6.5 milyon dolayındaki memur ve emekli memura temmuzda ayrıca yüzde 5 oranında toplu sözleşme zammı verilecek.
Aylık ve maaşlara 6 ayda bir yansıtılan TÜFE zammı ile toplu sözleşme zammının yetersiz olduğu satın alma gücündeki hızlı erime ile ortaya çıkıyor. Göreceli iyileştirme yapılmadan veya seyyanen zam verilmeden mevcut aylık ve maaşlar milyonlarca dar ve sabit gelirlinin tüm gereksinimlerini karşılamıyor. Yüzlerinin gülebilmesi için ellerine geçen paranın insan onuruna yakışır düzeye çekilmesi kaçınılmaz.
Arabulucu Dostlar Grubu
SONER YALÇIN-NEFES
“Milli” kavramını bilerek kullandım; arabulucusuz yani Batılı “üçüncü gözün” olmadığı bir barış sürecini kastettim.
Bu bizim iç meselemiz ve kardeşlik hukukuyla çözeriz…
Bugün Batı’sız milli bir çözüm süreci yaşanıyor.
Bugün “akil insanlar” gibi iç gözlemcilere gerek duyulmayan süreç yaşanıyor.
Ancak bugün suyu bulandırmak isteyenler yine yok değil; -örneğin “Öcalan’a ev yapılıyor” gibi- absürt yalanlar pompalanıyor. DEM içindeki “Batıcı kanat” olmadık demeçler veriyor! İsrail gölgesindeki YPG üzerinden sıkıntı yaratılmak isteniyor. Vs.
Yani… Bu süreç yine hiç kolay olmayacak, yine provokasyonlar yapılacak. Medya başta olmak üzere herkesin dikkatli olması gerekiyor.