Aydınlık’a konuşan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi, Organik Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Musa Evin ve Tüm Büro İşverenleri Sendikası Genel Başkanı M. Ümit Şuvak, bankaların faiz indirimini işletmelere yansıtmadığını belirterek, bunun sanayi üretimini ve istihdamı olumsuz etkilediğini vurguladı. Uzmanlar, bankaların yüksek kârlarını neden işletmelere sunmadığını sorgularken, faizlerin düşürülmesini ve bu indirimin KOBİ'lere, üretime, istihdama katkı sağlayacak şekilde uygulanmasını istedi.
Nurettin Özgenç, şunları söyledi: “Merkez Bankası, politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 42,5 seviyesine çekti ama KOBİ’ler bankaya gittiklerinde bu duruma ilişkin fayda sağlayamıyor. Çünkü bankalar faiz oranını aşağı çekse de, sigortayı, dosya masraflarını yükseltiyorlar. Piyasada esnafın, sanayicilerin, KOBİ’lerin krediye ulaşmasındaki zorluk devam ediyor. Bu tür faiz indirimleri, ticari kredi faizlerine, piyasaya çok yansımıyor. KOBİ’lere ve sanayiciler üzerinde olumsuz etkisi oluyor. Faizin yüksek olması üretimi, ihracatı düşürüyor. Hem istihdam sağlansın istiyorlar hem de KOBİ’lere düşük krediler verilmiyor. Bankalar araba ve gayrimenkul satışlarına yoğunlaşıyorlar. Ama bu ülkenin kalkınması için olumsuz bir durum. Ülkenin kalkınması için üretime ihtiyaç var. Üretimin olabilmesi için işletmelerin faaliyetlerini arttırmaları lazım. Umarız ki faiz oranları biraz daha aşağıya düşer ve işletmelere yansır. Yoksa istihdam da üretim de oluşmaz.
“Dünya oranlarına göre baktığımızda, Türkiye’deki bankalar çok yüksek kâr oranlarına sahip. Ona rağmen bunu neden işletmelere, istihdama sunmuyorlar? KOBİ’lere, sanayiye destek vermemelerini anlayamıyorum. Bunlar ülkenin kalkınması için gereken şeyler. Ülkenin yüzde 99,6’sını KOBİ’ler oluşturuyor. Bu kârları kredilere yansıtmalılar ki üretim artsın, ülke kalkınsın. Enflasyon düşüyor ama sadece enflasyona bağlamakta yanlış. Faiz çok yüksek dolayısıyla üretim yapmadan, hazır parayı faize vererek gelir sağlanıyor. Üretimin olmaması ülke ekonomisini zora sokuyor. Hedef 500 milyar ihracattı ama biz hala yüzde 300 milyar dolar ihracatı bile yakalayamadık. Kamu bankaları elini taşının altına koysa da özel bankaların elini taşının altına koymadıkları görülüyor. Kârları işletmelere yansıtmalarını bekliyoruz.”
Musa Evin şu ifadeleri kullandı: “Faizin indirilmesi olumlu fakat bankaların buna uymaması, devletin bir yaptırım gücünün olmaması esas sorgulanması gereken şey. Bankalar faizi indirseler de ekspertiz raporlarını, aldıkları komisyon oranlarını yükseltiyorlar. Bankalar devamlı kazanıyor. Krediye ulaşamadığımız gibi faizler de yüksek. Türkiye’de ne fazla kazanan şirketler hep bankalar. Bankaya selam versen para alıyor. Kimse dur demiyor. Kârlarına kâr mı katacaklar? Merkez Bankası bankalara mı çalıştı? Yazık oluyor. Krediye ulaşsak ta, bu faiz oranlarıyla krediye alan firmanın ayakta kalma şansı yok. Bu acilen çözülmeli. KOBİ’lere üreticilere, ihracatçılara ayrı bir kredi çıkması lazım. Basında kredi verildiği açıklanıyor, banka; ‘bize öyle yazı gelmedi, dün geldi bugün bitti.’ gibi ifadeler kullanıyor. Bunlar niye bankalara gelmiyor? Bunun da çözülmesi lazım. Deri konfeksiyon sektöründe kredi alabilen çok az.”
Tüm Büro İşverenleri Sendikası Genel Başkanı M. Ümit Şuvak da, hükümetin politika faizini düşürmesine rağmen bankaların kredi faizlerini indirmediğini belirterek duruma tepki gösterdi. Şuvak, bankaların mevduat faizlerini düşürürken kredi faizlerine dokunmamasının, "ülkeyi sahipsiz bulmalarından" kaynaklandığını söyledi. “Anadolu’da bir laf vardır, ‘sahipsiz köyde değneksiz gezmek’ gibi. Çoğu yabancı sermaye, burada kazanıp dışarı çıkarıyor kazancını” diyen Şuvak, bu durumun özellikle KOBİ’leri zorladığını vurguladı. Finansman kaynaklarına erişimde sıkıntı yaşayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin, üretim yaparak pazarda rekabet etme gücünü kaybettiğine dikkat çekti. Bu tablonun işsizlik, ekonomik buhran ve toplumsal çözülmeyi derinleştirdiğini belirten Şuvak, “Bu durum, toplum olma ve ulus bilincinin yok olmasını beraberinde getirecektir. O zaman soru şu olmalı, Bakan Şimşek kimin bakanıdır? Türk halkının mı?” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nın, politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 42,5 seviyesine çekmesinin ardından, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da faiz indirimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ASO Başkanı Ardıç, yazılı açıklamasında, son üç Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında toplam 750 baz puanlık indirim yapıldığına dikkat çekerek, bu indirimin ticari kredi faizlerine yansımadığını belirtti. Ardıç, "Bankalar, finansmana ulaşım sorunu derinleşen sanayicilerimizin kullandığı ticari kredilerin faizlerini de bir an önce politika faizindeki indirime paralel olarak düşürmelidir. Bu, üretim, istihdam, ihracatımızın sürdürülebilirliği ve makroekonomik istikrar açısından son derece önemlidir.” ifadelerini kullandı.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da faiz indirim kararına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, bankaların mevduat faizlerine indirimleri hızla yansıttığını ancak ticari kredilerde aynı durumun söz konusu olmadığını belirtti. Hisarcıklıoğlu, "Bankalar ticari kredi faizlerini düşürmek için ne bekliyorlar? Bu indirimi öncelikli olarak KOBİ kredi faizlerine yansıtmalarını, üretime, yatırıma ve istihdama destek olmalarını bekliyoruz.” dedi. Ayrıca, ticari kredi büyümesine getirilen sınırlamaların ekonomide maliyetleri artırıp arzı kısıtladığını, bunun da enflasyonist baskı oluşturduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Öncelikle KOBİ kredilerinden başlayarak ticari kredilere ilişkin büyüme kısıtlarının gözden geçirilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, ocak sonu itibarıyla sektörün dönem net karı 47 milyar 347 milyon lira olarak açıklamıştı. BDDK'nin Ocak 2025 dönemine ilişkin "Türk Bankacılık Sektörünün Konsolide Olmayan Ana Göstergeleri" raporuna göre, sektörün aktif büyüklüğü 2024 sonuna göre 708 milyar 937 milyon lira artarak 33 trilyon 366 milyar 171 milyon liraya ulaştı. Sektörün en büyük aktif kalemi olan krediler ocak ayı itibarıyla 16 trilyon 374 milyar 343 milyon lira, menkul değerler toplamı da 5 trilyon 337 milyar 296 milyon lira oldu. Bu dönemde kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 1,87 seviyesinde gerçekleşti. Bankaların kaynakları içinde en büyük fon kaynağı durumunda olan mevduat, 2024 sonuna göre yüzde 0,8 artarak 19 trilyon 46 milyar 753 milyon liraya çıktı. Aynı dönemde öz kaynak toplamı yüzde 3,5 artışla 2 trilyon 998 milyar 96 milyon liraya ulaştı. Ocak sonu itibarıyla sektörün dönem net karı yüzde 48 artışla 47 milyar 347 milyon lira, sermaye yeterliliği standart oranı ise yüzde 17,62 olarak kayıtlara geçti.