'Eşiği geçip içeriye adımımı atmıştım ki Emel Sayın, 'Ya Allah' diyerek kalın sopayı tam alnımın ortasına yapıştırdı. Sendeleyip duvardan güç almak için o yana kayarken ikinci darbeyi de yedim. Bu sefer vuruş tam yerine oturmuştu. Gözlerim karardı, başım mı dönüyordu, yoksa Emel Sayın mı etrafımda fır fır dönüyordu çıkaramadım. 'Bre Medet!' demeye kalmadı, üçüncü darbe elmacık kemiğimin üzerinde hassas, ince deriyi cart diye yırttı. Anında ağzıma akan kanın sıcak, demir tadını hissettim. Rüzgâr filminden sonra Emel Sayın bir daha film çekmemeye yemin etti. Galiba beni de hiç sevmedi. Sevseydi verdiği sözü tutardı.' DEVAMI İÇİN GÖRSELE TIKLAYINIZ