Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, “Trump, Batı dünyasında yer almak ve Putinizm’le değil, liberal demokrasiyle yönetilmek isteyen bir milleti sırtından hançerledi.” dedi ve ekledi: “Zelenski bir kahramandır, Kahraman Ukrayna milletini sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
Akyol için NATO’ya karşı mücadele ediyorsanız diktatörsünüz. Liberalizm karşıtıysanız, özgür dünya düşmanısınız. Ama eğer liberal dünyanın ve küreselcilerin sahada kullandığı bir piyonsanız “kahraman”sınız.
Zelenskiy’nin iktidarının yolunu 2014’teki Maidan Darbesi açtı.
NATO’nun doğuya genişleme siyasetinin maşası oldu.
Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde dağıtılıyor! İşte 13 yıllık Ramazan geleneği
Kamu kurumları KPSS'li ve KPSS'siz çalışan alacak!
Zelenskiy, Neonazi Azak Taburlarını İçişlerine bağladı.
Batı’dan silah ve para aldı, Rusya’ya saldırdı.
Siyasi partileri kapattı, seçimleri askıya aldı.
Maceracı politikaları milyonlarca insanın hayatına mal oldu. Göçler yaşandı, Ukrayna insan gücünü kaybetti.
Ordusundan kaçan kaçana. “Kahraman” Zelenskiy de bunu itiraf etti. Şimdi askerlik yaşını 18’e indirmeyi planlıyor.
“Kahraman” Zelenskiy’nin Ukrayna’sı TürkAkım’a saldırıyor.
Rusya Ankara Büyükelçisi Karlov niye öldürüldü?
Türkiye’yi Ukrayna’nın yanına itmek için.
Zelenskiy’i kahraman gören o tetikçiyi kahraman görenlerdir.
Slovakya Başbakanı Fico, Zelenskiy için “Avrupa'yı dolaşıyor, sadece yalvarıyor ve şantaj yapıyor, başkalarından para dileniyor. Bunun artık sona ermesi gerekiyor.” dedi.
Sömürge anlaşması için ABD’ye gitti. Azar yedi. Akyol’un kahramanı ve Ukrayna heyeti, kalmak için yalvardı. Çıktı utanmadan ABD’ye teşekkür etti.
Karşılıksız anlaşmayı imzalamaya hazır olduğunu açıkladı.
Ukrayna Meclisi, daha birkaç saat önce ABD’nin somut desteğinin önemli olduğunu beyan etti.
İşin özeti şu:
ABD bir sahte kahraman üretti. Kullandı ve attı.
Afganistan’da ABD çekilirken uçaklarının tekerlerine yapışanları unutan Akyol, emperyalizmin sahte kahramanlarına aldanıyor. Aslında Atlantikçilerin paniğini yansıtıyor. Bunların kahraman değil koçbaşı olduğu gerçeğini örtmeye çalışıyor.
Zelenskiy örneği, dünyamız için önemli bir örnek.
Atlantik’in peşinde koşan sahte kahramanların sonu, tarihin çöplüğüne gitmektir.
Bundan ders almayanlar ancak o çöplüğü karıştırırlar.
Emperyalizm ile birlikte hareket eden her kim olursa olsun kendinin, ülkesinin, milletinin zararına hareket eder.
Vatandaşlık tanımı ciddi bir konudur
YALÇIN BAYER-HÜRRİYET
VATAN Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Binali Yıldırım’ın vatandaşlık tanımının değişmesine yönelik yaptığı açıklamalar üzerine çıktığı bir TV yayınında vatandaşlardan gelen soruları yanıtladı.
“Böyle bir şey bekliyor musunuz?”
“Özellikle Öcalan’ın bu çağrısından sonra hiç öyle bir şey olmayacak. Türkiye Anayasası’ndaki vatandaşlık tarifi kesinlikle değişmeyecek. Neye dayanarak söylüyorum? Vatandaşlık tanımını kâğıtla, kalemle, oyla değiştiremezsiniz. Yani Meclis’te birtakım adamlar el kaldıracak vatandaşlık tanımı değişecek... Vatandaşlık tanımı gibi tanımlar, böyle Meclis kararıyla, yok Özgür Özel’in dediği bu Meclis’le çözülür vs... Türk Silahlı Kuvvetleri süngüyle çözdü! Ne kadar zamandır niye PKK’yı bitiremiyor o Meclis? Çünkü bazı sorunlar vardır ki ancak silahla çözülür. Örneğin diyelim İstiklal Savaşı, Türkiye’nin veyahut 2. Dünya Savaşı’nda Hitler’e karşı mücadele. Yani tarihsel süreçlerde bir şey düğümlendiği zaman silahlı çözümler gündeme gelir. O çözümler gündeme geldiği zaman; efendim Sayın Binali Yıldırım Bey, ki benim hemşerimdir. Meclis’te parmaklar kalkarak vatandaşlık tanımı falan, imkânsız bu.
TÜRK NEDİR
Vatandaşlık tanımı basit bir anayasa maddesi değil. Anayasa’nın bir sürü teferruat maddeleri var. Onlar değişir. Ama vatandaşlık tanımı, yani ‘Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olanlar Türk’tür’ diye özetlenen tanımı silah dışında hiçbir güç değiştiremez. Amerika, İsrail gelir Ankara’yı alır o zaman tanımı değiştirirler. Ona da kimse izin vermez. Bu milletin ordusu var. Gücü var. Efendim Türk tanımını Anayasa’dan çıkartacak olan güç yok. Güç varsa ben onlara meydan okuyorum. Gelsin bakalım. Silahları herkes tokuştursun. Sonunda onlar bu toprağa gömülür.”
KÜRT SORUNU ARTIK ABD-İSRAİL SORUNUDUR
Doğu Perinçek, dünkü basın toplantısında da çarpıcı değerlendirmeler yaptı: “Öcalan’ın bu açıklamasıyla süreç sonuçlanmış değildir. Kürt sorunu, artık ABD ve İsrail sorununa dönüşmüştür. ABD ve İsrail’in Suriye’yi parçalama yönünde mevzi kazanması, önümüzdeki zorlukların boyutunu tanımlıyor. PKK’nın terör unsurlarının Abdullah Öcalan’ın açıklaması üzerine direncinin kırılması, ABD-İsrail planına darbe indirmiş ve Türk Silahlı Kuvvetleri için elverişli koşullar getirmiştir. Artık sorunun çözümü, öncelikle Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindedir.”
Suriye’de PKK-YPG silah bırakmaya yanaşmıyor.
ABDULKADİR SELVİ-HÜRRİYET
ÖCALAN, Mazlum Abdi için “Manevi oğlum gibidir” demişti.
Ama görünen o ki Mazlum Abdi, Öcalan’ın değil İsrail’in çocuğuymuş.
Çünkü Öcalan’ın değil, İsrail’in sözünü dinliyor.
Öcalan’ın silahların bırakılması ve PKK’nın feshedilmesi çağrısından sonra Mazlum Abdi, “Öcalan’ın çağrısı PKK’yaydı, doğrudan bizim bölgemiz için değildi” dedi.
Öcalan şokta olmalı. Çünkü Suriye’ye geçtiğinde Afrin’de Mazlum Abdi’nin ailesine ait evde kalmış, çocukluğundan itibaren yanına aldığı Mazlum Abdi’yi özel olarak yetiştirmişti. O nedenle Mazlum Abdi’nin kayıtsız şartsız çağrısına uyacağını düşünüyordu.
Ama manevi oğlu Öcalan’ı sırtından hançerledi.
SURİYE’Yİ İSTİKRARSIZLAŞTIRMAK
Bu, Mazlum Abdi’nin Öcalan’a kişisel başkaldırısının ötesinde ABD ve İsrail’in stratejisi. Özellikle de İsrail’in. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in Suriye’yi istikrarsızlaştırmaya çalıştığı uyarısında bulunmuştu. İsrail, Suriye’yi istikrarsızlaştırmak ve yeni Suriye yönetimini sıkıştırmak için Suriye-Lübnan sınırında Dürzileri, Suriye -Türkiye sınırında ise PKK-YPG’yi kullanıyor.
Suriye’de Baas rejimi yıkıldıktan sonra SDG yöneticilerinden İlhan Ahmed, Suriye’nin güvenliğine İsrail’in dahil olmasını önermişti. İsrail, PKK-YPG’yi sadece Suriye yönetimine karşı değil aynı zamanda Türkiye’ye karşı da kullanmaya çalışıyor.
Mazlum Abdi de İsrail ve ABD’lilerden aldığı cesaretle Öcalan’ın çağrısına rağmen silah bırakmaya yanaşmıyor.
Müziğimizin son antiemperyalist sesiydi; EDİP AKBAYRAM
FUAT UĞUR-TV100
Onun için “Bir dönem bitti” gibi klişe bir söz yazmamak için zor tutuyorum kendimi ama parmaklarım kendiliğinden gidiyor harflere doğru.
Çünkü önceki gün kaybettiğimiz Edip Akbayram, Barış Manço, Cem Karaca, Erkin Koray, Fikret Kızılok, Timur Selçuk neslinin hayatta kalan son temsilcisiydi.
O da gitti.
Öyle ağırım ki kendime
Sen benden gittin gideli
Tenim küs olmuş tenime
Sen benden gittin gideli
EDİP AKBAYRAM…
O da gitti, evet.
Yüreğimizi yakan sesini ve şarkılarını artık yalnızca video ve dijital mecralardan dinleyeceğiz.
Sabah Oscar törenlerinden bir videoyu izliyordum. Batı Şeria'daki insan hakkı ihlallerini anlatan "No Other Land" adlı belgeselin Oscar ödülü aldığı sırada yapılan konuşmaları.
Belgeselin iki yönetmeni var. Biri 20 bine yakını çocuk olan 50 bin insanı katleden İsrail’in vatandaşı Yuval Abraham, diğeri katledilen insanların ülkesinden Filistinli Basel Adra.
Yuval Abraham şöyle diyordu Oscar heykelini elinde tutarken:
"Basel'e baktığımda kardeşimi görüyorum ama o özgür değil"
Emperyalizmin kalesinde söylendi bu sözler.
İsrail karşıtı, Amerika karşıtı sözleri söyleyenin bin pişman edildiği bir ülkede, milyonlar izlerken.
Gazze’de katledilen on binlerce çocukla göz göze geldiniz mi hiç?
Cesaretle bakabildiniz mi?
Yüreğiniz dayandı mı?
İki çift laf söyleyen işittiniz mi günümüz şarkıcılarından üç dördünün dışında.
Edip Akbayram, Barış Manço, Cem Karaca, Erkin Koray, Fikret Kızılok, Timur Selçuk, Bülent Ortaçgil’i bugünkülerden ayıran, onların cesaretleriydi, duruşlarıydı.
Edip Akbayram son bir yıldır sağlığı yerinde olsaydı eminim Gazze’deki soykırım için önce hep tekrarladığı üzere “Ortadoğu'da da kan ve gözyaşının sebebi; Amerika'nın izlediği bu politikadır” der, ardından da Nazım’ın dizelerinden bestelenen “Güzel günler göreceğiz çocuklar” şarkısını söylerdi.