İsrail Hükümeti’nin, önümüzdeki on yıldaki stratejik planlamaları yapmak üzere oluşturduğu Komite’nin raporunda, “İsrail’in Türkiye ile çıkacak potansiyel bir savaşa hazırlık yapması gerektiği” değerlendirmesi dikkat çekiyor. Geçen yıl ağustos ayında, eski Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Jacob Nagel’in başkanlığında, Başbakanlık, Maliye Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve diğer ilgili kurum temsilcilerinden oluşturulan Komite, raporunu 6 Ocak’ta Başbakanlığa sundu. Komite’nin raporunda, Türkiye ile ilgili özetle şu vurgular öne çıkıyor:
Raporda bu belirlemelere dayanarak Türkiye’nin etkili olduğu bir Suriye’nin İsrail için tehdit olduğu belirtiliyor ve “Suriye’den gelen tehdit İran tehdidinden bile daha tehlikeli bir hale dönüşebilir.” deniyor.
Raporu, İsrail devletinin stratejik tehdit değerlendirmesi ve planlamasını içeren bir belge olarak görmek doğru olacaktır. Nitekim Netanyahu, raporla ilgili olarak şöyle konuştu: “Ortadoğu’da köklü değişikliklere tanık oluyoruz. İran uzun zamandır bizim için en büyük tehditti, ancak arenaya yeni güçler giriyor ve beklenmedik durumlara hazırlıklı olmalıyız. Bu rapor bize İsrail’in geleceğini güvence altına almak için bir yol haritası sunuyor.”
Raporda, bu çerçevede İsrail’in hava savunma kabiliyetlerinin güçlendirilmesi, yeni savaş uçaklarının alınması, Ürdün Vadisi boyunca güçlendirilmiş bir güvenlik bariyeri inşa edilmesi gibi önerilerle birlikte savunma bütçesinin artırılması isteniyor.
İsrail devletinin, “Türkiye’yi stratejik tehdit” olarak gören tahlillerini bu köşede birden fazla defa yazmıştık. İsrail istihbarat örgütü MOSSAD’ın eski Başkanı Yossi Cohen 2019 yılında, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan istihbarat örgütleriyle yaptığı toplantıda “İran’ın gücü kırılgan, Türkiye asıl tehdit” demişti. 16 Eylül 2021’de Jerusalem Institue for Strategy&Security (JISS) adlı İsrail kuruluşunun raporunun başlığı da, “21. yüzyılda İsrail (ve komşuları) için en büyük engel Türkiye” idi. İsrail kurumlarının, “Türkiye ile Doğu Akdeniz’de savaşa hazır olunması gerektiği”ne ilişkin tahlillerini de ekleyelim. İsrail’in bu tehdit değerlendirmesine dayanarak, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile bir ittifak inşa ettiği, PKK başta olmak üzere Türkiye’ye karşı terör örgütlerini desteklediği biliniyor. Yani, İsrail’in Türkiye’yi stratejik tehdit olarak görmesi yeni değil. Yeni olan, Suriye’de Esad yönetiminin yıkılmasının İsrail’in bu stratejik değerlendirmesini değiştirmediği, hatta Nagel raporunda ifade edildiği üzere Suriye’de ortaya çıkan tablonun Türkiye ile İsrail arasında doğrudan çatışma olasılığını artırdığı.
Esad yönetiminin yıkılmasından sonra İsrail, Suriye’de Golan tepelerindeki işgalini pekiştirdi, yeni alanları ele geçirdi. Dahası Suriye’de İran’ın etkisinin kırılması İsrail lehine önemli ve büyük ölçekli kazanım oldu. Ancak Nagel raporundaki saptamalar, İsrail’in bu kazanımları taktik başarılar olarak gördüğü, stratejik düzlemde ise Suriye’de yeni durumun kazananı olarak Türkiye’yi gördüğünü ortaya koyuyor.
Suriyeli ve engelli öğrencilerle ilgili ihalede yolsuzluk mu yapıldı?8 izlenme
Köfteci Yusuf skandalında ikinci perde! İade isteyenler parasını nasıl alacak?10 izlenme
Rum kesiminin etekleri tutuştu! Doğu Akdeniz'de Türk korkusu!8 izlenme
Baba kız akrobasi pilotlarından Ata'ya saygı uçuşu13 izlenme
11 yaşındaki çocuğu sosyal medya üzerinden canlı yayında cinsel tacizde bulunan Emre T. tutuklandı12 izlenme
Amerika'yı ayağa kaldıran olay! Bir futbol takımı antrenörü çok sayıda çocuğu taciz etti9 izlenme
Bu gıda zamları ile resmen aç kalıyoruz11 izlenme
ABD’den skandal açıklama! Terör örgütü YPG/PKK’ya güvence.8 izlenme
Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı açılış konuşmaları ile başladı
Rusya Tahıl Koridoru Anlaşmasından çekildikten sonra ABD Türkiye'ye çağrıda bulundu
AKP'li Konya Büyükşehir Belediyesi yandaşlara nasıl para akıttı?
Türkiye Gençlik Birliği, NATO Karargahı önünden meydan okudu!