İsrail, bölgesel ittifakı tehdit olarak görüyor

Prof. Dr. Fahri Erenel, Türkiye, Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriye'den diplomatik, askeri ve istihbari üst düzey temsilcilerin Ürdün'ün başkenti Amman'da düzenlediği Suriye ve Komşu Ülkeler Toplantısı'na dikkat çekti. İsrail’in esas hedefinin İran ile savaş hazırlığı olduğunu vurgulayan Erenel, Tel Aviv’in bu süreçte çevresinde kendisine karşı oluşacak ittifakları da DEAŞ ile operasyon adı altında da olsa istemediğini belirtti. Erenel, İsrail’in Suriye sahasındaki saldırılarını şöyle anlattı:

idealmedia.io

Volkan Konak'ın yaptığı yardımlar ortaya çıktı

Daha Fazla Öğren

“Özellikle İsrail, Suriye'deki belirsiz ortamda güvenlik konusunda ciddi endişeler taşıdığını ortaya koyuyor. İsrail'in temel hedefi İran; bu açık ve net. Bu yüzden, İsrail özellikle kuzeyinde, geçmişte de savaş içinde olduğu Suriye’de kendisine karşı bir yönetimin ve onun yanında yer alan Türkiye’nin bulunmasını asla istemiyor. Türkiye'nin mevcut Suriye Hükûmeti ile olan işbirliği ve bunu Ürdün, Irak, Lübnan gibi ülkeleri de kapsayacak şekilde bölgesel bir işbirliğine dönüştürme çabası, İsrail tarafından bir tehdit olarak algılanıyor. İsrail, bu yapılanmayı kendisine karşı yeni bir kuşatma olarak görüyor. Dolayısıyla hedef doğrudan Türkiye olmasa da Türkiye üzerinden Irak'a, Ürdün'e ve Suriye’deki yeni yönetime bir mesaj verildiğini düşünüyorum.”

Türkiye’nin liderliğinde bölgesel güvenlik işbirliği ihtimalinin İsrail’i ciddi şekilde endişelendirdiğini belirten Erenel şöyle konuştu:

“Türkiye'nin öncülüğünde saydığım ülkelerin bir araya gelmesi, her ne kadar DEAŞ’a karşı mücadele çerçevesinde gerçekleşiyor gibi görünse de asıl mesele daha geniş çaplı bir güvenlik ortaklığı. Bu oluşuma ilerleyen süreçte Mısır’ın da katılabileceğini düşünüyorum. Çünkü İsrail’in Gazze saldırıları ve Filistinlilerin sürgün edilme ihtimali, Mısır için büyük bir tehdit oluşturuyor. Sina bölgesine olası bir İsrail yerleşimi, Mısır’ın güvenliğini doğrudan tehdit edebilir. Böyle bir durumda İsrail, 1967 Savaşı öncesindeki duruma dönecek; yani tamamen tehdit oluşturan ülkelerle çevrili hale gelecek. Ancak bu sefer Türkiye gibi güçlü bir devlet de bu ittifakın içinde olacak. İsrail, bunu varoluşsal bir tehdit olarak görüyor.”

İsrail’in her hamlesinin Amerikalı yetkililerce yapılan gizli toplantılarla koordine edildiğini belirten Erenel, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu toplantıların Suriye’den çok İran’a odaklı olduğu açık. İsrail, İran’a yönelik olası bir operasyonda arka ve yan cephelerinin güvenli olmasını istiyor. Bu nedenle, Suriye içindeki İranlı milisler ve Hizbullah varlığına yönelik saldırılar düzenliyor. İran’ın Suriye’de kurduğu altyapıyı tamamen yok etmek mümkün değil.”

PKK’YA YÖNELİK HAMLELERDEN RAHATSIZ

Suriye’deki Dürzi toplumunun da büyük bir kısmının Şam ile işbirliğini tercih ettiğini belirten Erenel, tüm bu gelişmelerin İsrail’in kuzey sınırında güvenliğini sağlayamaması konusundaki endişelerini artırdığına dikkat çekti. Erenel, Türkiye’nin PKK’ya yönelik adımlarını da hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı:

“Diğer taraftan, YPG ile PKK arasındaki iş birliği de İsrail’in çıkarlarına uygun değil. İsrail, YPG veya PKK’nın Türkiye ile anlaşarak bölgedeki dengeleri değiştirmesinden endişe ediyor. Türkiye’nin taleplerini kabul etmeleri durumunda, İsrail sahadaki önemli bir müttefikini kaybedebilir. Bu endişe de İsrail’i daha saldırgan hale getiriyor. Bölgedeki mevcut süreç devam ettiği sürece Irak, Suriye ve Ürdün’deki gelişmeler, İran’a yönelik olası bir saldırıyı da geciktiriyor. İsrail, bölgedeki güvenliği tam olarak sağlamadan böyle bir saldırıya girişemeyecektir.”

‘TÜRKİYE O ÜSLERİ KURACAKTIR’

Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe de Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikanın İsrail’i rahatsız ettiğini belirtti. Suriye’nin hava kuvvetleri bakımından yetersiz olmasını İsrail’in fırsat bildiğini vurgulayan Gökçe, İsrail’in saldırılarını şöyle açıkladı:

“(İsrail) Suriye’de, Esad döneminden kalmış tüm hava savunma sistemlerini yıpratmayı, etkisiz hale getirmeyi hedefliyor. Buna Suriye’nin elindeki bazı gelişmiş hava savunma sistemleri de dahil. Türkiye'nin de bölgedeki askeri varlığını artırması, İsrail’in endişelerini daha da artırdı. Türkiye’nin Suriye’de yeni askeri üsler kuracağını açıklaması, özellikle T-4 olarak adlandırılan üst düzey bir askeri yapılanmanın gündeme gelmesi, İsrail’i tedirgin etti. İsrail, Türkiye’nin bu adımlarını engellemek veya Türkiye’yi geri adım atmaya zorlamak için bir politika izliyor. Ancak Türkiye’nin geri adım atacağını düşünmüyorum. Türkiye, o üsleri kuracaktır. Eğer İsrail, bu üslerde bulunan Türk askerlerini hedef alarak bir hava saldırısı düzenler ve Türk askerlerine zarar verirse, bu bir savaş sebebi olur. İsrail’in böyle bir riski göze alabileceğini sanmıyorum. Aynı şekilde, ABD’nin de böyle bir duruma izin vereceğini düşünmüyorum. Bu nedenle, bu gerginlik devam edecektir.”

Ali Erdem Köz

Aydınlık