Amerika kıtasının altında bir ada ülkesi olan Kübayı 1492’ de İspanyollar keşfettiler. İspanyollar, yerlileri topraklarından çıkardılar, köle olarak sattılar ve Afrika’dan köleler getirdiler. İspanyollar şeker kamışı ticaretini ele geçirdiler. Dünya piyasasının 1850’lerin sonlarında girdiği bunalımla birlikte, şeker ve kahve fiyatları düştü, ticareti ele geçirmiş olan İspanyollar kendilerine yük olan kölelerden kurtulmak istediler.
İlk kez Oriente’de
kölelerin azad edilmesi ve bağımsızlık ilânı gerçekleşti. Gücünü yitiren köle
sahibi İspanyolların adadaki egemenliği de tartışılır hale geldi. Bu durum,
Küba’daki egemen gruplarla İspanyol yönetim arasındaki çelişki ve çatışmaları
artırdı. Büyük toprak
sahiplerinin İspanyol yönetimine karşı ayaklanması ve siyahları silahlandırması
10 yıl süren savaşlara neden oldu.
İspanyolların mambi adını
verdiği isyancıların bastırılmasından sonra İspanyollar, büyük bir terör
uyguladılar, kuşku duydukları herkesi astılar, kurşuna dizdiler. Asılanların
arasında öğretmenler, doktorlar, avukatlar ve 8 tıp öğrencisi de yer aldı. Bunlar, bağımsızlık hareketini destekleyen
aydınlardı. İspanyollar terörü artırdılar. İşkenceler, kurşuna dizmeler ve köy
yakmalar arttı. ABD’nin adaya ilişkin talepleri nedeniyle İspanyollar Küba’ya
yarı özerklik tanıdılar.