Bilim adamları ilk insanların 350500 milyon yıl önce Afrika’da yaşadığı, buna karşılık ırksal farklılıkların ancak 100.000 yıl önce ortaya çıktığı konusunda birleşiyorlar. Böylece insanların aynı kökten türediği, önce eski dünyaya ardından da yeni dünyaya yayıldığı öne sürülmektedir.
Asıl Yurtlarından uzaklara göç edince insanlar arasında
farklılaşmalar doğdu. Değişik fiziksel özellikleri olan halklar ya da ırklar
oluştu. Irkçılık, ırklar arasındaki fiziksel farklılıkların insanların
yeteneklerinde farklılıklar yarattığını ve bazı ırkların ötekilerden üstün
olduğunu savunan görüş ya da önyargıdır. Bu görüşler insanları derilerinin
rengine göre beyaz, siyah, sarı, esmer ve kızıl olarak ayıran sınıflandırmaları
temel almıştır.
Fransız etnoloji uzmanı Joseph Arthur Gobineau ve sonradan
Alman uyruğuna geçen İngiliz siyaset bilimcisi Houston Stewart Chamberlain
ırklar arasında bir sınıflandırma yaparak, bunu beyaz ırkın üstünlüğünü
kanıtlayacak bir kurama dönüştürmek istediler. Arik ırk kavramını ortaya atarak, bu ırkın insanlığın gerçekleştirdiği
tüm uygarlıkların tek yaratıcısı olduğunu savundular. Bu tezler Batı Avrupa’da
ırkçılığın körüklenmesine yol açtı. Bugün artık önemini yitirmiş olan bu savlar
arasında beyaz ırkın başka ırklara karışmadığı sürece gelişeceği de vardı. Bu
türden değerlendirmelere dayanan ırkçılara göre, beyaz ırktan olmayan insanlar
geri zekalı, yeteneksiz ve ahlaksızdır. Irkçılar kendilerinden aşağı gördükleri
insanlara karşı ayrımcılık uygular, onlara hak ve fırsat eşitliği tanımazlar.