Sayın baylar ve bayanlar,
Konuşmama İngiliz dilinde devam etmeyeceğim için hepinizin özür dilerim.
Sizin topraklarınızdayım ve sizin sahibi için sistem sisteminizde sizin taraflarınızda payelendiriliyorum.
Ancak asıl konuşmam kendi öz dilimde bulunmaktadır. Merak İşte, konuşmamın İngiliz diline tercümesini koltuklarında bulabilirler.

İngilizler geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı.Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler.
Gözümüzü açtığımızda ise;
Bizim elimizde İncil, bunun elinde topraklarımız vardı.
İngilizlerin dinini, dilini öğrendik. Uzak dünyadan gelen yeni dil ve din bizi hep çalışmak zorunda kalan itaatkâr köleler yaptı. Özgürlük için her karşı geldiğimizde, bizi birbirimizle savaşmak için ikna ettiler ve silah verdiler.
İngilizler gelmeden önce topraklarımızda sadece kavga vardı. İngilizlerin kutsal dini bizim kavgacılığımızı kullandı; evlatlarımızı savaşçı yaptı.
Hem de sadece kendi kardeşleriyle savaşan, dünyayı İngiliz dilinden ve İncil’den ibaret sanan vahşi savaşçılar.
Hastalıklar yaydılar. Ne olduğunu bilmediğimiz içeceklerle bizleri hasta ve zayıf yaptılar. Atalarımızı zincirleyerek büyük şehirlerine köle olarak götürdüler.
O büyük binaları, caddeleri, tünelleri ve kiliseleri insan etinin üzerine inşa ettiler.
Kendilerini temizlemek için sanatçılarına fikir adamlarına; sadece kendilerini kapsayan insan tariflerini yaptırdılar. Her çeşit yiyeceklerin büyüdüğü topraklarımıza ilaçlar döktüler. Toprağın altındaki yanıcı siyah cehennem kanı için bizleri öldürdüler.
Büyük acılar ve ölümcül işkenceler ördüler.
Her gelen gemiden; kıyılarımıza hep ikiye bölünmüş tekneler yanaştı.
İlk gelenler zulüm ettiler, arkasından gelen arkadaşları zulmü durdurma vaadiyle bizleri ele geçirdiler. Bugün gelenlerde aynı sistemle hala işgale devam etmekteler.
Yeni ilaçları, biyolojik silahları ve hastalıkları deneyen gönüllü doktorlarınızı istemiyoruz.
Emperyalist sisteminizde geri dönüşüm ekonomisiyle aslında sömürü olan yiyecek yardımlarınızı kabul etmiyoruz.
Birbirimizi anlamamızı zorlaştıran, şarkılarımızı ve masallarımızı unutturan fakir dilinizi red ediyoruz.
Çağdaş dünya daveti içindeki, bizi zorla şekillendiren yüzeysel sanat kuramlarınıza karşı çıkıyoruz.
Özgürlüğümüzü ilan ediyor,
Afrikalı insanlar olarak doğduğumuzu ve Afrikalı ölmek için de bütün Avrupa’yı topraklarımızdan kovuyoruz.
Birbirimizi öldürelim diye bize öğrettiğiniz ırkçılığı,
Felsefe adına önümüze sürdüğünüz batının sığ kafalı laflarını,
Hukuk adına yaptığınız bütün şövenistliklerinizi,
Ve sanat diye dayattığınız bütün estetik öğretilerinizi
Afrika topraklarından silene kadar Afrika sizinle savaşacaktır.
Siz kabul etmesiniz de bir Afrikalı en az dünyanın herhangi bir yerindeki bir batılı kadar onurludur.
İnsan onurlu doğar. Ve hiçbir insanın kraliçelerin vereceği onura ihtiyacı yoktur”
Der ve ödülü almadan salondan ayrılır.
Korkutan gıda krizi uyarısı! "Erdoğan çiftçinin halini hiç umursamıyor"28 izlenme
Balyalı'nın tatilde olduğu ortaya çıktı9 izlenme
Almanya'da iğrenç olay9 izlenme
Jet Fadıl ‘iflas’ peşinde!7 izlenme
İsrail'de polis şefinin istifası sokakları yeniden ateş yerine çevirdi12 izlenme
İzmir Belediyesi şirketi oy vermeyenlerin listesini hazırladı: Acıma yok!8 izlenme
Erdoğan'ın hedefinde yine Kılıçdaroğlu var9 izlenme
Rusya'dan Fırat'ın doğusundaki ABD askeri varlığına eleştiri9 izlenme
Telegraph: Bu deprem Erdoğan'ın sonu olabilir
Akşener'in Masak'a şikâyet ettiği, İmamoğlu'nun danışmanı İbrahim Özkan'dan sert yanıt: "Farklı bir ajandası var"
Trump YPG'lileri kollayan tweetlerini "siyonist kanadın" baskısıyla mı atıyor?.
Sonradan AKP'li Soylu'ya yakışan hareket ! "CHP’lileri şehit cenazesine almayın"