İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan, "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçlamasıyla, avukatlık faaliyetleri üzerinden, 19 Haziran 2025 tarihinde tutuklandı. Pehlivan, bu tarihten itibaren tam 30 gündür cezaevinde bulunuyor.
Pehlivan'ın tutuklanma süreci, özellikle Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinin ihlal edildiğini gündeme getirdi.
Pehlivan, savcılıkta ifade vermeyi, mesleki faaliyetleri nedeniyle hakkında soruşturma açılması için Adalet Bakanlığı'ndan izin alınması gerektiğini belirterek reddetti.
Ancak savcılık bu yasal gerekliliği göz ardı ederek kendisini tutuklama talebiyle hâkimliğe sevk etti ve hâkimlik tutuklama kararı verdi.
Tutuklamaya gerekçe olarak, "etkin pişmanlık" hükümlerinden yararlanmak isteyen Adem Soytekin ve Servet Yıldırım adlı kişilerin beyanları gösterildi. Bu beyanlarda, Pehlivan'ın iddia edilen "suç örgütü" içinde aktif rol aldığı, şüphelilerin gözaltına alınmasını planladığı ve hukuki süreci takip edecek avukatları belirlediği ileri sürüldü.
AVUKATI YALANLADI
Ancak, itirafçı Adem Soytekin'in kendi avukatı Onur Büyükhatipoğlu, savcılığa sunduğu ifadesinde bu iddiaları kesin bir dille yalanladı. Büyükhatipoğlu, iddia edilen toplantının Pehlivan tarafından değil, müvekkili Soytekin'in kendi talebiyle ve avukatları aracılığıyla yapıldığını; Pehlivan'ın bu toplantıda bulunmadığını açıkça belirtti.
Toplantının hukuki bir görüşme olduğunu ve yalnızca üç avukat (Kendisi ve Yenal Küçükşengül dâhil) ve üç müvekkilin (Soytekin dâhil) katılımıyla gerçekleştiğini açıkladı.
Büyükhatipoğlu, Mehmet Pehlivan'ın bu toplantıda bulunmadığını açıkça belirtti. Ayrıca, Soytekin'in ifadeleri için "Cezaevindeki psikolojisiyle olayları karıştırmış olabilir ya da atıfı cürümde bulunmuş olabilir" değerlendirmesini yaptı.
Pehlivan da kendi savunmasında, eğer ifadeleri elde etmeye çalışmak suç ise, aynı ifadeleri yandaş kanallara servis eden soruşturma makamlarının da "örgüt üyesi" olup olmadığını sorgulayarak savcılığın mantığını eleştirdi.
"ÜYE OLDUĞUM TEK ÖRGÜT BARO"
Mehmet Pehlivan, tutuklanmasının ardından yaptığı açıklamada, kendisine yöneltilen "suç örgütüne üye olmak" iftirasını reddetti.
"Benim üye olduğum tek örgüt, Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu'dur. Yani bu ülkenin onurlu savunma geleneğidir." ifadelerini kullanan Pehlivan, tutuklanmasını "açık bir yargı kumpası" olarak nitelendirdi ve tek nedeninin Ekrem İmamoğlu'nun avukatlığını yapması olduğunu vurguladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de Pehlivan'ın tutuklanmasına tepki göstererek bunu "Savunma hakkına açık bir saldırı" olarak niteledi.
Özel, tutuklamayı "19 Mart darbesinin üçüncü ayı"nın bir devamı olarak değerlendirdi; bunun muhalefete yönelik siyasi bir baskı olduğunu ima etti.
PEHLİVAN MASAK YÜZÜNDEN Mİ İÇERİDE?
Ayrıca, Pehlivan'ın son MASAK raporunun "Foyasını ortaya çıkardığını öğrendikleri an alıp onu içeriye attıklarını" söyledi.
İstanbul Barosu, Pehlivan'ın tutuklanmasına yazılı bir açıklamayla sert tepki gösterdi. Açıklamada, "Av. Mehmet Pehlivan avukattır, avukatlık yapmıştır, İstanbul Barosu üyesidir!" ifadeleri kullanıldı; eylemin "mesleğin temeli kriminalize edilmiştir" anlamına geldiği belirtildi.
Baro, tutuklamanın bağımsız savunma makamına ve yargının kurucu unsuru olan avukatlık mesleğine yönelik "ağır bir müdahale" olduğunu vurguladı.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) de benzer şekilde güçlü bir tepki ortaya koydu. TBB, "Savunma bugüne kadar susmadı, bundan sonra da asla susmayacak, korkmayacak ve itaat etmeyecek." açıklamasını yaptı.
TBB, dayanışma göstermek amacıyla Çağlayan Adliyesi'nde protesto çağrısında bulundu. Her iki baro da Pehlivan'a yöneltilen suçlamaların tamamen mesleki faaliyetlerine dayandığını, dolayısıyla tutuklamanın tüm avukatlık mesleğine ve bağımsızlığına yönelik bir saldırı olduğunu ifade etti.
Aralarında Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Barolar ve Hukuk Dernekleri Konseyi (CCBE) ve Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Enstitüsü (IBAHRI) gibi 21 uluslararası hukuk ve insan hakları örgütünün imzaladığı ortak bir bildiri, Pehlivan'ın "keyfî olarak tutuklanmasını" ve "Türkiye'de avukatlık mesleğine yönelik artan misillemeleri" şiddetle kınadı.
Pehlivan, tutukluluk incelemesinde ise “30 yaşındayım, hayatımın geri kalanını da beni yetiştiren anne ve babamın öğrettiği adalet ve ahlak doğrultusunda yaşayacağım. 2,5 yaşındaki kızıma da bu adalet ve ahlak duygusunu öğreteceğim. Bu SEGBİS odasından hücreme, mesleki ve insani ahlakımı koruyarak, başım dik gideceğim.” dedi.
Pehlivan'ın 30 gündür tutuklu bulunması, hem yurt içinde siyasi figürlerden hukuk camiasına kadar geniş bir kesimden hem de uluslararası insan hakları örgütlerinden sert tepkilerle karşılandı.
