ibretlik olay ve hikayesi.

e kendimizi koyverip, perişan vaziyette, kir, pasak ve dağınıklık içinde gezeceğiz, ne de her şeyimizi ve bedenimiz dahil maddiyatımızı ortaya koyup cümle aleme teşhir edeceğiz.

Helal dairede, Allah’ın koyduğu sınırlar çerçevesindeki eş ve akrabalarımız içinde nasıl bir tutum içinde olmamızın gerektiği, öte taraftan toplumun diğer tabakaları arasında insanlar içinde nasıl bir tutum içinde olmamız gerektiğinin hudutları İslam ile çok net çizilmiştir. İlmihal kitaplarımızda bunun tarifini gayet güzel belirtmektedir.

Bu çizilmiş hudutların elbette bildiğimiz ve bilemeyeceğimiz pek çok hikmeti vardır. Ama hikmetinden evvel, emir Allah’tan gelmiştir. Hem dünya ve hem ahiret saadetimiz için bize düşen de O’nun emirlerine ve hudutlarına kayıtsız şartsız itaattir.

İmanı kavi olan birisinin, “Ben Allah’ın emrini yerine getiriyorum!” dediğinde duyduğu huzur ve mutluluk, “Nefsine teslim olmuş, canının istediği şekilde davranan!” birisinin duyabileceği anlık hazlardan sonsuz defa fazladır.

Allah’ın emirlerini yerine getirmek ve helal dairede davranmak da Allah’ı zikretmenin en güzel şekillerinden biridir. Rad suresi 28. ayette mealen buyurulduğu gibi:

“Hidayete ermiş olanlar da kalpleri Allah’ın zikri ile mutmain olan kimselerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ın zikri ile mutmain olur.”

İşin özü, bizim vazifemiz aklımızı Allah’ın bir ve tek olduğunu bulmakta kullandıktan sonra, o aklımızı artık Ona, yani Kuran ve Peygamberinin (asm) sünnetine teslim etmek ve her işimizde İslam ölçüsünü kullanmaktır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Birisi bizi överken nasıl davranmalıyız? "Sesin çok güzel." diyen ...

"Övünmek, övülmek ve övmek" fiillerini hiç yapmamalı mıyız ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

zan okunurken sohbet yapmak veya Kur'an okumaya; vaaz ve nasihata devam etmek caiz mi? Ezana icabetin hükmü nedir?


Cevap
Değerli kardeşimiz,

Günde beş defa minarelerimizden yükselen ezan-ı Muhammedî İslâm'ın en mühim şeâir, işaret, sembol ve alâmetlerinden birisidir. Ezanın her tekrar edilişinde tevhid ve risâlet ilân olunmakta, imandan sonra en mühim hakikat olan namaza dâvet edilmektedir. Bundan dolayı ezanı duyan müminin İlâhî dâvete icabet etmesi imanının bir gereğidir.

Ezana icabetin esas mânâsı, o vaktin namazını kılmaktır. Fakat, ezan okunduğu anda da müezzine icabet etmek sünnettir. Müezzine icabet etme hakkında rivayet edilen hadislerden hareket eden âlimler, ezan işitildiği zaman müezzine icabet etmenin, söylediklerini tekrar etmenin vacip olduğunu söylemişlerdir. Fakat, çoğunluğun kabul ettiği görüş, müezzinin okuduğu ezanın tekrar edilmesinin sünnet olduğudur. (Neseî, Ezân: 33.)DEVAMI İÇİN GÖRSELE TIKLAYIN
Reklamlar