Hz. Hamza’nın kabrinin yanındaydım. Yörede seslenen veya seslere yanıt veren kimse yoktu. Bir tek bineğimin yularını tutan bir çocuk vardı. Namazımı bitirdiktan sonrasında elimle kabre doğru işaret ederek “esselamü aleyküm” dedim. O anda yer altından merhabaıma karşılık veren bir sesin geldiğini işittim. Allah’ın beni yarattığını iyi mi biliyorsam, geceyle gündüzü nasıl biliyorsam, bu hadiseyi de öylece biliyorum.