Belediye Başkanı Mehmet Oktay, 24 Temmuz 1908 tarihinde Türk Basınında sansürün kaldırılması dolayısıyla basın mensuplarıyla kahvaltıda buluştu.

Çalışmaları hakkında bilgi veren Oktay, borçlarını ödemek için herhangi bir mülk satışı yapmadıklarının altını çizerek, “Alımlarda hassas davranıyoruz. Gider kalemleri düşürüldü. Gelir kaynaklarımızı ise gerektiği gibi kullanıyoruz. Örneğin, geçen yıl 480 bin lira civarında kiraya verilen su parklarını biz bu sene 4 milyon 800 bin liraya kiraya verdik. Emlak vergileri ve kiralardan gelen gelirleri borca yatırdık. Kesinlikle peşkeşe izin vermiyoruz” diye konuştu.
Belediye başkan yardımcılarına bir adet makam aracının tahsis edildiğini söyleyen Oktay, “Ben zaten makam aracını zorunlu olmadığım zaman kesinlikle kullanmıyorum” dedi. Yatırımlar için borçlanacaklarını ancak borçlanmanın ‘yorgan ayak usulüne' göre olacağını aktaran Başkan Oktay, “Belediyenin geleceği açısından tabii ki yatırımlar yapmak zorundayız. Bunun için hazır paramız olmadığından zorunlu olarak borçlanacağız ama ayağımızı yorganımıza göre uzatıp çok iyi bir fizibilite ile altından kalkacağız” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası’ndan sadeleşme sürecine ilişkin ilk adım9 izlenme
Temeli atılırken Atatürk dediler ama bakalım sonucu ne olacak?7 izlenme
CHP'li eski İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal: İmamoğlu davasında CIA devreye girdi! Kaygılıyım11 izlenme
İktidar atıp tutuyor ama ticaret tam gaz sürüyor6 izlenme
Döviz hesaplarına 32 milyar dolar gitti2 izlenme
İstanbul’da 9 PKK terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan şüphelilerden 5'i tutuklandı!8 izlenme
F-22'ye parça üreten Türk firma, kalitede Japonları da geçmeyi başardı10 izlenme
Eylem Tok ve oğlunu havalimanına götüren kişi tahliye edildi!6 izlenme
‘ O özürleri kabul etmiyorum! Suskunluğum sürece olan saygımdandır’
Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye hakkında hazırlanan raporun kabul edilmesine AK Parti Sözcüsü Çelik'ten tepki
Alkole zam sağanağı başladı! Rakı, votka, viski, cin...
Şehit babasının konuşması yürekleri sızlattı: Canım oğluma, çınarıma...