Fatih Altaylı’dan

Cübbeli Ahmet'in kendisi hakkında beddua etmesine yanıt veren Altaylı, geçmişte yaşanmış bir olaya atıfta bulunarak dikkat çeken ifadeler kullandı: “Kızına çeyrek milyon dolarlık saat için aracılık istemişti. Herhalde saati alamadığı için kızmıştır”

Cezaevindeki dördüncü gününde Medyascope’a yazılı olarak yanıt veren Altaylı, Türkiye’ye dönüşüyle ilgili çarpıcı bir ayrıntıyı da paylaştı. İspanya'da bulunduğu sırada bazı AK Parti'li isimlerin “Türkiye’ye dönme, tutuklanacaksın” uyarısında bulunduğunu aktaran Altaylı, bu uyarılara rağmen tepkisel bir şekilde geri döndüğünü söyledi. Süreci hukuki bulmadığını dile getirerek, iktidarı rahatsız eden etkisinden dolayı hedef alındığını öne sürdü.

“Batı’da bile bu kadar medeni polis görmedim”
Ruşen Çakır’ın sorularına yanıt veren Altaylı, gözaltı ve cezaevi süreciyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Polislerin ve cezaevi personelinin tutumunu olumlu bulduğunu ifade eden Altaylı, “Batılı bir ülkede dahi bu denli uygar polis görmedim” dedi. Yaşanan sürecin hukuki olmadığını vurgulayarak “Hukuki süreci değerlendiremem çünkü ortada bir hukuk yok. Adem Sözüer ve Rezan Epözdemir ve hatta Mücahit Birinci o süreci gayet iy ideğerlendirdi" dedi.

“Tutuklayacaklar, gelme dediler”
Altaylı, gözaltına alınmasından bir hafta önce İspanya’da bulunduğunu, oradayken bazı iktidar çevrelerinden “Geri gelme, tutuklanacaksın” şeklinde uyarılar aldığını açıkladı. Ancak bu uyarılar karşısında öfkeye kapılarak ülkesine dönmeyi tercih ettiğini söyledi.

“Cübbeli, pahalı saat isteğini yerine getirmediğim için öfkeli olabilir”
Cübbeli Ahmet’in kendisi için ettiği bedduaya karşılık veren Altaylı, geçmişte yaşanan bir olayı gün yüzüne çıkardı: “Cübbeli son olarak beni aradığında kızı için bir saat için aracılık istemişti. En ünlü ve en pahalı bir İsviçre markasının, pırlanta kaplı bir modeliydi. Piyasa fiyatı çeyrek milyon dolar. Herhalde saati alamadığı için kızmıştır. Eğer nefesi dediği kadar kuvvetli ise önce kendisine şifa versin. Ölüm korkusu ile hastane hastane geziyor. Galiba bedduası tutuyor ama duası kabul olmuyor.”

“Asıl korku, etkimden kaynaklı”
Altaylı, yaptığı programların geniş kitlelerce izlendiğini ve bu nedenle hedef alındığını savundu. “Zannederim etkimden korkuyorlar. Bu kritik dönemde sesimi kesmek istediler. Muhalefete akıl verdiğimi düşünüyorlar ama farkında değiller ki ben sadece muhalefete değil, onlara da tavsiyelerde bulunuyorum” diyerek eleştirilerinin yönünü netleştirdi.

Olayın arka planı neydi?
Altaylı’nın açıklamaları, Cübbeli Ahmet’in kısa bir süre önce yaptığı sert çıkışın ardından geldi. Cübbeli, Altaylı’nın da ismini anarak, “Ne hikmetse, başlarına bela gelecek ve hapse girecek olanlar önce bizim caminin avlusuna işiyorlar. Tabii ki bir kısmı hapse girmedi ama mezara girdi. Darısı diğer müfterilerin başına gelsin” demişti.

Bu sözlere tepki gösteren gazeteci İzzet Çapa da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Cübbeli’nin geçmişte Altaylı ile görüşmek için ısrar ettiğini hatırlattı ve “Fatih Bey’i çok severim, o bambaşka bir adam’ deyip, beraber yemek yemek için ısrar eden siz değil miydiniz?” ifadelerini kullandı.
Reklamlar